Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8261 E. 2023/1204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan borcun tespiti ve bu borcun tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde davacının borçlu olduğu belirtilen miktar ile hüküm fıkrasında borçlu olmadığı belirtilen miktar arasında çelişki bulunması ve bu çelişkinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 18.10.2012

SAYISI : 2022/1442 E., 2022/2270 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2012-11.04.2013

KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/676 E., 2022/351 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş; davacı birleşen davada davalı vekilinin karardaki maddi hataların tashih ve tavzihi talebi Bölge Adliye Mahkemesince 18.10.2022 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin asıl ve ek kararı, davacı birleşen davada davalı vekilince duruşma talepli, katılma yoluyla ise davalı birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma talebinin miktar itibariyle reddine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı asıl davada; akaryakıt istasyonu işletmekte olduğunu ve istasyonunun elektriğinin davalı tarafından sağlandığını, davalı tarafından 13.06.2012 tarihli ve 782766 nolu fatura ile 3.045,20 TL, aynı tarihli ve 782827 nolu fatura ile de 130.368,40 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz edildiğini, elektriğin kesildiğini, mahkemece verilen tedbir kararı sonucu elektriğin yeniden bağlandığını, kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını ileri sürerek; Silivri 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2732 E. sayılı dosyasıyla başlatılmış olan takiple ilgili olarak davalıya borcu olmadığının tespitine, kötü niyetli olarak takip başlatan davalının tazminata mahkumiyetine karar verimesini talep etmiştir.

2. Davacı birleşen davada; davalı şirketin faaliyette bulunduğu adreste 29.02.2012 tarihinde yapılan tespit ve darphane ve damga matbaası incelemelerine dayanılarak kaçak ve eksik elektrik tüketim bedeli hesaplandığını, ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplanan kaçak ve eksik tüketim bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalı hakkında başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı asıl davada; davacının işyerindeki sayaçlar sökülerek yerlerine modeme uyumlu kurum malı sayaçlar takıldığını ve sökülen sayaçların laboratuar muayenesine gönderildiğini, 10.05.2013 tarihli Sayaç Muayene Talep ve Sonuç Formlarında her üç sayacın da mühürlerinin orijinal olmadığı, sayaç içerisindeki numaratörle oynandığı, kaçak işleminin yapılmasının uygun olduğunun belirtilmiş olduğunu, EPMHY ve EPDK 622 sayılı kurul Kararına uygun olarak kaçak ve eksik tüketim bedeli hesaplandığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı birleşen davada; davacı şirket tarafından aleyhine tahakkuk edilen elektrik faturası ve kaçak kullanım bedeli dolayısıyla şirket nezdinde itirazda bulunulduğunu, itirazlarının red edildiğini ve icra takibi başlatıldığını, iş yerinde 29.02.2012 tarihinde yapılan inceleme sonunda sayaçlar incelenmek üzere sökülüp yerine yeni sayaçlar takıldığını, yeni sayaçlar ile eski sayaçlardaki tüketim miktarının uyumlu olduğunu, bu sebeple davacı tarafa borçlu olmadıkları gibi kaçak elektrik de kullanılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;kaldırma kararı uyarınca taraf teşkili sağlandıktan sonra Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1357 E., 2020/386 K. sayılı dosyasında davacı / birleşen davada davalı şirketin sayaca müdahalede bulunmadığı ve kaçak elektrik kullanmadığı maddi olgularının tespit edildiği ve söz konusu maddi olguların istinaf yolu incelemesinden geçerek kesinleştiği; dolayısıyla davacı / birleşen davada davalı şirketin kaçak elektrik kullanmadığı tespit edildiğinden ve bu husus Mahkeme kararı ile kesinleştiğinden adına tahakkuk ettirilen kaçak kullanım bedellerinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu bedellerden dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile davacının Silivri 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2732 E. sayılı icra takip dosyasındaki takibe konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın reddine, kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı / birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı / birleşen davada davacı vekili; davacı şirketin sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığını, bu durumun bilirkişi raporları ve dosyadaki belgelerle sabit olduğunu, sayacın hatalı tüketim kaydettiğini, bu sebeple en azından eksik tüketim hesabının yapılması gerektiğini, dosya kapsamındaki somut verilerin yok sayıldığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 11.01.2017 havale tarihli bilirkişi raporunun mevzuata uygun inceleme ve denetleme içerdiği, abonenin kaçak kullanımı sebebiyle ek tahakkuk yapılması mevzuat uyarınca zorunlu olmakla, bilirkişi heyetinin aksi yöndeki görüşüne itibar edilemeyeceğinden, raporun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, Silivri İcra Müdürlüğündeki takip dosyasında davacının 8.713,62 TL asıl alacaktan borçlu olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faizin 32,53 TL ve KDV'nin 5,85 TL olmak üzere toplam borç miktarının 8.752 TL olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile asıl davadaki karar kaldırılarak, yeniden esas hakkında, asıl davada davacının bu miktarda davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi gerektiği; birleşen itirazın iptali davası yönünden davalının borçlu olduğu tutarlar hesaplanmış olmakla (8.713,62 TL asıl alacaktan borçlu olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faizin 32,53 TL ve KDV'nin 5,85 TL olmak üzere toplam borç miktarının 8.752, TL olduğu), takipte istenen miktarlar dikkate alındığında; takibin asıl alacak ve ferileri yönünden toplam 134.001,34 TL üzerinden yapıldığı, buna göre davalının icra takip dosyasında itirazının 124.699,98 TL asıl alacak, 465,55 TL işlemiş faiz ve 83,81 TL KDV üzerinden iptali gerektiği sonucuna varılmış ve birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile birleşen davadaki karar da kaldırılarak, yeniden esas hakkında; asıl davanın kısmen kabulü ile, davacının Silivri 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2732 E. sayılı icra takip dosyasındaki takibe konu borçtan dolayı davalıya 8.713,62 TL asıl alacak, 498,08 TL gecikme faizi, 89,66 TL KDV olmak üzere toplam 8.752 TL borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalının Silivri 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2732 E. sayılı icra takip dosyasındaki borca itirazının 124.699,98 TL asıl alacak, 465,55 TL işlemiş faiz ve 83,81 TL KDV üzerinden iptaline karar verilmiş; davacı vekilinin kararda kesinleşen ceza yargılamasına yer verilmemesi ve açık maddi hata yapılması nedeniyle tashih ve tavzih talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 18.10.2022 tarihli ek kararla; sözkonusu hükmün yeterince açık olduğu, icra işlemleri sırasında uygulanması açısından tereddüt uyandırıyor olmasının sözkonusu olmadığı gibi, hükmün içinde birbirine aykırı fıkralar bulunmasının sözkonusu olmadığı, diğer yandan davacı tarafın tavzihini talep ettiği hususların HMK'nun 302/2 nci maddesindeki açık yasal düzenleme gereğince hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların genişletilmesi ve değiştirilmesi talebini içerdiğinden, maddi hata veya hesap hatası kapsamında da değerlendirilemeyeceğinden hükmün tavzihi ve tashihi yönünden yasal koşulların bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin tavzih ve tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı / birleşen davada davalı vekili, katılma yoluyla davalı / birleşen davad davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı / birleşen davada davalı vekili; İstinaf Mahkemesi kararının gerekçesi ile sonuç kısmının çelişmekte olduğunu, 8.713,62 TL asıl alacaktan borçlu olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında bu defa tam tersine olacak şekilde bu kısım kadar borçlu olmadığının belirtildiğini, hükme esas alındığı belirtilen 11.01.2017 tarihli raporda da kaçak tahakkuku, 3.045,20 TL, eksik kullanım bedeli 5.668,42 TL olmak üzere davalı şirketin talep edebileceği nihai bedelin 8.713,62 TL olduğunun hesaplandığını, karardaki çelişkilerin dışında, borç-alacak tespiti yönünden yapılan değerlendirmelerin de hatalı olduğunu, zira kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, İstinaf Mahkemesi tarafından ceza yargılamasına ait kararın hiç incelenmediğini, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporlarında, sayaca herhangi bir müdahalenin olmadığı, numaratörlerin sağlam olduğu tespit edilip kesinleşen kararla kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığının ortaya konduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, gerek asıl dava gerekse karşı dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı / birleşen davada davacı vekili; sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullanmış olduğu tespit edilen davacıya mevzuata uygun olarak kaçak ve kaçak ek tahakkuku yapıldığını, daha evvel verilen karar davacı /birleşen davada davalı tarafça istinaf edilmediğinden müvekkili yararına oluşan usulî müktesap hakkın yeni bir hükümle ortadan kaldırılamayacağını ileri sürerek, asıl davanın tümden reddine, birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl davada kaçak elektrik kullanımından kaynaklı tahakkuk edilen borçtan sorumlu olmadığının tespiti, birleşen davada ise aynı borcun tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

2. Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alındığı belirtilen 11.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda; kaçak tahakkuku 3.045,20 TL, eksik tüketim bedeli 5.668,42 TL olmak üzere talep edilebilecek nihai bedelin 8.713,62 TL olduğu hesaplanmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince hükmün gerekçesinde takip dosyasında asıl dosya davacısının 8.713,62 TL asıl alacaktan borçlu olduğu, takip tarihine kadar işlemiş faizin 32,53 TL ve KDV'nin 5,85 TL olmak üzere toplam borç miktarının 8.752 TL olduğu belirtilmesine rağmen; hükümde, borçlu olunduğu tespit edilen miktar yönünden asıl dosya davacısının borçlu olmadığına ve yine birleşen dava yönünden de itirazın iptaline karar verilmek suretiyle hüküm ve gerekçesi arasında çelişki oluşturulmuş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Bozma nedenine göre; davacı / birleşen davada davalı vekilinin sair, davalı / birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre davacı / birleşen davada davalının sair, davalı / birleşen davada davacının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.