"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1907 E., 2022/2128 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2018
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/1061 E., 2019/766 K.
Taraflar arasındaki kira bedelinin ve hasılat kirası ciro oranının uyarlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile aralarında imzalanan 04.10.2012 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesinde aylık 14.998,38 TL sabit kira bedeli ve aylık ciro oranı üzerinden de %5 hasılat kirası ödenmesinin kararlaştırıldığını, günün ekonomik koşulları, TL'nin değer kaybetmesi ve hakkaniyet kurallarına ek
olarak kiralananın büyüklüğü, konumu ve emsal kiralar dikkate alındığında kira bedelinin rayicin gerisinde kaldığını ileri sürerek; kiralananın bulunduğu AVM'nin cazibe merkezi olması da gözetilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, sabit (asgari) kira bedelinin dava tarihinden itibaren 30.000 TL olarak, hasılat kirası ciro oranının ise aylık %10 olarak uyarlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; sözleşmede kira bedelinin artırılmasına dair hüküm bulunduğunu, tarafların sözleşme ile bağlı olup uyarlama koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu olayda uyarlama koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Türk Borçlar Kanunu'nun 138 inci maddesinin somut olaya uygulanması gerektiğini, uyarlama koşullarının oluştuğunu, bilirkişi raporundaki tespitlerin iddiasını ispatladığını, enflasyonun artması, TL’nin yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesi sonucunda, şok devalüasyonlar ile birlikte paranın satın alma gücünün oldukça azaldığını, davalının ödediği kira bedelinin aynı AVM içerisinde bulunan emsallerin çok altında kaldığını, uyarlama talep edilmesinin basiretli davranma yükümlülüğüne aykırılık oluşturmadığını, 2018 yılında ekonomide yaşanan olumsuzlar nedeni ile çıkartılan kararname ve tebliğlerle piyasaya müdahale edildiğini, Mahkemenin gerekçesinde yer verdiği emsal kararın çok eski tarihli olması nedeniyle kabul edilemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira bedelini etkileyecek şekilde kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar, döviz kurlarındaki ani ve aşırı iniş ve çıkışlar ile ülkeyi sarsan ciddi ekonomik kriz veya doğal afetlere bağlı ödeme esaslarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek olayların varlığına ilişkin somut delillerin bulunmadığı, kaldı ki davacının tacir olduğu ve basiretli tacir gibi davranarak para üzerindeki kısmi değişimleri öngörmek zorunda olduğu, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın aydınlatılma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, aslında talebin sabit kira bedeli ve ciro kira bedelinin tespitine ilişkin olduğunu, hakimin hukuk kurallarını kendiliğinden uygulaması gerektiğini, davanın kira tespiti olarak nitelendirilmemesinin hatalı olduğunu, hukuki sebebin değiştirilmesinin davayı değiştirmek olmadığını belirterek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını, dosyanın yeniden görülerek kira bedelinin 2018- 2019 kira dönemi için aylık 30.000 TL ve aylık ciro oranının %10 olarak belirlenmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira bedelinin uyarlanması istemine ilişkindir.
2. Hukuki Nitelendirme
1. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli ve 2020/9-6 E., 2021/1342 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; temyiz incelemesinde istinaf incelemesinden farklı olarak kanuna aykırılık maddi hukuk ve usul hukuku yönünden incelenecek, maddi vakıaların denetimi ile delil değerlendirilmesine girilmeyecektir. İstinaf mahkemelerinin hukuk sistemimize girmesi ile Yargıtay bir hukuki denetim ve içtihat mercii olmuştur. Yargıtay artık denetim mahkemesi olduğundan vakıaları (istisnalar dışında) inceleyemez. Mahkemenin vakıayı tespit ederken kanuna aykırı davranması, delillerle çelişik vakıa tespitinde bulunulması, maddi vakıa tespitinin akla aykırı bir konuya ilişkin bulunması durumlarında bu durumları inceleyip bozma sebebi yapabilecektir. Ancak bu maddi vakıa incelemesi sınırlı durumlarda ve bu öngörülen hâller dâhilinde yapılabilecektir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde; Yargıtayın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hâllerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtayın bu temyiz sebebini incelemesi mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle temyiz incelemesinin sınırlarından biri ve en önemlisi, ileri sürülen temyiz sebebinin istinafta ileri sürülüp sürülmediği ve ileri sürülen sebebin istinaf mahkemesince hukuka aykırı olarak değerlendirilip değerlendirilmediği hususudur.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince verilen 06.02.2020 tarihli istinaf dilekçesinde; istinaf sebepleri “başvuru gerekçelerimiz” başlığı altında somutlaştırılmış olup dilekçenin tümü bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı vekilince talebin esasen kira bedelinin tespitine yönelik olduğuna dair bir istinaf sebebinin ileri sürülmediği, temyiz dilekçesinde yer verilen ifadelerin kanunun açık hükmüne aykırılık da teşkil etmediği dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı vekilince istinaf sebebi yapılmayan ve kamu düzenine ilişkin bulunmayan hususların re’sen nazara da alınamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.