Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8300 E. 2023/150 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı hastanede yapılan anjiyo işlemi sonrasında davacının bacağında meydana gelen rahatsızlığın anjiyodan kaynaklandığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına ve davacının şikayeti ile anjiyo işlemi arasında illiyet bağı kurulamadığının Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilmiş olmasına göre, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/631 E., 2021/72 K.

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; kalp rahatsızlığı nedeniyle davalı şirketin Özel Karadeniz Hastanesi olarak bilinen hastanesinde 06.10.2009 tarihinde anjiyo olduğunu, operasyondan sonra ayağında oluşan sorun nedeniyle normal yürüyemez hale geldiğini, sağ bacağında cansızlık ve şiddetli ağrı hissetmeye başladığını, Trabzon Yavuz Selim Kemik Hastanesi ve Farabi Hastanesinde yapılan muayene ve tetkiklerinde sağ ayağında sinir damarının anjiyo sırasında kesildiğinin ya da zedelendiğinin ve rahatsızlığının bundan kaynaklandığının belirlendiğini, yapılan tedavilerin sonuç vermediğini, ömrünün geri kalan kısmını bu şekilde yaşamak durumunda kaldığını, vücut bütünlüğünde noksanlık meydana geldiğini, sakat kaldığını,

ev işlerini dahi yapamadığını, ailesine katkı sağlamak bir yana yük olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın 06.10.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; hastanede çalışmayan doktor tarafından anjiyo işleminin yapıldığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, konulan tanıda kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2014 tarih 2012/93 E., 2014/384 K. sayılı Mahkemenin kararı ile Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'ndan alınan 07.05.2014 tarih ve 3121 karar sayılı raporunda anjiografi işlemini yapan hekimlere herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğinin belirtildiği, anjiyonun 06.10.2009 tarihinde gerçekleşmiş olduğu ve davacının şikayetleri sonucu tespit edilen L4-5 disk hernisi tanısının ise 13.12.2013 tarihinde konulduğu, davacının şikayeti ile anjiyo işlemi arasında herhangi bir illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2017 tarih ve 2015/15331 Esas, 2017/3251 Karar sayılı ilamıyla davacının kalp rahatsızlığı nedeniyle davalı hastanede anjio yapıldığı ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 07.05.2014 tarihli raporuna göre, lokal anestezi altında femoral artere girilerek yapılan anjiografinin kardiak hastalıkların tanı ve tedavisi için kullanılan yöntemlerden biri olduğu, söz konusu girişimler esnasında meydana gelen cilt lezyonuna bağlı cildin eklerinden olan yüzeysel duyusal pariferik sinirlerde hasar meydana gelebileceği, söz konusu bu hasarın bu tür girişimlerden sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmale izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, bununla birlikte mevcut vakada tarif edilen şikayetlerin 13.12.2013 tarihinde tanısı konulan L4-5 disk hernisinin bulgularıyla uyumlu olduğu, dolayısıyla anjiografi işlemini yapan hekimlere herhangi bir kusur izafe edilemediği, davacıya imzalatılan rıza formunun ise davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, öncelikle davalı taraftan davacıya imzalatılan rıza formunun celbedilmesi gerektiği, mahkemenin bu yönler göz ardı ederek, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu'ndan alınan 07.05.2014 tarih ve 3121 karar sayılı raporunda anjiografi işlemini yapan hekimlere herhangi bir kusur izafe edilemeyeceğinin belirtildiği, anjiyonun 06.10.2009 tarihinde gerçekleşmiş olduğu ve davacının şikayetleri sonucu tespit edilen L4-5 disk hernisi tanısının ise 13.12.2013 tarihinde konulduğu, davalı kendisine verilen süre içerisinde rıza formunu dosya arasına sunamasa da davacının şikayeti ile anjiyo işlemi arasında herhangi bir illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 13.06.2022 tarihli ve 2022/4441 Esas, 2022/5688 Karar sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde

görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen aydınlatılmış onam konusunda bozma ilamında yer alan hususlar değerlendirilmeden karar verildiğini, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda söz konusu operasyonlar sonucunda komplikasyonların meydana gelebileceğini, pariferik sinirlerde hasar meydana gelebileceğini ve 13.12.2013 tarihinde konulan tanının şikayetlerle uyumlu olduğunu belirtilerek davacının şikayeti ile yapılan anjiyo arasında illiyet bağı bulunmadığına ilişkin hiçbir bilgi, belge yada yorum bulunmadığını, yine hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini ve verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı hastanede yapılan anjiyo işleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde sayılı sebeplerinin birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.