Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8396 E. 2023/336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davalının sözleşmedeki imzasının kendisine ait olmadığı iddiası üzerine davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından imzanın inkar edilmesi üzerine, mahkemenin dosyadaki mevcut bilirkişi raporlarına dayanarak ve davalıdan imza örneği almadan hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/215 E., 2022/34 K.

KARAR : Davanın Reddine

Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı ... arasında akdedilen 10/11/1998 tarihli tüketici kredisi sözleşmesiyle 3.955,62 TL ile 10/11/1998 tarihli kredili mevduat sözleşmelerine istinaden 2.500,00 TL kredili mevduat kredisi açıldığını, anılan sözleşmeleri ... ve ...'ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle tüketici kredisi için kredi sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden... 12. Noterliğinin 04/12/2000 tarih ve 27665 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cari hesabın kat edildiğini, dava tarihi 05/10/2009 tarihi itibariyle kredili mevduat hesabından dolayı anapara 2.513,67 TL işlemiş faiz 40.713,28 TL ve BSMV 2.035,66 TL olmak üzere toplam 45.262,62 TL ile tüketici kredisinden dolayı ise anapara 2.513,84 TL, işlemiş faiz 37.671,82 TL ve BSMV 1.883,59 TL olmak üzere toplam 42.069,25 TL'ye ulaşan alacağın tahsili için dava açılma zorunluluğunun doğduğunu, dava tarihi itibariyle toplam 87.331,87 TL tutarındaki alacağın tüketici sözleşmesinden kaynaklanan kısmına %106,86 ve kredili mevduat hesabı kısmına ise % 153 oranında işleyecek faizi ve BSMV ve diğer ferileriyle birlikte tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/140 Esas sayılı ve istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/360 Esas sayılı dosyaları ile Ziraat Bankası soruşturma raporu incelendiğinde, davacı banka personelinin bir kısmının üyesi bulunduğu organize suç örgütü tarafından hiçbir haberi olmayan yüzlerce kişinin ad ve kimlik bilgileri kullanılarak ve imzaları taklit edilerek adlarına kredi sözleşmeleri tanzim edildiğini, müvekkilinin nakit kredi almadığını, kredi sözleşmelerinin sahte olduğunu, toplanan paraların suç örgütüne aktarıldığını, sözleşmedeki kefalet imzasının müvekkiline ait olduğunun net olarak bilinmediğini,... 6.Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın zaman aşımı nedeniyle esasa girilmeden ortadan kalktığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

2.Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III.MAHKEME KARARI

1.İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi'nin 01.12.2011 tarih 2009/530 Esas 2011/1116 Karar sayılı kararıyla davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

2.Karar karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18.09.2013 tarih 2013/10790 Esas 2013/15951 Karar Sayılı ilamı ile ''kredili mevduat hesap sözleşmesinden'' doğan alacak yönünden verilen görevsizlik kararının onanmasına, tüketici kredisi yönünden verilen kararın ise bu talep yönünden Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu'' gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

4.Bozma sonrası dosya, İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2014/347 Esas sayılı yeni dosya numarasını almıştır. İş bu dosyadan kredili mevduat hesabı sözleşmesi yönünden dava tefrik edilmiş ve... 1. Tüketici Mahkemesinin 12.01.2022 tarih 2022/21 Esas, 2022/15 Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve talep üzerine dosya yukarıda bilgileri verilen Mahkemeye gelmiştir.

5. Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davanın 10.11.1998 tarihli olan 2.500 TL limitli kredi sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, somut olayda; dosya arasına alınan İstanbul 1.Tüketici Mahkemesinin 2005/736 Esas sayılı dosyasından alınan 07/04/2009 ve 29/01/2010 tarihli bilirkişi raporlarında açıkça anlaşıldığı üzere davaya konu 10.11.1998 tarihli kredi sözleşmedeki isim- soy isim yazıları ve imzaların davalı ...'un eli ürünün olmadığına dair raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davaya konu 10.11.1998 tarihli kredi sözleşmesindeki imza asıl borçlu ...'a ait olmadığından kredi sözleşmesinden dolayı asıl borçlu ile birlikte kefil sıfatı taşıyan diğer davalıların da sorumlu olmadığı'' gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mevcut sözleşme ve banka kayıtları dikkate alındığında davalılar tarafından kredinin kullanıldığını ve borcun ödenmediğini, dolayısıyla tüm davalılar yönünden davanın kabulü gerektiğini, davalılara ait imza incelemesi yapılmadan ve imza örnekleri toplanmadan başka mahkeme kararı göz önüne alınarak ve isticvap talebi reddedilerek, dosyadan bilirkişi incelemesi yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ''İspat Yükü'' başlıklı 6 ncı maddesi; ''Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.''

2.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 208/1 inci maddesi; ''Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır.

''

3.6100 Sayılı Kanun'un 211 inci maddesi; ''a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.

'' şeklindedir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.