"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1407 E., 2022/1269 K.
DAVA TARİHİ : 23.12.2021
KARAR : Davanın usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/409 E., 2022/436 K.
Taraflar arasındaki sözleşmesin feshi ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... İnş. Nakliye Isı San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı SS Belkoop Yapı Kooperatifi arasında 07.09.2006 tarihli inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını ve yaklaşık 1060 daireden oluşan kooperatifte inşaatın yapımına başlandığını, sözleşmede bulunan hükümler gereğince, yapımcı firma olan .... İnş. Nak. Isı. San. ve Tic. A.Ş.'nin yaklaşık 70 daire alacağını planlayarak işe başladığını, ...İnş. Nak. Isı. San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkil ... arasında imzalanan 17.01.2012 tarihli sözleşme ile şirketin kendisine düşecek dairelerden birini 50.000 TL bedel karşılığında müvekkiline satmayı taahhüt ettiğini ve aynı tarihte düzenlenen teminat senedinin imzalandığı sırada yapımcı firma temsilcisi olan ...’e müvekkil ...'ın daire bedeli olan 50.000 TL’yi elden ve nakit olarak ödediğini, daire parası olan 50.000 TL’yi elden ve nakit olarak alan firma yetkilisi ...'in, daha fazla güven sağlamak amacıyla 17.01.2012 tarihli teminat senedi olarak bilinen garanti sözleşmesini imzalayarak müvekkile verdiğini, söz konusu garanti sözleşmesinde, 27.06.2014 tarihine kadar dairenin müvekkile teslim edilmemesi halinde, garanti sözleşmesinin işleme konacağının senedin arkasına şerh edildiğini, dairenin teslim edilmediğini beyan ederek; davacı ile ... İnş. Nak. Isı. San. ve Tic. A.Ş. arasında yapılan sözleşmenin feshedilerek, SS Belkoop Yapı Kooperatifinde yapımı tamamlanmış ve tapusu verilmiş olan bir dairenin (bağımsız bölüm) rayiç değerinden, bunun mümkün olmaması halinde, garanti sözleşmesinde gösterilen 150.000 TL’den fazlaya dair
hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL, dava tarihi itibariyle Merkez Bankası verilerine istinaden, 27.06.2014 tarihinden itibaren aylık 150 Euro olmak üzere hesaplanan, toplam 13.500 Euro karşılığı olan 189.945 TL kira tazminatından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL’nin, 27.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek temerrüd faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini iddia ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... İnş. Nak. Isı San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ikame edilen işbu davanın yasal dayanaktan yoksun olup, haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının dayanak olarak sunmuş olduğu sözleşmenin tanzim tarihinin 17.01.2012 olup, söz konusu tarih üzerinden 10 yıla yakın zaman geçtiğini, işbu sözleşmeden kaynaklı her türlü talebin zamanaşımına uğradığını, davacının her ne kadar sözleşmeye konu satış bedelini ödediğini iddia etmiş ise de müvekkili şirkete ödenen herhangi bir bedel bulunmadığını, davacının müvekkili şirketle imzalamış olduğu 17.01.2012 tarihli sözleşme uyarınca satışı üzerinden anlaşılan dairenin rayiç değeri ile cezai şart olarak kira bedelinin tahsilini talep ettiğini, söz konusu sözleşmede de görüleceği üzere tarafların daire satışı konusunda anlaştığını ve daire bedeli olarak da 50.000 TL bedel ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, davacının işbu bedeli ödemesi akabinde daire satışının gerçekleşeceğini, fakat davacı tarafın sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemediğini, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın davacı taraf olduğunu, davacının açık bir şekilde kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu belgede müvekkilinin şahsi sorumluluğunu doğuracak imzasının bulunmadığını, husumetten davanın reddinin gerektiğini, davaya konu belgedeki teminat senedi hükmünün, garanti sözleşmesi demek olmadığını, bu hükmün, sözleşmeden müvekkilinin şahsen sorumluluk hükmü de olmadığını, geçersiz sözleşmeye teminat olarak verilen senetin de geçersiz olduğunu, gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı belgenin adi yazılı şekilde yapılan geçersiz bir sözleşme olduğunu, geçersiz sözleşmelerde sadece verilenlerin iadesinin söz konusu olduğunu, dolayısıyla kira, cezai şart, gecikme tazminatı, faiz gibi feri nitelikteki hakların da geçersiz olup tarafları bağlamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2021/896 E., 2022/287 K. sayılı kararı ile davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine dosya görevli Tüketici Mahkemesine gelmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''...7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun m.59 ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a eklenen m.73/A uyarınca arabuluculuğa tabi olmayan uyuşmazlıkların sıralı olarak sayıldığı, davacı tarafından öncelikle Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2021/896 Esas- 2022/287 Karar sayılı dosyasında dava tevzi edilmiş ise de; görevsiz mahkemede açılan dava nezdinde ''dava şartları yönünden'' müktesep hak oluşturmayacağı hususunda kuşku bulunmadığı, kanunun amir hüküm lafzı ile bağlı olarak, davacı tarafından dosya kapsamına arabuluculuk son görüşme tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı bir örneğinin sunulmadığı, dava şartları yönünden dosya üzerinden yapılan incelemede re'sen tespit edildiği...'' gerekçesiyle davanın arabuluculuk ön dava şartı yerine getirilmediği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114 üncü maddesinin 2 nci ve 115 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6502 sayılı TKHK'nın 73/A maddesinde ve 6100 sayılı HMK'nın 114 üncü maddesinin 2 nci ve 115 inci maddesinin 2 nci fıkrasında görevsizlik nedeniyle, görevli Tüketici Mahkemesine gönderilen davalar için, arabuluculuk son tutanağının, en son hangi tarihe kadar alınabileceği hususuna yer verilmediğini, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2021/896 E., 2022/287 K. sayılı görevsizlik kararının gerekçesinin yazımı aşamasında iken, arabulucuya müracat edilip 09.05.2022 tarihinde arabuluculuk son tutanağının alındığını, istinaf süresi dolmadan dosya derdest iken, arabulucuya başvurulduğunu ve son tutanağın alındığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''...28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a eklenen m.73/A. Maddesi uyarınca, 28/07/2020 tarihinden sonra açılan eldeki davada, davanın açılış tarihi olan 23.12.2021 tarihinden önce davacı tarafça zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı, her dava açıldığı tarihteki durumuna göre değerlendirileceğinden arabuluculuğa ilişkin dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanı reddine dair verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu...'' gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalan sözleşmede yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi, teslim edilmesi kararlaştırılan daire ile aynı nitelikteki bir dairenin rayiç bedelinin ve mahrum kalınan kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 7251 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi ile, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 73 üncü maddesinden sonra gelmek üzere “Dava şartı olarak arabuluculuk'' başlığıyla eklenen 73/A maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2 nci fıkrasında; "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi getirilmiştir.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre somut olayda; davacı vekili tarafından 23.12.2021 tarihinde Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2021/896 Esas, 2022/287 Karar sayılı ilamı ile, mahkemenin görevsiz olduğuna ve dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, davacı vekilinin, 23.05.2022 tarihli beyan dilekçesi ile, arabulucuya başvurulduğunu beyan ettiği, 09.05.2022 tarihli arabuluculuk son tutanağını dilekçesi ekinde sunduğu ve dosyanın tutanakla birlikte tüketici mahkemesine gönderilmesini talep ettiği, talep üzerine dosyanın 26.05.2022 tarihinde Tüketici Mahkemesine geldiği anlaşılmıştır. Eldeki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında zorunlu arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı eksikliğinin giderildiği ve görevli mahkeme olan tüketici mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken,
tekrar davacıdan 6325 sayılı Kanun'un gereklerini yerine getirmesini istemek Kanun'un uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceğinden, yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.