Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8410 E. 2023/564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın, sulh ile sonuçlanan dosyada müvekkili tarafından azledilmesi nedeniyle açtığı vekalet ücreti alacağı davasında, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı sonrası oluşan yeni içtihat gereği davanın kısmen reddine karar verilmesi üzerine, reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan içtihada göre davacının dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, kazanılmış hak ilkesi ve usul ekonomisi gözetilerek hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/338 E., 2022/838 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili; davalı...’in trafik kazasından dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatını alabilmesi için kendisine vekalet verdiğini, bu kapsamda sigorta şirketine başvuru yaptığını, sigorta şirketince ödeme yapılmaması üzerine davalı şirkete karşı dava açtığını, ancak 18.12.2014 tarihinde davalı...’in kendisini haksız olarak azlettiğini, ardından diğer davalı ile sulh olduğunu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 163 üncü,164 üncü ve 165 inci maddeleri gereği davalıların hem akdi hem yasal vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı almak kaydıyla şimdilik 2.000 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili 19.02.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 35.800-TL'ye yükselterek temerrüt tarihinden itibaren avans faizi istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı ... vekili; davalı ...'in davacıyı azletmesinde şirketin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, davalının davacıyı azlettikten sonra başka avukatları vekil tayin ettiğini, davacıyı devre dışı bırakmadığını, diğer davalının zaten davacıyı azlettikten sonra başka avukatlara vekalet verdiğini, vekalet ve azil ilişkisinin taraflar arasında hukuki sonuç doğuran bir ilişki olduğunu, davacının bu azilden zarar gördüğü gerekçesiyle şirkete husumet yöneltmesinde yasal isabet bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, uyuşmazlık konusu dava dosyasında hasım olan ve dosyayı sulh ile sonuçlandıran her iki davalının haksız azil nedeniyle davacının hak etmiş olacağı vekalet ücretinden dolayı müteselsil sorumlu olduğu, azlin haksız olması nedeniyle davacı avukatın vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı, bilirkişi aracılığıyla belirlenen vekalet ücretinin alacağının 35.800 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, toplam 35.800 TL alacağı (2.000 TL'sine dava tarihinden itibaren, 33.800 TL'sine ıslah tarihi olan 19.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarihli ve 2016/29808 E., 2019/6083 K. sayılı ilamıyla; davalıların sair temyiz itirazları incelenmeksizin mahkemece, davalı ... Genel Sigorta A.Ş.'nin akdi vekalet ücretinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasının 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu kararına aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı gerekçesiyle davacının davalı ...'e karşı açtığı davanın kabulü ile, toplam 35.800 TL alacağın (2.000 TL'sine ilk dava tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren, 33.800 TL'sine ıslah tarihi olan 19.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.10.2021 tarihli ve 2020/6826 E., 2021/9435 K. sayılı ilamıyla; davalı ...'in tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozma ilamında da belirtildiği şekilde davalı ...Ş.'nin akdi vekalet ücretinden sorumlu olmamasına karşın yasal vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduğu, mahkemece tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalı ...Ş. yönünden yasal vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken davalı ...Ş. hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kazanılmış hak ilkesi ve bozma gerekçesi ile sınırlı olarak yapılan değerlendirme neticesinde usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay bozma ilamına uyularak araştırılacak başka bir husus kalmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, (Mahkemenin 2019/728 E., 2020/147 K. sayılı dosyasında dava dışı ... hakkında kurulan hüküm gereğince mükerrer ödeme olmamak kaydıyla ve müteselsilen olmak üzere) 16.800 TL alacağın (2.000 TL'sine ilk dava tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren, 14.800 TL'sine ıslah tarihi olan 19.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; yerel mahkemenin ilk verdiği kararın 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu kararından önce olduğu için içtihadı birleştirme kararının davaya uygulanmasının adil yargılanma hakkının ihlaline neden olduğunu, içtihatı birleştirme kararından önce karar verildiğinden söz konusu karar lehine usuli kazanılmış hak olduğunu, sonradan yapılan içtihati bir değişliklik davacının aleyhine uygulanmaması gerektiğini, içtihadi birleştirme kararıyla talep reddedildiğinden ve davanın açılmasına neden olmadıklarından ret edilen kısım için aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, kararın

usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...Ş. vekili; dava konusu uyuşmazlık müvekkili ile vekili arasında olduğundan kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını, ilk bozma ilamı sonrasında pasif husumet yokluğundan redde ilişkin verilen kararın onanması gerektiğini, diğer davalı ...'in davacıyı azlettikten sonra yeni vekil tayin ettiği için yasal vekalet ücretinden sorumlu olmasının mümkün olmadığını, hükmedilen faiz ve oranlarının da hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 165 inci maddesine istinaden açılan vekalet ücreti alacağına istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 435 inci maddesinin birinci fıkrası ile 436 inci ve 437 inci maddeleri.

2.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) Ücret Dolayısiyle Müteselsil Sorumluluk başlıklı 165 inci maddesi şöyledir:

"İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar."

3.Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamıyla "Avukatlık Kanunun 165. Maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh ve her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmadığına" karar verilmiştir.

4.Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 E., 1960/9 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

“İçtihadı Birleştirme Kararı, daire kararlarından daha doğru bir içtihada varmak için verilmiş bir karar olduğu cihetle onun mümkün olan her davaya tatbiki, usul kaideleriyle güdülen hakka varma gayesine dahi uygun olur. Nihayet, içtihadi birleştirme kararıyla kabul edilen afaki esasları tatbik ederek istikrarı sağlama prenisibinin sayısı belli hadiselerde feda edilmesinde de bu yolsuzluk düşünülemez ve bu şekilde bir tatbikat, adalete güveni sarsmak şöyle dursun bilakis bu güveni kuvvetlendirir. Demek ki, söz konusu kanun hükmünün mümkün olan her hadiseye tatbiki ile müktesep hak esasının içtihadı birleştirme kararı karşısında gözönünde tutulmaması, o maddenin hem mutlak olan lafzına, hem de ruhuna uygun bulunacaktır.”

3.Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararları bozulması 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşıldığından davalı... Genç yönünden karar başlığında adının gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olmadığı değerlendirilmekle davacı vekilinin sair ve davalı ...Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.Dava dosyasının incelenmesinde; dava tarihinin 22.05.2015 olduğu, ilk karar tarihinin 14.07.2016 olduğu, bozmaya dayanak yapılan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamının tarihinin ise 05.10.2018 olduğu, davanın kısmen kabulü sonradan verilen İçtihadı Birleştirme Kararı nedeniyle oluştuğu, dava tarihindeki duruma göre davacının dava açmada kusuru bulunmamasına göre, reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin sair ve davalı ...Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davalı ...Ş. vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.