Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8432 E. 2023/563 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı avukatın, davacı adına tahsil ettiği tazminattan, davacının hissesine düşen bedeli ödememesi nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı avukatın, tahsil ettiği bedelden davacıya düşen miktarı ödemediği, yapılan ödemelerin davacının rızası olmadan gerçekleştirildiği ve davalı avukatın takibe yaptığı itirazın haksız olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı avukatın itirazının iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/7 E., 2022/472 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı avukata verdiği vekaletle idare mahkemesinde tazminat davası açıp takip ettiğini, davalının lehine hükmedilen tazminatı icraya koyarak tahsilat yaptığını, ancak hissesine düşen bedeli ödemediğini, bu bedelin tahsili için takip başlattığını, davalının yaptığı takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; verilen talimatlar gereğince 121.243 TL olarak tahsil ettiği bedelin 65.000 TL'sini... ve ...'e, yaklaşık 15.000 TL'sini ise...'e ödediğini, davacı tarafından bedelin alınması yönünde eşi olan ...'e açık yetki verildiğini ve bu yetkiye istinaden bedeli ...'e ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, tahsil edilen 121.243,50 TL'den vekilin hakettiği 17.660 TL vekalet ücretinin mahsubu ile bakiye 103.583,50 TL'nin hak sahiplerine tesliminin gerektiği, bu bedelden davacı adına hüküm altına alınan tazminat miktarı dikkate alındığında 46.612,57 TL'sinin davacıya teslimi gereken tazminat miktarı olduğu, anılan bu bedelin vekil tarafından davacıya ödenmediği, vekil tarafından ödenen bedellerin gerekli dikkat ve özenin gösterilmeyerek davacının izin ve yetkisi alınmadan yapıldığını, davacıyı bağlamayacağı ve davalının da hesap verme ve ödeme sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalının icra dosyasına bildirdiği itirazda haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Konya 2. İcra Müdürlüğünün 2009/8455 takip sayılı dosyasına bildirdiği itirazının asıl alacak olan 45.000 TL'ye yönelik olarak iptaline, takibin bu miktara takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, dava ve takip tarihi dikkate alınmak suretiyle asıl alacağın % 40'ı olan 18.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.10.2014 tarihli ve 2013/32673 Esas, 2014/31415 Karar sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığı, davalı avukatın anılan yasal düzenleme gereğince dava değerinin %10-20’si oranında akdi vekalet ücreti isteyebileceği, mahkemece yanlış değerlendirme ile davalı avukat tarafından tahsil edilen alacaktan mahsup edilecek vekalet ücreti belirlenirken avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesine göre davalı vekilin dava değerinin %10-20’si oranında akdi vekalet ücreti isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalının Konya 2. İcra Müdürlüğünün 2009/8455 Esas takip sayılı dosyasına vaki itirazın 35.515,50 TL asıl alacak ile 4.102,04 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 39.617,54 TL tutara yönelik olarak iptaline, bu tutara takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, dava konusu alacak yargılama gerektirdiğinden icra tazminat talebinin reddine, dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekil temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.12.2020 tarihli ve 2020/3722 Esas, 2020/7538 Karar sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, mahkemece verilen ilk kararın davalının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davacı alacağından mahsup edilecek olan vekalet ücretinin asgari ücret tarifesine göre değil, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesine göre hesaplanması gerektiğinden bozulduğu, dava değerinin bozmaya konu edilmemiş olduğu, davanın mahkemenin kabul ettiği gibi 45.000 TL'lik asıl alacak hakkındaki itirazın iptaline ilişkin olduğu, takipteki 21.792 TL işlemiş faiz alacağına yönelik itirazın ise davacı tarafça temyiz edilmeyerek davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu nedenle Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra işlemiş faize yönelik yapılan itiraz hakkında karar verilmemesi gerekirken, yazılı şekilde 35.515,50 TL'lik asıl alacak yanında 4.102,04 TL'lik faiz alacağı hakkındaki itirazın iptaline de karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş olmakla birlikte hükmün müzakeresi sırasında mahkemece verilen kararda "...itirazın 35.515,50 TL asıl alacak ile 4.102,04 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 39.617,54 TL tutara yönelik olarak iptaline, bu tutara takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına" denilerek faize faiz işletilmesi de eleştiri konusu yapılmıştır.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile Konya 2. İcra Müdürlüğünün 2009/8455 Esas sayılı dosyasında 35.515,50 TL asıl alacak kısmı yönünden davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptaline, bu tutar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu alacak likit olmadığı ve yargılama neticesinde tespit edildiği gözetilerek icra inkar tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, davacıya yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının payına düşen miktarın eşi ...'in hesabına kendi talimatı ile yatırıldığını, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/751 Soruşturma dosyası kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda davacının alacaklı olmadığının belirtildiğini, bozmaya uyulmasına rağmen yine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapıldığını, buna rağmen kararın onandığını, temyiz itirazları hakkında esaslı inceleme yapılmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı avukat tarafından tahsil edilen alacaktan davacının hissesine düşen bedelin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 435 inci maddesinin birinci fıkrası ile 436 inci ve 437 inci maddeleri.

2.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Avukatlık Ücreti başlıklı 164/4 üncü maddesi şöyledir:

"Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır."

3.Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.