Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8434 E. 2023/636 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında, icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Alacağın likit ve belli olması şartının sağlandığı, borçlunun itirazının haksız olduğunun tespit edilmesi ve icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönünde onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/463 E., 2021/325 K.

DAVA TARİHİ : 22.10.2014

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalıların murisi...... ile kredi sözleşmesi imzaladığını, kredi borçlusu ...'nın vefatı sonrasında gönderilen ihtar sonrasında kredi sözleşmesine ilişkin taksitleri ödemeyerek temerrüde düşen mirasçıları olan davalıların, 9.778,92 TL alacağın tahsili için aleyhlerine başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiklerini, murisin ölüm nedeninin troid kanseri olduğunu ve bu hususu sigorta poliçesi akdi sırasında sorulan sorularda gizlediğini, hastalığın gizlenmemesi durumunda sigorta poliçesinin düzenlenmeyeceğini ileri sürerek; ödenmeyen bakiye kredi borcunun tahsili amacıyla başlatılan takibe davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; murisi olan annesinin kanser hastalığından vefat etmediğini, hayat sigortasının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı ...; davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Diğer davalılar ... ve ...; davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Davanın açıldığı Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemenin 21.05.2015 tarihli ve 2014/711 E., 2015/368 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.12.2015 tarihli ve 2015/35240 E., 2015/36240 K. sayılı ilamıyla; uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekirken genel mahkeme sıfatı ile görülüp sonuçlandırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakan Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.03.2016 tarihli ve 2016/271 E., 2016/148 K. sayılı kararıyla; davalıların murisi ... ile davacı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesinin düzenlenmesi esnasında murise hayat sigorta poliçesi düzenlenmiş olduğu, muris ...'nın hastalığını sigorta şirketine bildirmemesinin yaptırımının mirasçıları olan davalılara yüklenilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarihli ve 2016/15484 E., 2019/9186 K. sayılı ilamıyla; murisin hayat sigortası poliçesinde kanser hastalığının bulunmadığını beyan ettiği, ancak vefatının kanser hastalığı nedeni ile gerçekleştiğinin iddia olunduğu, iddiaların doğru olup olmadığı ve varsa hastalığın sigorta sözleşmesinden önce mevcut olup olmadığı hususunda Mahkemece bir değerlendirme yapılmadan eksik araştırma ile hüküm kurulmasının doğru olmadığından bahisle, karar bozulmuştur.

3.Bozma sonrasında Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/426 E., 2019/512 K. sayılı kararında; 18.08.2017 tarihi itibari ile Trabzon Tüketici Mahkemesi faaliyete geçirilmiş olduğundan dava dosyasının Trabzon Tüketici Mahkemesine devrine ve gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma uyarınca alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların murisinin, kendisine sorulmasına karşın ölümüne neden olan, ölümü ile illiyet bağı bulunan hastalıkları beyan etmediğinden, sigorta şirketinin vefat teminatını ödeme sorumluluğu bulunmadığı, davalıların muris ...'nın davacı bankadan kullanmış olduğu dava konusu tüketici kredisinin vadesi gelen ve geciken taksitlerinin ödenmesinden sorumlu oldukları, alacak miktarı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın iptaline, takibin 1.851,88 TL asıl alacak ve 388,92 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 2.240,88 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 1.851,88 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %24,65 oranında temerrüt faizi uygulanmasına ve faizin %5'i oranında BSMV yürütülmesine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepler

Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadığını, ihtarın usule uygun olduğunu, asıl alacak, faiz ve BSMV'nin düşük hesaplandığını, talebinin hukuka uygun olduğunu, davalı tarafa yükletilen yargılama giderinin eksik hesaplandığını, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek.

mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü zorunludur.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davaya dayanak icra takibinde "asıl alacak 9.778,92 TL + 388,92 TL temerrüt faizi" talep edildiği halde, ihtarname masrafı olarak 388,92 TL'ye hükmedilmesinin temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılamayacağı, davanın ise sadece asıl alacak üzerinden harç yatırılarak açıldığının anlaşılmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin davacı tarafça ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, mahkemece; sözleşme kapsamında alacak miktarı likit olmakla itirazında haksız olduğu anlaşılan davalılardan kabul edilen asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine şeklinde hüküm tesis edilmemiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı tarafın icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “4-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “4-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile asıl alacağın %20'si tutarında olan 370,37 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.