Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8576 E. 2023/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıların arsa takasında kendilerini hile ile aldatarak daha düşük değerli bir arsa verdiklerini iddia ederek tazminat talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, davalılar tarafından hile ile aldatıldıkları iddiasını ispatlayamamaları, emsal değişikliğinin devirden önce gerçekleştiği ve davacıların devir öncesinde imar değişikliğini öğrenebilecekleri yeterli süreye sahip oldukları değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı asıl ... ile davalılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde 44846 ada 12 nolu parselde bulunan arsalarla ilgili olarak davalılardan S.S. ... Konut ... kooperatifinin müvekkiline ulaşarak bölgedeki tüm arsaları topladıklarını ve bu arsalara da talip olduklarını dile getirdiklerini, ayrıca diğer davalı ...’ın ofisine gelerek kooperatifin uygun teklif vermesine ön ayak olabileceğini söylediğini, müvekkilince de başka arsa ile takasa gidilebileceğinin ifade edildiğini ve davalı ... ile diğer davalı kooperatif yetkilileri ile sözlü mutabakata varıldığını, bu bağlamda müvekkiline birkaç arsanın önerildiğini, müvekkilince tapuda ve emlakçı vasıtasıyla yapılan araştırmada takas için teklif edilen arsaların tapusunda bir sorun olmadığının, ... Belediyesi imar Dairesinde yapılan araştırmalarda bölgenin ve arsanın %50 imar yoğunluğunun olduğunu, ... hariç 175 m² net kullanım alanlı 14 daire yapılabileceğinin, öndeki bulvarın hayata geçirilmesi halinde değerinin daha da artacağı bilgisinin verildiğini, bu sırada ... Bankası eksperince de önerilen arsanın değerinin 830.000,00 TL olduğunun ifade edildiğini, sonuç olarak ... 44505 ada 1 parseldeki arsa için mutabakata varıldığını, 22.02.2010 günü müvekkili adına kayıtlı arsaların mülkiyetinin de davalı kooperatife devredildiğini, bunun karşılığında ... 44505 ada 1 parselin müvekkili adına tescil edildiğini, ... Bankasınca da ticari krediye teminat olarak üzerine ipotek şerhi konulduğunu, aradan 1,5 yıl geçtikten sonra bankaya müracaatta bulunduğunu, ne var ki gelen ekspertiz raporunda arsanın değerinin 487.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkiline takasa verilen arsanın sahibinin 08.01.2010 tarihinde ... Belediyesi İmar Dairesine başvurarak arsanın imarında yoğunluk nakli yapılmasını talep ile, 14 daire yapılabilecek iken arsanın emsalinin % 50’den % 16’ya düşürülerek 4 villa yapılacak şekle getirdiğini, 26.01.2010 tarihinde paftaya işlenmek suretiyle imar Dairesince kararın onaylandığını, davalıların bu gelişmeyi bilerek müvekkilinin güvenini kötüye kullanmak suretiyle protokolü 26.01.2010 tarihinden önce düzenletmek suretiyle müvekkilinin yanıltıldığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesinin talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; müvekkili ...’ın müvekkili kooperatif ile davacı yan arasında yapılmış olan alışverişe dostane iletişim aracısı olmaktan başka bir dahlinin olmadığını, taraflarca yapılan müzakereler sonucu davacının paydaş olduğu taşınmazdaki hissesine karşılık ... 44505 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın davacı yana verilmesi ve 50.000,00 TL artı ödemede bulunulması yönünde mutabakata varıldığını, davacıya ait olan 44846 ada 12/45, 12/F103, 12/E5 parsellerdeki toplam 2.250 m2 taşınmazların müvekkili kooperatife devri zamanındaki imar durumu itibariyle 3 adet villa yapımına müsait olmasına karşılık kooperatifin davacıya devrettiği 44505 ada 1 parselin devredildiği zaman 4 adet villa yapımına müsait olduğunu, davacının 44505 ada 1 parselin kendi adına tescil edildiği 22.02.2010 tarihinde ilgili merciye müracaat ederek kısa süre içinde imar durumunu öğrenme imkanına sahip olduğunu, müvekkili ...’ın takası yapılan taşınmazların hiç birisinin maliki olmadığını, müvekkili kooperatifte herhangi bir vasfı ve görevinin bulunmadığını, hal böyle iken ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, hak düşürücü sürelerin ve zamanaşımının dolması gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.01.2014 tarihli, 2014/9 Esas, 2014/3 Karar sayılı kararıyla davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi ve talep üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay'ın emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının hiç bir şekle bağlı olmadığı, bu bağlamda yapılan incelemede, emsal transferinin ... Belediyesi imar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 19.01.2010 gün ve 1032 sayı ile onaylandığı, tapunun ise 22.02.2010 tarihinde devralındığı, davacı tanıklarının hile iddiasını ispata yeterli bilgilerinin olmadığı, mevcut delil durumuna göre hilenin davacı tarafça kanıtlanamadığı, davacı her ne kadar aldatıldığını ileri sürmüşse de toplanan delillerden imar değişikliğinin devirden yaklaşık 1 ay önce olduğu, davacıların devirden önce imar değişikliklerini rahatça öğrenebilecekleri yeterli sürenin olduğu, temlikin iradi olduğu ve aldatma olgusunun kanıtlanamadığı, davacıların açıkça yemin deliline dayanmadıkları, davacı tarafın bu şekilde, davaya konu işlemi yaparken irade fesadına uğramış olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava dilekçesini tekrar ederek, ... ... Belediyesi İmar Dairesinden celp edilen bilgi, dinlenen tanıklar, 28.01.2019 tarihli Sayıştay Emekli Daire Başkanı ...’ın verdiği hukuki mütalaası, 20.01.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve toplanan tüm delillerin davada haklılığını ortaya koyduğunu, dosyaya sunulan 20.01.2020 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davayı 1.890.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini, ancak davanın reddine karar verilirken, gösterilen gerekçelerin yanlış irdeleme ve değerlendirme ürünü olduğunu, dinlenen tanıklardan, ... ... ...; ..., müşterek tanık ..., tanık ...’in beyanlarının dikkate alınması gerektiğini, takastan alacağı arsayla ilgili, ... Bankasının düzenlettirdiği rapora güvendiğini, ... Belediyesinde, tapu kaydında, sahada tüm incelemeleri yaptırdığını ve gereken verileri topladığını, olumlu kanaat getirdiğinden takas sözleşmesini imzaladığını, hal bu iken, tapudaki satış işleminden önce davalıların bilgisi ve isteği dâhilinde imar dairesince yoğunluğun değiştirildiğini öğrenebileceği varsayımının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1 inci (818 ssayılı Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

Somut olaya gelince; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının, davalılar tarafından hile ile aldatıldığı hususunu ispatlayamadığı, emsal değişikliğinin devirden önceki bir tarihte onaylandığı, davacıların devirden önce imar değişikliklerini rahatça öğrenebilecekleri yeterli sürenin olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.