"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/205 E., 2022/2770 K.
DAVA TARİHİ : 22.06.2017
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Atasever Eczanesi’nin sahibi olduğunu, kurumun 04.11.2014 tarihli yazısında; reçete sahipleri hastaların vermiş olduğu ifadelerden yola çıkılarak 6 adet reçetenin eczanesine yönlendirilmesi sonucu karşılandığı iddiası ile Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine ilişkin 2012 protokolünün 5.3.14 maddesine istinaden sözleşmesinin 3 ay süreli feshine ve 3 hastanın 4 adet reçetesinde çıkan ilaç farkının hastadan alınmadığı iddiası ile protokolün 5.3.6. maddesi gereği uyarı cezası ve 5.266,69 TL cezai şart uygulanarak, protokolün 4.3.6 maddesine istinaden de 13.217,02 TL reçete bedelinin tahsiline karar verildiğini, söz konusu işlemlerin
haksız olduğunu belirterek uyarı, 3 ay süreli fesih, 5.266,69 TL cezai şart ve 13.217,02 TL reçete bedeli tahsili işleminin haksızlığının tespiti ile iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, cezai işlemin, hastaların alınan beyanlarına göre uygulanmış olması nedeniyle yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2018 tarihli ve 2017/292 E., 2018/99 K. sayılı kararıyla; 2016 yılı Eczane Protokolünün 4.3.6 maddesinin uygulanmasında, 5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddelerinin hariç tutulması nedeniyle reçete toplama bedellerinin tahsil edilmesine ilişkin işleminin uygulanamayacağı, 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.6 maddesinde eczacı tarafından poliklinik muayene katılım payı tahsil edilmemesi veya iade edilmesi halinde uygulanacak cezai şart tutarının hesaplanmasında 6.17 numaralı madde hükmünün son fıkrasının uygulanmayacağı düzenlendiğinden cezai şart bedeli işleminin uygulanamayacağı, 5.3.14 maddesinin 2012 ve 2016 yılı Eczane Protokollerinde farklılık gösterdiği, 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.14 maddesinde reçete toplama ve yönlendirmeyle ilgili düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olduğu, 2016 yılı Eczane Protokolünün 6.12 maddesinin 2 nci paragrafında "Bu protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz." denmesi, reçete toplama ve yönlendirme ile ilgili düzenlemenin kaldırılmış olması nedeniyle 5.266,69 TL cezai şart ve 13.217,02 TL reçete bedelinin ödenmesine ilişkin işlemin haksız olduğunun tespiti ile iptaline, bu kapsamda uyarı ve feshin haksız olduğunun tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli ve 2018/2513 E., 2020/2144 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, yönlendirme fiili için öngörülen fesih cezasının kanun değişikliği ile idari para cezasına dönüştürülmüş bulunması dikkate alındığında mahkemenin bu yöndeki vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 2012 yılı Eczane Protokolü'nün 5.3.6 madde metninden anlaşıldığı üzere, eczane tarafından alınması gereken ilaç katılım payları ve/veya poliklinik muayene katılım payının tahsil edilmemesi veya hastaya iade edilmesinin maddede öngörülen yaptırımın uygulanması için yeterli olduğu, 2016 yılı Protokolü'nün 4.3.6 maddesinde protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez hükmünden protokolün 5.3.3, 5.3.6, 5.3.14 maddeleri hükmünün hariç tutulduğu, yine aynı protokolün 6.1 maddesine göre cezai şartlar reçete/ilaç bedelinden az olamaz hükmünden 5.3.3, 5.3.6, 5.3.14 numaralı maddelerin hariç tutulduğu anlaşılmakta olup, açıklanan madde uyarınca reçete bedellerinin davalı tarafından tahsili mümkün olmadığı, bu nedenle mahkemece yazılı gerekçeyle protokolün 5.3.6 maddesi nedeniyle tesis edilen işlem yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 2016 yılı protokolünün bahsi geçen düzenlemeleri de dikkate alınarak kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 2012 yılı protokolünün 5.3.14 maddesi gereğince verilen 3 ay süreli fesih ve 4.3.6. maddesi gereğince verilen 13.217,02 TL reçete bedeli tahsili işleminin iptaline, iptal kararı verilen kısım yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 5.3.6 maddesi gereğince verilen bir kez uyarı ve 5.266,69 TL cezai şart işleminin yerinde olduğunun tespiti ile davacının fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 09.12.2021 tarihli ve 2021/1750 E., 2021/12714 K. sayılı ilamla; "1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-.... Davacı tarafça katılım paylarının tüm hastalardan alındığı beyan edilmişse de mahkemece HMK md. 31 uyarınca, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında olmak üzere, kurum işleminin konusunu oluşturan 3 hastanın tanık olarak dinlenmesi ve hastalara cezai işleme konu reçeteler nedeniyle katılım payı ödeyip ödemedikleri sorulduktan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek cezai işlemin yerinde olup olmadığına karar verilmesi gerekirken sadece ...’ün beyanı alınarak yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tanık ...'nun ilaçların katılım payını ödeyip ödemediğini hatırlamadığını beyan ettiği, tanık ...'in kesinlikle ödediğini belirttiği, diğer tanığın da katılım payı ödemediğine dair kesin ve net ifadeler verememesi dikkate alındığında davacı eczacıya 5.3.6 madde kapsamında cezai şart uygulanamayacağı kanaatine varıldığı, katkı payına ilişkin kurum işlemi yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz
isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; tanık ...'nun katkı payı ödeyip ödemediğini hatırlamadığını beyan etmesinin, aradan geçen süre göz önünde bulundurulduğunda normal olduğunu, ancak olayın hemen akabinde kurumca yapılan inceleme esnasında alınan beyanında katkı payı ödemediğini açıkça belirttiğini, tanık ...'in ise inceleme esnasında kurumca alınan beyanının aksine olayı çok iyi hatırladığını, katkı payı ödediğini belirttiğini, 10 yıl önceki bir işlem için insanların ne kadar çok hastalanıp ilaç aldıkları düşünüldüğünde 2 adet reçeteyi tarihlerine ve aldığı saate kadar hatırlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nitekim ...'in kurumca yapılan inceleme esnasında ilaçların acil alınması gerektiği için hiç eczaneye gitmediğini, eczane görevlilerince ilaçların hazırlanarak hastaneye getirildiğini ve bu reçeteler için hiçbir ücret ödemediğini beyan ettiğini, kurum tarafından hemen olayın akabinde yapılan inceleme esnasında verilen ifadelere itibar edilmeyerek, değişmiş ve çelişkili tanık beyanları dikkate alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının, 2016 yılı protokol hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kuruma yapmış olduğu yazılı bir başvuru bulunmadığını, çift vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanmış Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol hükümlerine göre uygulanan cezai işlemin iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.