"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/276 E., 2022/436 K.
KARAR : Davaların kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen asıl ve birleşen dosyada muarazanın meni davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 09.11.2021 tarihli ve 2021/4900 E., 2021/11083 K. sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davalı ... Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğünün 25.01.2013 tarih ve 295089 sayılı yazısı ile SGK kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokolün 5.3.10 uncu maddesi gereğince yazılı uyarı ve 224.648,82 TL cezai şart ve borç tahakkuku işlemleri yaptığını bildirdiğini, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı, somut dayanakları olmayan işlemler olduğunu belirterek işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; sahte kupür iddiasının devamı niteliğinde yapılan araştırma sonucu yine SGK kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokolün 5.3.10 uncu maddesi gereği 16.04.2014 tarihli ve 2067758 sayılı yazı ile uyarı ve 285.832,39 TL cezai şart ve borç tahakkuku işlemi uygulandığını ileri sürerek; bu işlemin iptali ile muarazanın giderilerek sözleşmenin aynı koşullarda devam edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; uygulanan cezai şartın sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2013/92 E., 2015/444 K. sayılı kararıyla; davacının satmış olduğu ilaçları fatura karşılığı ecza depolarından almış olması ve sahte kupürleri eczacının çıplak gözle tespitinin mümkün bulunmadığı, sahte reçeteler konusunda da davacıya yüklenebilecek bir kusur olmadığından sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın ve birleşen davanın kabulüne, kurum tarafından davacı aleyhine tesis edilen 25.01.2013 tarihli ve 295089 sayılı, 16.04.2014 tarihli ve 2067758 sayılı uyarı ve cezai şart işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.03.2018 tarihli ve 2015/34244 E., 2018/3399 K. sayılı ilamıyla; ceza yargılamasında eczacı hakkında verilecek karar ve yapılacak tespitler eldeki dava dosyası açısından önem arz ettiğinden, davacının da aralarında bulunduğu çok sayıda sanık hakkında görülen ceza davasının kesinleşmesi beklenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesinde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizin 09.02.2021 tarihli ve 2020/4068 E., 2021/1112 K. sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.04.2021 tarihli ve 2021/105 E., 2021/219 K. sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının satmış olduğu ilaçları fatura karşılığında ecza depolarından almış olduğu ve sahte kupürleri derin bir inceleme olmaksızın çıplak gözle tespitinin mümkün bulunmadığı, sahte reçeteler konusunda da davacıya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı anlaşıldığından, davacının asıl ve birleşen davasının kabulüne; davalı Kurum tarafından uygulanan 25.01.2013 tarihli 295089 sayılı ve 16.04.2014 tarihli 2067758 sayılı cezai işlemlerin iptali ile muarazanın bu şekilde giderilerek sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 09.11.2021 tarihli ve 2021/4900 E., 2021/11083 K. sayılı ilamında; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davacı eczacının sahte reçete ve kupürleri davalı kuruma fatura etmesinde kusurunun olmadığı dosya kapsamı ile sabitse de davacının reçete bedelini üçüncü kişilerin suç teşkil eden sahtecilik eyleminden sorumlu olmayan davalı kurumdan tahsil etmesi mümkün olmadığından mahkemece; protokolün 4.3.6 ncı maddesi uyarınca tesis edilen reçete bedelinin tahsiline dair işlem yönünden davanın reddine, protokolün 5.3.10 maddesi uyarınca tesis edilen cezai şart bedeli ve uyarıya dair işlem yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur. Bu karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebi Dairemizin 05.04.2022 tarihli ve 2022/1486 E., 2022/3120 K. sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı eczacının sahte reçete ve kupürleri davalı Kuruma fatura etmesinde kusurunun olmadığının dosya kapsamı ile sabit olmuşsa da, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden dolayı davalı kurumun sorumlu tutulamayacağı da gözönünde bulundurularak, reçete bedellerinin davalı kurumdan tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından davaların kısmen kabulüne, davacı aleyhine tesis edilen 25.01.2013 tarih ve 295089 sayılı işlem ile belirlenen toplam 19.947,23 TL reçete bedeli ve 5.229,29 TL işlemiş yasal faizi yönünden davacının davasının reddine, yazılı uyarı ve 199.472,30 cezai şart işleminin iptaline, birleşen davada davacı aleyhine tesis edilen 16.04.2014 tarih ve 2067758 sayılı işlem ile belirlenen toplam 25.182,92 TL reçete bedeli ve 9.414,27 TL işlemiş yasal faizi yönünden davacının davasının reddine, yazılı uyarı ve 251.289,20 TL cezai şart işleminin iptaline ve muarazanın bu şekilde giderilerek sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelik'in 11 nci maddesine göre sahte ilaçlarla ilgili tüm sorumluluğun ecza depolarına ait olduğu, protokol maddelerinin mahkemece yanlış uygulandığı, protokolün 4.3.6 ncı maddesinin uygulanması şartlarının somut olayda oluşmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacı ve davalı taraf lehine belirlenen vekalet ücretlerinin mahkemece yanlış hesaplandığını, cezai şart işleminin iptalinde maktu vekalet ücretine borç tahakkukunun reddinde ise nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu fesih ve cezai şart işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, ceza kararının maddi olaylara dayalı olmayan bir karar olup hukuk hakimini bağlamayacağını, ilaçların usulüne uygun teslim edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranmak suretiyle Kurumu zarara uğratıp uğratmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).
3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).
4. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 Yılı protokolünün 5.3.10 maddesi şu şekildedir;
''Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı ya da eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahili ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz. ''
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, bu kapsamda; davacının sahte reçete ve kupürleri davalı Kuruma fatura etmesinde kusurunun olmadığından hakkında cezai şart işlemi uygulanamayacağı ancak davacının reçete bedelini üçüncü kişilerin suç teşkil eden sahtecilik eyleminden sorumlu olmayan davalı Kurumdan tahsil etmesi de mümkün olmadığından protokolün 4.3.6 ncı maddesi uyarınca tesis edilen reçete bedelinin tahsiline dair işlem yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından tarafların temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.