"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/172 E., 2021/395 K.
KARAR : Davanın Reddi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN: Davacılar
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalılardan 28.01.2008 tarihinden 29.08.2008 tarihine kadar toplamda 700.000 TL borç aldıklarını, karşılığında hesaba havale, çek verilmesi, taşınmaz devri ve teminat senedi vermek suretiyle ödeme yaptıklarını, davalıların verdiklerinden çok daha fazlasını bu şekilde tahsil ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fazla ödenen 8.000 TL sinin davalılardan faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra taleplerini 700.000 TL olarak ıslah etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacıların kendilerinden 700.000 TL borç aldıklarına yönelik kabullerinin ikrar mahiyetinde olup davacı tarafı bağladığını, bahsi geçen hukuki ilişkilerin bu alacakla ilgisinin bulunmadığını, davalılardan ...'in parasını peşin ödemek suretiyle 10.03.2009 tarihinde taşınmazı satın aldığını, diğer davalılarla hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını, davacıların bu alacaktan halen kendilerine 292.000 TL borçlu olduklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.11.2013 tarihli 2021/60 E., 2013/434 K. sayılı kararı ile; davacıların alacağını ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 19.01.2015 tarihli ve 2014/6082 E., 2015/576 K. sayılı ilamı ile; davacıların temyiz itirazlarının reddine, davalı yararına reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle mahkeme kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay ilamına karşı davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
4. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 28.01.2016 tarihli 2015/37893 E., 2016/2167 K. sayılı ilamı ile; davacıların, davalılarca kabul edilmeyen ödemelerinin bu alacağa mahsuben yapıldığını miktar itibariyle kesin delillerle ispatla mükellef oldukları, Mahkemece de bu yön üzerinde durularak davanın reddine karar verildiği ancak hüküm gerekçesinde davalıların toplamda 910.000 TL gönderdikleri, davacıların 707.462 TL ödeme yaptığı yönündeki tespitin dayanağı olan 21.5.2013 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasındaki hukuki ilişkide dava konusu edilmeyen dönemde (22.11.2007 tarihinde) davalılarca gönderilen 210.000 TL'nin hesaplamada yer almadığı, kararın, bu haliyle gerekçesi itibariyle tereddüt uyandıracak mahiyette olduğu, Mahkemece, davaya konu edilmeyen kısımlar hariç olmak üzere açıklanan ispat kuralları çerçevesinde uyuşmazlık değerlendirilip, neticesine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu yönden bozulmasına, davacıların karar düzeltme isteğinin kabulü ile düzeltilerek onama kararının kaldırılarak, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Ikinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 21.03.2017 tarihli 2016/1580 E., 2017/996 K. sayılı kararı ile; davacı tarafın davalı taraftan dosya kapsamına göre alacak-borç ilişkisinden kaynaklı alacaklı olmadığı ve alacaklı olduğuna dair yazılı bir delilde dosya kapsamında mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 17.04.2019 tarihli ve 2017/7143 Esas, 2019/5049 Karar sayılı ilamıyla; bozma ilamına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmediğinden, bozma ilamında değinilen hususlarda inceleme yapılmaksızın, yeni gerekçe ile eski kararda ısrar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davacılar tarafından davalılara 692.462 TL ödemede bulunulduğu, davalılar tarafından davacılara ise 700.000 TL ödemede bulunulduğunun tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuyla anlaşıldığı ve davacı tarafın iddialarını usulüne uygun delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYIZ
A. Temyiz Yoluna Basvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 29.06.2022 tarihli ve 2022/4575 E., 2022/6306 K. sayılı ilamıyla Mahkeme kararının
onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Basvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacılar vekili; itiraz ve temyiz nedenlerinin incelenmediğini, davalıların ikametinin İskenderun olduğunu, ...'dan düzenli olarak davalıların hesaplarına bir para yatırma işlemi bulunmadığını, ilgili dekontların mahkemeye müzekkere yolu ile getirtildiğini ve iddia edilen ödemelerin ispat edildiğini, banka personeli tarafından ödeme açıklamasının girilmemiş olmasının kusurunun kendilerine yüklenemeyeceğini, bir kısım ödemelerin mahkeme tarafından da dikkate alınmadığının son bilirkişi raporunun kararın gerekçesine aynen yazıldığını, borca karşılık 550.000 TL değerinde taşınmazın davalılara devredildiğini, bilirkişi tarafından bu hususun dikkate alınmadığını, davalılardan borç aldıktan sonra nakit ödeme sıkıntısı içine girince 10.03.2009 tarihinde adlarına tescilli bulunan ... Çankaya Y.Bahçelievler Mah. 5 parsel de kayıtlı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümün davalılardan ... adına tescil edildiğini, davalılar söz konusu taşınmazın borca karşılık olmadığını, taşınmazın bedelini nakit ödediklerini iddia etseler de, alacaklı olan bir kimsenin taşınmaz satışı için ayrıca para ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların alacaklarının teminatı olarak adlarına tescil ettirdikleri bu taşınmazdan elde ettikleri gelirin, aralarında gerçekleşen borç ilişkisinde lehine alacak kalemi olarak kaydedilmesi gerektiğini ileri sürerek onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
1. Uyusmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; borç ödeme kapsamında fazladan yapılan ödemelerin davalılardan tahsiline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1- 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 555 inci maddesi “Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir.”
2- Aynı Kanunun 556 ncı maddesi “Havale, havale edenin havale alıcısına olan borcunun ifası amacıyla yapılıyorsa, bu borç ancak havale ödeyicisinin borcu ifa etmesiyle sona erer.”
3. Degerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taşınmazın borca karşılık olarak davalı tarafa verildiğinin yazılı deliller ile ispat edilememesi ve delil olarak dayanılan dekontlarda bir açıklamanın yer almadığının anlaşılmasına göre de davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.