"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/35 E., 2022/251 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Dahili davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; babası İlyas'ın arsa vasıflı taşınmaz üzerine yapmış olduğu gecekondu için tapu tahsis belgesi aldığını, babasının vefatı üzerine kardeşi ... ile birlikte davaya konu taşınmazda yarı yarıya hak sahibi olduklarını, ancak kardeşinin hakkını 03.05.1999 tarihli noterde düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesiyle davalıya devrettiğini öğrendiğini, tahsise konu yerde yapılan imar uygulaması sonrası taşınmazı 195.000,00 TL karşılığında belediyeden 07.05.2012 tarihinde satın aldığını, taşınmazın kendisi ve kardeşi adına tapuya tescil edildiğini, akabinde aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, kardeşi adına kayıtlı hissenin iptali ile davalı adına tesciline karar verildiğini, taşınmaz satış bedeli olarak belediyeye ödediği 195.000,00 TL ile aynı zamanda davalıya ait hisse bedelini de ödemiş olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 97.500,00 TL'nin 07.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, sebepsiz zenginleştiğinden de bahsedilemeyeceğini, asıl zenginleşenin davacının kardeşi olduğunu, kaldı ki davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davacının, kardeşine isabet eden hisse bedelini ödemiş olması nedeniyle davalıdan talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece verilen 23.05.2018 tarihli ve 2016/19075 E., 2018/5709 K. sayılı ilamla karar onanmış, karar düzeltme istemi üzerine Dairece verilen 17.01.2019 tarihli ve 2018/5542 E., 2019/299 K. sayılı ilamla; karar düzeltme istemi kabul edilip, onama kararı kaldırılarak;
"...dava konusu taşınmazın dava dışı ... Bozkurt adına kayıtlı hissesini ihale tarihinden önce davalının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, geçerli olan bu sözleşmeye istinaden mahkeme kararı ile davalı adına tescil edildiğine göre, ihale tarihi itibariyle zenginleşenin davalı olduğu, davacının ihale ödeme belgeleri getirtilip davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davaya konu taşınmaza dair tapu tahsis belgesinin davacı ve dava dışı ...'ın murisi İlyas adına olduğu, murisin 1984 yılında vefat ettiği, 3366 sayılı İmar Affı Kanunu'na göre belediye tarafından tapuya dönüştürme (satış) ihalesinin yapıldığı, 04.04.2012 tarihli belediye encümen kararı ile taşınmazın 195.000,00 TL karşılığında davacı ve dava dışı ...'a veraset ilamındaki payları oranında ihale edildiği, ihale bedelinin tamamının davacı tarafça ödendiği; dava dışı ...'ın taşınmazdaki hissesini 03.05.1999 tarihli noterde düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle davalıya devrettiği, sözleşmeye istinaden mahkeme kararı ile dava dışı ... adına kayıtlı hissenin iptali ile davalı adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 17.07.2014 tarihinde kesinleştiği, tüm bu nedenlerle davacı tarafından ödenen ihale bedelinin yarısından ihale tarihi itibariyle davalının sorumlu olduğu, davalının sebepsiz zenginleştiği, davalının yargılama sırasında vefat ettiği, her ne kadar dahili davalılar zamanaşımı definde bulunmuş ise de, zamanaşımının tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihi itibariyle başlayacağı gözetildiğinde alacağın zamanaşımına uğramadığı, davalı dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 97.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 13.09.2022 tarihli ve 2022/4818 E., 2022/6405 K. sayılı ilamıyla; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, dahili davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Dahili davalılar vekili; davacının, kardeşi ...'ın hissesine düşen bedeli ödemiş olması nedeniyle zenginleşenin de bu kişi olduğunu, işbu bedelin kendilerinden talep edilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 82 nci maddesi uyarınca; " Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar."
2.Davacının geri isteme hakkı olduğunu öğrenebilmesi için zenginleşenin kimliğini, zenginleşmenin kendisine ait olduğunu ve nihayet zenginleşmenin miktarını fiilen bilmesi gerekir. Bu şartlar davacı tarafından tahmini olarak değil, kesin olarak veya en azından davanın açılmasına imkan verecek ölçüde yeter derecede bilmesi gerekir.
3.Değerlendirme
1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki yazılara, bozma kararında belirtilen gerektirici sebeplere, mahkemece uyulan bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, zamanaşımı süresinin iki yıl olmasına ve davacı tarafından zenginleşenin davalı olduğunun kesin olarak öğrenildiği 17.07.2014 tarihi itibariyle (tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih) başlayacak olmasına göre, dahili davalılar vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin Dairece verilen onama kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye karar harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,14.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.