Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1016 E. 2023/2943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalı şirket tarafından toplanan bakım onarım bedellerinin iptali, taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım atanmasını talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar ile davalı şirket arasında akdedilen intifa hakkı sözleşmelerinde bakım onarım bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacılar tarafından sözleşmenin uyarlanması talebinde bulunulmadığı ve sözleşmenin geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların taleplerinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan bakım onarım bedeli alımının iptali, paylı mülkiyete konu taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım tayini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davalının da hissedarı olduğu ...'da bir kısmının intifa hakkı sahibi bir kısmının da hisseli tapularının bulunduğunu, davalının bakım ve onarım vecibelerini yerine getirmemesi nedeniyle kullanılmaz duruma geldiğini, ayrıca davalının aidat talep edebilmesi için genel kurul kararının olması gerektiğini, böyle bir kurul kararının olmadığını, davalının topladığı aidatları intifa hakkı anlaşmasının 4 üncü maddesi gereğince ...'un bakım ve onarım giderlerine harcayacağı konusunda anlaştıklarını, ancak dilekçe ekindeki rapordan da anlaşılacağı üzere tamamiyle zimmetinde tuttuğunu ve ...'un hiçbir bakım ve onarımını yapmadığını, davalı şirketin büyük borçlar altında olduğunu, kullandıkları villaların ve tapuların anılan borçlar yüzünden tehlike altında olduğunu, bu nedenle de 2009-2010 yılı aidat ödemelerinin tedbiren durdurulması gerektiğini, imzalanan 99 yıllık intifa hakkı sözleşmelerinin asıl amacının sözleşmede yazıldığı gibi en kısa zamanda hisse tapularının verilmesi gayesine matuf olduğunu, davalının bu güne kadar intifa hakkı sahiplerine hisse tapularını vermeyerek bu vecibelerini de yerine getirmediğini, satın alma amacıyla ödedikleri yüksek paralara rağmen hisselerini alamama, tapularını alamama tehlikesi altında bulundukları yetmezmiş gibi davalının borçları nedeniyle almayı umut ettikleri hisseleri her an haciz yoluyla satılma tehlikesi altında olduklarını, davalı şirketin ... hakkında açtığı ... 4. Tüketici Mahkemesinde davada görevsizlik kararı verildiğini, ayrıca davalı şirketin ... hissedarlarından ...aleyhine açtığı davanın reddine karar verildiğini, ... ile ilgili 2009 ve 2010 yıllarına ait bakım onarım aidatlarının ödenmesinin davalı şirketin böyle bir aidat talep etme hakkı bulunmadığından dava kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına, dilekçeleri ekindeki raporda belirtilen bozuklukların ve eksikliklerin mahallinde keşif yapılarak tespitine, genel kurul kararı olmaksızın keyfi olarak talep edilen bakım onarım paralarının iptaline, ...'daki paylı taşınmazların davalı şirketin vecibelerini yerine getirmemesi nedeniyle hızla değer kaybetmekte olduğundan bakım onarım işlerinin yerine getirilebilmesi amacıyla ...'a kayyum tayinine karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; taraflar arasında görülen davanın konusu olan intifa hakkı sözleşmesinde taraflar arasında çıkacak olan anlaşmazlıklarda ... Mahkemelerinin yetkili olacağının bildirildiğini, bu nedenle de davada yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacıların anılan taşınmazda müşterek malik olmadıklarını, imzalanan sözleşme gereğince sözleşmenin teminatı olarak ilgili taşınmazdan bir kısım arsa paylarının yine bir kısım davacılara devredildiğini, ... bu devrin amacının mülkiyetin devri değil sözleşmelerde de belirtildiği üzere intifa hakkı sözleşmesinin teminatını teşkil etmek için olduğunu, her ne kadar davacıların bir kısmı tapuda malik olarak görünüyorlarsa da gerçekte malik olmadıkları için ... bu davayı açma haklarının bulunmadığını, ayrıca tapuda malik olarak bulunmayanların da davayı açma haklarının olmadığını, davacının delil olarak sunduğu raporu da kabul etmediklerini, şirketin ilgili taşınmazdaki bakım ve onarımı yapmadığı iddiasının doğru olmadığını, halen birçok işçi çalıştırarak temizlik, bakım ve onarım işlerinin tamamını yerine getirdiğini, şirket hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi durumunda ise dava konusu taşınmazın bakımını gerçekleştiremeyecek duruma geleceğini, imzalanan sözleşme gereğince ödemesi gerekli miktardan 2500 Pound miktarının vadesi çoktan geçmiş olmasına rağmen ödemeyen ...'un bu davayı açma hakkının olmadığını, bakım, onarım bedellerini ödemeyen davacıların ... bu davayı açmaya haklarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın davalı yanca alınan aidatın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı şirket ile düzenlenen intifa hakkı sözleşmesinde yıllık bakım ve onarım gideri olarak USD bazında ödeme yapılacağı belirtildiği, davacılar sözleşme ile bakım onarım gideri ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, yapılan keşifte tesisin bakımsız ve amacına hizmet edemeyecek durumda olduğunun tespit edilmesinin bakım onarım payının ödenmesine engel olmadığı, davacılar ... ve... adına bir kayda rastlanmadığı, bu davacıların dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29.05.2019 tarihli ve 2019/900 E., 2019/6813 K. sayılı ilamıyla; davacıların sair temyiz itirazları incelenmeksizin bir davada hem usulü hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerektiği, görülmekte olan davada hem usulden ve hem de esastan ret gerekçesi oluşturularak karar verilmesinin olanaksız olduğu, Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu, dosyanın incelenmesinde bozma ilamı gereğince davacılar ..... adına bir kayda rastlanmadığından bu davacılar yönünden aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davacılar yönünden ise, davalı şirket ile düzenlenen intifa hakkı sözleşmesinde yıllık bakım ve onarım gideri olarak USD bazında ödeme yapılacağının belirtildiği, davacıların sözleşme ile bakım onarım gideri ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, yapılan keşifte tesisin bakımsız ve amacına hizmet edemeyecek durumda olduğu, bu durumun bakım ve onarım payının ödenmesine engel olmadığı gerekçesiyle davanın ... ve...yönünden açılan davanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından usulden reddine, diğer davacılar yönünden ise esastan reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 13.10.2021 tarihli ve 2020/10055 E., ve 2021/10006 K. sayılı ilamıyla; davacıların sair temyiz itirazları incelenmeksizin tatil amaçlı taşınmaz mallar 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/c maddesinde mal kavramı içine dahil edilmiş olup somut uyuşmazlıkta taraflar arasında tüketici kanununda tarif edilen şekilde devre tatil sözleşmesi düzenlendiği, ihtilafın bu sözleşmesel ilişkiden doğduğu, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu, davacılardan ...'in yargılama devam ederken 03.04.2015 tarihinde vefat ettiği gözetildiğinden, Mahkemece davacı ...’in mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kat irtifakı kurulmayan ancak fiili paylaşım bulunan taşınmaz ve üzerindeki tesisin kullanımına yönelik sözleşmeden kaynaklanan aidat alımının iptali, paylı mülkiyete konu taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım tayini istemine ilişkin olduğu, davacıların taşınmazda 99 yıl süreli tatil amaçlı devrelere sahip pay sahibi oldukları, bozma ilamına uyularak ve davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, vefat eden davacı ... ...'in veraset ilamında yer alan mirasçılarının davaya dahil edildiği, davacılar ..... ve ..... adına bir kayda rastlanmadığından bu davacılar yönünden aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine; diğer davacılar yönünden ise, davalı şirket ile düzenlenen intifa hakkı sözleşmesinde yıllık bakım ve onarım gideri olarak USD bazında ödeme yapılacağının belirtildiği, davacıların sözleşme ile bakım onarım gideri ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, yapılan keşifte tesisin bakımsız ve amacına hizmet edemeyecek durumda olduğu, bu durumun bakım ve onarım payının ödenmesine engel olmadığı, aidatların ödenmesinin site bakımın bir parçası olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar; ... ve.....adına bir tapu kaydına rastlanılmadığı için bu kişiler yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermişse de bu iki kişi ile davalı şirket arasında akdedilen 99 yıllık intifa sözleşmesi gereğince bu kişilerin aidat ödeme sorumluluğu altına girmiş olduğunu, bu kişilerin aktif husumet ehliyeti olduğunu, bilirkişi raporundaki.......isimli tesisin bakımsız ve amacına hizmet etmeyecek durumda olduğu yönündeki değerlendirmenin haklılığı ortaya koyduğunu, ancak bu durumun aidat istenmesine engel olmadığı yönündeki gerekçeye katılmanın mümkün olmadığını, yapılmayan bir bakımın gideri de olmadığından davalı şirkete ödeme yapılmasının sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, davalı şirketin sözleşme gereğince üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi, bakım ve tadilat işlerini yapmaması sebebiyle 14.07.2018 tarihinde ... Sitesi Yönetimi oluşturulduğunu, davacılar ile davalı arasında akdedilen intifa sözleşmeleri ve devre mülk sözleşmeleri resmi şekil şartına uyulmaksızın yapıldığı için geçersiz olduğunu, geçersiz bir sözleşmeye dayanılarak aidat talebinde bulunulmasının hukuki dayanağı olmadığını, bu yönde ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/71 E. sayılı dava dosyasının emsal nitelikte olduğunu, davalı şirket tarafından müdahil olan ... aleyhine ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/93 E. sayılı dava dosyası ile alacak davası açıldığını, sözleşme resmi şekilde yapılmadığını, davacılardan aidat talep edilmesi için ayrıca genel kurul tarafından alınmış bir kararın da mevcut olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan bakım onarım bedeli alımının iptali, paylı mülkiyete konu taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım tayini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Sözleşme özgürlüğü başlıklı 26 ncı maddesi; "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." şeklindedir.

4. Benzer uyuşmazlıklarda verilen Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.06.2014 tarihli ve 2014/1173 E., 2014/17618 K. sayılı ilamı ve 17.01.2013 tarihli ve 2013/194 E., 2013/719 K. sayılı ilamı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.11.2020 tarihli ve 2020/7041 E., 2020/7164 K. sayılı ilamı ve 27.03.2023 tarihli ve 2022/8568 E., 2023/797 K. sayılı ilamı.

3.Değerlendirme

1. Davacılar.....emyizi yönünden;

Dava dosyasının incelenmesinde; davacılar ..... ile davalı arasında akdedilmiş intifa hakkı sözleşmesi ve/veya tapuda adına kayıtlı hissenin olmadığı anlaşılmakla aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan temyiz taleplerinin reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2. Diğer davacıların temyizi yönünden;

Dava dosyasının incelenmesinde; davacılar ..., , ..., ... murisi ... ..., ..., ...'in tapuda hisse sahibi olduğu, davalı ile de intifa sözleşmesinin bulunduğu, ... ve ... 11.07.2005 tarihli intifa sözleşmesinin 4 üncü maddesinde "...bakım-onarım gideri olarak yılda 750 USD veya karşılığı Türk Lirasını ...'a ödemek zorundadır...", ...'in 08.08.2002 tarihli intifa sözleşmesinin 5 inci maddesinde "...her yıl bakım-onarım gideri olarak yılda 500 ABD Doları karşılığı Türk Lirasını kendi devresinden en geç 2 ay önce ...'a ödemek zorundadır...", ...'ın 30.09.2000 tarihli intifa sözleşmesinin 4 üncü maddesinde "...bakım-onarım gideri olarak yılda 750 ABD Doları karşılığı Türk Lirasını ...'a ödemek zorundadır...", ...ve ... 'in 13.08.1998 tarihli intifa sözleşmesinin 4 üncü maddesinde "...villa bakımı için yıllık ücret 750 Dolardır...", ...'un 05.11.2002 tarihli intifa sözleşmesinin 4 üncü maddesinde "...villa bakımı için yıllık ücret 750 Dolardır..." hükmünün yer aldığı, ... ve ...'in murisi ... ...'in .... .... davalı ile 26.07.1994 tarihli intifa sözleşmesini devraldığı ve söz konusu sözleşmede bakım ve onarım gideri olarak 40 Doların düzenlendiği, sözleşme gereğince davacılar ile davalı arasında bakım onarım aidatının alınacağının düzenlendiği, davacıların sözleşmenin uyarlanmasını talep etmediği, bu konuda temyizinin de olmadığı, intifa sözleşmesinin tapu devri ile birlikte geçerli sözleşmenin sonuçlarını doğurduğu, aynı tesise ilişkin verilen emsallerde de bakım ve onarım aidatı alınmasının uygun görüldüğü, davacıların temyiz sebepleri ile sınırlı inceleme yapıldığı anlaşılmakla diğer davacıların da temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davacılar harçtan muaf olduğundan alınan temyiz harcının iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.