Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1082 E. 2024/606 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kullandığı araçta meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, aracın emniyet kemerinin ayıplı olup olmadığı ve bu ayıbın davacının yaralanmalarıyla illiyet bağı bulunup bulunmadığına ilişkin tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu, bu çelişkinin giderilmeden ve davacı tarafın bilirkişi raporuna ilişkin itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1108 E., 2022/2853 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/544 E., 2020/657 K.

Taraflar arasındaki ayıplı maldan kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ... plakalı, Fiat marka, 356 Egea tipi, 2016 model (AA .....) araç ile Silivri yönünden ... yönüne doğru seyir halindeyken Altınorak alt geçidinin duvarına çarpması sonucu tek taraflı trafik kazası yaşadığını, müvekkilinin emniyet kemerini takmasına rağmen emniyet kemeri müvekkilini tutmadığını, müvekkilinin sağ omzunun şiddetli bir şekilde direksiyona çarptığını, bu kaza sebebiyle müvekkilinin sağ omzundan dirseğine kadar tüm kemiklerinin kırıldığını ve platin takıldığını, müvekkilinin maluliyetinden dolayı işini icra edemediğini ve gelirinden yoksun kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak HMK'nin 107 nci maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olmak üzere müvekkili için 3.000,00 TL sürekli sakatlık, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve 1.000,00 TL tedavi gideri tazminatı ile 150.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, delil tespitinin kendilerine haber verilmeden yapıldığını, bu nedenle kabul etmediklerini, davaya konu aracın emniyet kemerinde üretim kaynaklı bir ayıbın bulunmadığını, somut olayda airbaglerin patladığı dikkate alındığında emniyet kemerinin görevini yapmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, delil tespiti raporunda belirtilen emniyet kemerinin kusurlu olduğuna ilişkin görüşlerin hiçbir teknik dayanağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; trafik kazası sonucu davacıda oluşan maluliyet ile emniyet kemeri arasında illiyet bağı kurulamayacağının, araçta bulunan emniyet kemeri ve hava yastığı mekanizmasında açık veya gizli bir ayıp bulunmadığının hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur tespitinin talep ettikleri hususlar doğrultusunda hazırlanmadığını, bilirkişinin rapor tanzim ederken dosyadaki mevcut somut delilleri dikkate almadığını, itirazları doğrultusunda ek rapor taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen itirazlarının irdelenmeden ek raporun eksik tanzim edildiğini, kök raporda çelişki olmasına rağmen üst kilide ilişkin çelişkiyi gidermeden ek rapor hazırlandığını, bilirkişinin hem kök hem ek raporunda kazanın yapılış şeklini incelememiş olduğunu, emniyet kemerleri hakkında sadece genel bilgiler vererek bu bilgiler doğrultusunda dosya üzerinden inceleme yapıldığını, tespit bilirkişi raporunun; fiziki olarak araç incelenerek düzenlenmiş ve usulen kesinleşmiş olması sebebiyle kabulü gerektiğini, aksi halde tespit davasında alınan bilirkişi raporu ile bu davada alınan bilirkişi raporu arasında çelişki olduğundan çelişkilerin giderilmesi amacıyla her halükarda başka bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, çelişkiler giderilmeden yeni bir rapor alınmadan hatalı olarak hüküm kurulduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun denetlemeye ve hüküm vermeye elverişli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazasında ayıplı araç nedeniyle uğranılan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı HMK'nın 266 ncı maddesi.

2. HMK’nın 281 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dava; davacının davaya konu araçla seyir halindeyken tek taraflı yaptığı kaza sonucu yaralanması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2.6100 sayılı HMK'nın 266 ncı maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.

3.HMK’nın 281 inci maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını Mahkemeden talep edebilecekleri; Mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.

4.Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

5.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.

6.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının geçirdiği trafik kazası sonrasında davacı vekili tarafından delil tespiti talep edilmiş, tespit dosyasında alınan 04.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; "Delil konusu araçtaki sürücü emniyet kemeri incelendiginde dogru şekilde kendini kilitledigi uygulamalı olarak koltuğa oturtulduğunda tam bir yetişkin bireyi koltukta sabit tutacak mesafede olduğu ve airbaglerin de açılmış olduğu görülmesine rağmen, gerek delil tespiti isteyen sürücünün yaralanma konumu ve gerekse kemerdeki izler göz önünde bulundurulduğunda, işbu kaza esnasında üst ... kilidinin sürücüye frene basma anında vereceği standart ve olması gereken esnekliğin üzerinde bol bırakmasından dolayı, anlaşıldığı üzere sürücünün yaralanmasına sebep olduktan sonra güvenlik programı nedeniyle airbaglerin açılmasından hemen once yaralı sürücüyü koltuğa sabitleme amacıyla kilitlediği kanaatine varılmıştır....Büyükçekmece Hukuk Adliyesi otoparkinda yapılan inceleme sonucunda, işbu hasarlı ve yaralanmalı tek taraflı kaza yapan aracın halihazir durumu itibari ile delil konusu kaza esnasinda emniyet kemeri üst kilidinin yapmasi gereken görevi uygun yapmadığı, ya da başka bir ifade ile kaza yapan söz konusu araçta emniyet kemerinin kusurlu veya ayıplı ürün olduğu..." hususunun belirtildiği, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ise; trafik kazası sonucu davacıda oluşan maluliyet ile emniyet kemeri arasında illiyet bağı kurulamayacağı, dava konusu ... plakalı otomobilde kaza esnasında emniyet kemeri kilitleme mekanizmasının devreye girmiş ve hava yastığının açılmasının araçta bulunan emniyet kemeri ve hava yastığı sisteminin bozuk olmadığının bir göstergesi olduğu, emniyet kemerlerinin aktif gergi sistemlerinin devreye girmesi durumunda kendini bırakmayacağı gerekçesiyle araçta üretim hatası ve herhangi bir gizli ayıp söz konusu olmadığı belirtilmiş, rapora yapılan itirazlar sorasında alınan ek raporda ise kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.

7.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; yargılama sürecindeki davada; Mahkemece alınan rapor ile delil tespiti dosyasında alınan rapor çelişkili olup, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve bilirkişi raporuna yapılan itirazlar giderilmeden hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.

8.Hal böyle olunca, Mahkemece otomotiv alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden, davacıya ait hastane raporları da incelenerek dava konusu araçta emniyet kemerindeki aktif gergi sisteminin çalışıp çalışmadığı üzerinde de durularak, davalı vekilinin savunmaları, dosyaya sunulan tüm evraklar ve bilirkişi raporuna yapılmış olan itirazlar da dikkate alınarak, delil tespit dosyasında ve bu dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkileri giderir nitelikte rapor alınarak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.