"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/365 E., 2022/2173 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/476 E., 2018/671 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin, davalıyı muhasebe ve mali işlemlerin yürütülmesi için vekaletname ile yetkilendirdiğini, 2013 yılının Eylül ayı sonuna kadar hizmet ilişkisinin devam ettiğini, davalının 2013 yılı Ağustos ayı vergilendirme döneminde görevi sona ermesine rağmen kendisinde olan beyannamelere ilişkin şifreleri teslim etmeyip 2013 yılı Ekim dönemi de dahil geçmişe dönük işlemler ve düzeltmeler yaptığını, bazı araçların amortisman ayırmalarının yapılmadığını, bir kısım KDV ödemelerinde çeşitli düzeltmeler yaparak şirketi zarara uğrattığını, yapılan KDV ödemesi, pişmanlık zammı, işleyen gecikme
zamları sebebiyle oluşan şirket zararından davalının sorumlu olduğunu, 2012 yılı hesaplarına ilişkin Kurumlar Vergi Beyannamesini 2013 yılında ilk hali ile hazırlayıp verdikten sonra şirketin bilgi ve talebi olmaksızın önce 06.06.2013 tarihinde, sonra 22.10.2013 tarihinde düzeltme beyannameleri vererek gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, gerçek dışı kazanç ve kâr elde edilmiş gibi gösterilerek şirketi zarara uğratmaya devam edildiğini ileri sürerek şirketin haksız yere ödemek zorunda kaldığı şimdilik 50.000,00 TL' nin ödenmesi gerektiği andan itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının zararını tam olarak açıklaması gerektiğini, şirket araçlarına amortisman ayrılmaması hususunun mükellefin kendi tercihi olup, davacı şirket araçların satışında gerçek satış bedeli yerine kasko bedelinin % 30-50 altında fatura keserek ileride ayrılan birikmiş amortismanın gelir matrahına eklenmesini ve devlete ödeyeceği KDV' nin yüksek olmasını istemeyerek seçimlik hakkını bu yönde kullandığını, düzeltme beyannamelerinin verilmesi zorunluluğunun davacıya birçok kez iletildiğini, verilen vekaletnamenin de bu hususu desteklediğini, yine 2012 kurumlar vergisi beyannamesi düzeltmesinin vergi müfettişlerinin talebi üzerine verildiğini, şirket adına yapılan ödemeler ve ilişkili kişelere yapılan ödemeler nedeniyle gerekli stopajı yapmak zorunda kaldığını, davalının yaptığı düzeltmeler sebebiyle davacının 1 kat vergi ziyaı cezasından kurtarıldığını, davacının ceza ödemesinin sebebinin devlete karşı borçlarını zamanında ödememesinden kaynaklandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporuna göre davalının davacı şirket adına mali müşavir ve muhasebeci sıfatı ile verdiği KDV, Amortisman, Kar Dağıtım Cetveli gibi düzeltme beyannamelerinin mali müşavirlik görevi kapsamında şirketin mevcut mali yapısı içinde verilmesi gereken nitelikte düzeltme beyannameleri olduğu, söz konusu düzeltme beyannamelerinin görevinin sonlandırılacağını söylenen zamandan kısa süre önce verilmesinin başlı başlına şirketi zarara sokma amacına matuf olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; iddialarını tekrar ederek davalının daha önce yapma imkanı olan işlem ve eylemlerin tamamını iş ilişkisinin sona erdiği gün ve bir gün öncesi yapmasının kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın yaptığı işlemler nedeniyle şirketin haksız yere vergi incelemesine tabi tutulduğunu ve ödememesi gereken vergi, ceza, pişmanlık zammı, gecikme zammı ve gecikme faizi ödemek zorunda kaldığını, hangi iş kolunda faaliyet gösteriliyor olursa olsun iş ilişkisi sona eren bir çalışanın iş ilişkisinin sona ermesine bir gün kala bu şekilde esaslı ve yüksek miktarlı ödeme sonuçları doğuracak işlem ve eylemlerden kaçınması gerektiği ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf incelemesi sırasında aldırılan yeni bilirkişi heyeti raporunda davalı tarafından verilen düzeltme beyannamelerinin ilgili vergi dairelerine verilmesinin davacı şirketin zararına kasıtlı bir işlem olmayıp yasal hakların kullanılmasına yönelik olduğunun, bu tür iş veya işlemleri yapması sırasında kanuni hakların kullanılarak davalı şirketin daha fazla vergi cezası ödemesinin önüne geçilmiş olduğunun, düzeltme beyannamesi verilmesinin mevzuata uygun olduğunun belirtildiği, bekletici mesele yapılan görülen görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin ceza davasında verilen davalının beraatine ilişkin kararın istinaf başvurusunun esastan reddi ile kesinleştiği, alınan bilirkişi heyet raporu, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı ve tüm dosya kapsamından davalının işlemlerinin mevzuata uygun olduğunun, davalının yasal prosedürleri yerine getirdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek davalının işlemleri yaparken iradesinin kötüniyetli olduğunun görmezden gelinemeyeceğini, Hukuk Mahkemesinin Ceza Mahkemesi kararıyla bağlı olmadığını, davalının vekil edenin irade ve talimatlarına uygun davranma yükümlülüğü bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, alınan bilirkişi heyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve özellikle davacı tarafça davalının ihmal yahut kasti kusurunun ve zararın ispatlanamadığının anlaşılmasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.