Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1116 E. 2023/2940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı bankadan kullandığı krediye uygulanan faiz oranının haksız kartel anlaşması nedeniyle yüksek olduğu iddiasıyla zararının tazminini istemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dayanağı olan Rekabet Kurulu kararının idari yargı mercileri tarafından iptal edilmesi ve davacının rekabet ihlali nedeniyle uğradığı iddia edilen zararı ispatlayamaması gözetilerek, davanın reddine ilişkin istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2355 E., 2022/1699 K.

DAVA TARİHİ : 20.10.2016

SAYISI : 2016/2128 E., 2022/529 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararıyla aralarında davalı bankanın da bulunduğu 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduklarının tespit edildiğini, bu tespit sonucu verilen idari para cezası kararının Danıştay tarafından da onandığını, vekil edeninin davalı bankadan 2007 yılında konut ve tüketici kredisi kullandığını, davalı bankanın söz konusu ihlali nedeniyle daha yüksek faiz ödemek zorunda kalarak zarara uğradığını, 4054 sayılı RKHK’nın 57 ve 58 inci maddelerinde uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği ya da elde etmesi muhtemel olan karların 3 katı oranında tazminata hükmedilebileceğinin düzenlendiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vekil edeninin uğramış olduğu zarardan şimdilik 5.000,00 TL zararın üç katı ile birlikte uğranıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Rekabet Kurulu kararının 12 banka aleyhine verilmiş ise de; 3 banka yönünden cezai işlem uygulandığını, vekil edeninin cezai işlem uygulanan bankalar arasında yer almadığından, vekil edenine husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca zamanaşımı süresi dolduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği yapılan kesintilerin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı Kararı’nda 23.10.2008 tarihli “Belge 6” isimli belge kapsamında, “rekabet” adıyla anılan 5 adet bankanın aralarında anlaşarak konut kredilerinin faiz oranlarında artışlar yaptıklarının tespit edildiği, ancak davalı ... A.Ş.nin bu bankalar arasında bulunmadığı, bu nedenle davalı ... A.Ş.nin tüketici ve konut kredisi faiz oranlarına ilişkin rekabeti ihlâl edici anlaşmaya taraf olduğuna, dolayısıyla kullandırdığı tüketici ve konut kredisi faiz oranlarında rekabet ihlali suretiyle artış yaptığı yönünde bir tespitin bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafın davalı bankadan kullandığı dava konusu tüketici ve konut kredisi nedeniyle herhangi bir zararının oluşmadığı, davacı uygulanan faiz oranı nedeniyle zarara uğramadığından bekletici mesele yapılan Rekabet Kurulu kararının iptali istemine ilişkin ... 2. İdare Mahkemesinin dosyasının sonucu işbu dosyanın sonucuna etki etmeyeceğinden bekletici mesele yapılmasına ilişkin ara karardan dönüldüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı banka tarafından Rekabet Kurulu kararına istinaden açılan davanın halen derdest olduğunu, kesin bir kararın mevcut olmadığını, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde anılan dosyasının akıbeti ve kesinleşmesinin beklenilmesinin dosya kapsamına bir faydası olmayacağı belirtildiğini, ancak buna ilişkin bir gerekçe sunulmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz ve denetime açık olmadığını, Rekabet Kurulu kararına dayanak inceleme ve araştırmalarda söz konusu ihlal 2007 yılı başlangıcında 7 bankanın katıldığı mevduat ve kredi faizlerini konu alan çerçeve anlaşma ile başlamış olup eylem planı 2010-2011 yılları arasında "kredi kart" piyasasını da içerecek şekilde diğer teşebbüslerin katılımları ile genişlediğini, teşebbüsün, ihlalin her aşamasına katılmış olması gerekmemekle birlikte sorumlu tutulabilmesi için ihaleye ilişkin ortak plandan haberdar olması ya da en azından bu durumu bilebilecek durumda olması gerektiğini, davalı bankanında plandan haberdar olduğunu, en azından bu durumu bilebilecek durumda olduğunu, soruşturma ve inceleme aşamalarında ele geçen mail ve yazışma kayıtları incelendiğinde davalı bankanın söz konusu durumdan haberdar olduğunu, davalı Ziraat Bankasının ilk aşamadan bu yana plan dahilinde olup anılan eylem planı içerisinde ihaleye katıldığını, bilirkişi tarafından yalnızca Kurul kararının aşamalarını değil, somut olayın özelliklerine göre de faiz oranlarında bir inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, davalı bankanın konut ve tüketici kredisinin çekildiği dönemde konut ve tüketici kredisi yönünden iddia olunan oluşum içinde yer almadığı, davalı bankanın aynı tarihlerde benzer krediler için diğer bankaların uyguladıkları oranlara göre daha düşük faiz oranı uygulaması nedeniyle davacının 17.12.2007 tarihinde kullanmış olduğu konut ve tüketici kredisi nedeniyle faiz yönünden herhangi bir kaybı ve bu itibarla davacının herhangi bir zararının oluşmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde sunduğu nedenleri temyiz dilekçesinde de tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının, davalı bankadan kullandığı krediye uygulanan haksız kartel faiz oranı nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 57 nci maddesinde; "Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur."

2. Aynı Kanun'un 58 inci maddesinde; "Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir. " şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.

3. Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin ... 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verilmiş, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2016/4017 E., 2019/1779 K. sayılı kararı ile bozulması üzerine ... 2. İdare Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/1108 E., K.2019/1463 K. sayılı "Israr-Ret" kararı verilmiş ve bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 31.05.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama neticesinde ... 2. İdare Mahkemesinin 2022/920 E., 2022/855 K. ve 26.04.2022 tarihli kararıyla idari işlemin iptaline karar verilmiştir.

3.Değerlendirme

1. Davacının dayanak yaptığı Rekabet Kurulu Kararının yukarıda belirtildiği üzere İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği böylece Kurul kararının hukuka aykırı olduğunun idari yargı kararı ile tesbit edilmiş olduğu ve davacı ile yapılan kredi sözleşmesi kapsamında rekabetin ihlal edilmediği anlaşıldığı gibi davacının uğradığını ileri sürdüğü zararı ve zarar miktarını ispatlayamadığı görülmüştür.

2. Böylece, temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olup, kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.