"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/13 E., 2022/576 K.
DAVA TARİHİ : 29.05.2013
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin avukat olduğunu ve dava dışı ... şirketinin davalı hakkında açtığı alacak davasında davalıyı vekil olarak temsil ettiğini fakat davalının kendisini azlettiğini, vekalet ücretinin tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek; davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.02.2016 tarihli ve 2013/357 E., 2016/43 K. sayılı kararıyla; davacının davalının avukatı olarak gerekli özeni göstererek, gerekli savunmalarını yaparak, delillerini sunarak, keşif ve duruşmalarını takip ederek davayı sonuçlandırdığı, kararın kesinleşmesiyle de avukatın görevinin sona erdiği, davacı avukatın gerek davalılar lehine takip ettiği davanın ve gerekse ... ... ve ... İşletmeciliği Ltd. Şti.'nin vekili olarak takip ettiği davaların, karşı tarafları farklı olduğu üzere davalar arasında irtibat bulunmadığı, bu nedenle menfaat çatışmasının oluşmadığı ve davacı avukatın azlinin haklı bir sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 2020/605 E., 2020/4684 K. sayılı ilamıyla; davacı vekil, ... şirketinin, müvekkili olan davalıya karşı açtığı davada, davalının vekilliğini üstlenmiş olup; davalı ile davacı arasında vekalet ilişkisi devam ederken davacı vekil, ... şirketinin vekilliğini de üstlendiğinden Avukatlık Kanunu'nun 38/b maddesine aykırı olarak menfaati zıt tarafa hukuki yardımda bulunmuş olması nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin ciddi şekilde sarsılmış olduğu ve azlin haklı olduğunun kabulü gerektiğinden bahisle, davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyulmak suretiyle azlin haklı olduğu kabul edilerek, azledilen vekil haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlere göre vekalet ücreti talep edebileceğinden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; 10.11.2022 tarihli duruşmaya gerekçelendirerek gönderilen mazeret dilekçesinin Mahkemece 'karar celsesi olması sebebiyle reddedildiğini, ancak tahkikatın bittiğinin kendisine bildirilmediği gibi sözlü yargılama için de ayrıca bir gün tayin edilmediğini, bu durumun hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiğini, hükme esas alınan ek rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, azlin haklı olduğunu bu nedenle de davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağının tahsili talepli başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 36 ncı madde.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci maddesine göre;
"(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
2) Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir."
3. Değerlendirme
1. Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anayasa'nın 36 ncı maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur. Hukuki dinlenilme hakkının sağlanması aynı zamanda adil yargılamanın da sağlanmasıdır.
2. Hukuki dinlenilme hakkı uluslararası alanda da korunmuştur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesinin 10 uncu maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ıncı maddesinde, adil yargılanma hakkı kapsamında düzenlemelere yer verilmiştir.
3. Davalı vekili, duruşmaya, aynı gün başka bir mahkemede duruşması olması sebebiyle katılamayacağını belirterek mazeret dilekçesi vermiştir. Mahkemece; davalı vekilinin mazeret talebinin, dosyanın kararlık aşamada olması nedeniyle reddine karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ve bu itibarla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olup, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.