"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2630 E., 2022/3205 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/66 E., 2021/212 K.
Taraflar arasındaki alacak (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatif tarafından 01.08.2006 tarihinde vekil tayin edildiğini, davalının talebi üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi aleyhine idari yargıda davalar açıldığını, son olarak belediye tarafından davalı kooperatifin taşınmazdaki payı üzerindeki tasarruf hakkını ortadan kaldıracak şekilde taşınmaza el atıldığını, davalı kooperatifin genel kurulundan yetki alan yönetim kurulunun talebi üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi aleyhine davalı kooperatifin kamulaştırmasız el atılan payının bedelinin alınması amacıyla Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/227 Esas saylı dosyası ile dava açıldığını, davada fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00-TL’nin tahsilinin talep edildiğini, bu davanın açılmasından sonra 2942 sayılı Kanun'un geçici 6. maddesinin 6487 sayılı Kanun'un 21. Maddesi ile değiştirildiğini ve 1983 yılından sonra yapılan kamulaştırmasız el atmalar nedeniyle açılan bedel davalarında da maktu dava ve icra harcı ile maktu vekâlet uygulamasına geçildiğini, yapılan bu değişikliğin iptali amacıyla çeşitli mahkemelerce Anayasa Mahkemesine iptal başvurularında bulunulduğunu, müvekkilinin benzer davalardaki bilirkişi raporları baz alınmak suretiyle maktu harç ödeyerek kooperatif yönetiminin kararı ve talimatı doğrultusunda 08.01.2014 tarihinde davayı ıslah ettiğini, sonrasında davalı kooperatif yöneticilerinin tamamen kötü niyetli olarak müvekkilini azlettiklerini, yapılan yargılama sonunda Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2016/178, 2018/77 sayılı kararı ile ıslah dilekçesi doğrultusunda bu defa nispi harç almak suretiyle davayı kabul ettiğini ve 8.563.397,85-TL'nin dava tarihi olan 28.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı kooperatife ödenmesine karar verildiğini, bu hususun bile ıslahın yapıldığı tarih itibariyle, davalı kooperatifin menfaatlerini korumakta müvekkilin özenini ve hassasiyetini göstermekte olduğunu beyan ederek; mahkemece takdir edilen 150.833,98-TL vekalet ücreti, 856.339,70-TL akdi vekalet ücretinin toplamı olan 1.007.173,68-TL’nin işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin, bilgi ve talimat olmaksızın avukatın dava açması ve dosyada bilirkişi raporunun aleyhe gelmesi üzerine davacıyı azlettiğini, yeni vekil tayin ettiklerini, dosyaya sunulan 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını son safhaya ilgili avukatın getirdiğini, davacının kooperatif adına açmış olduğu davaların tamamından kooperatif yönetiminin 21.06.2014 tarihinde el değiştirmesi ile haberdar olduğunu, haberdar olunduğunda ise davacının konu ettiği Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/277 E. Sayılı davasını açtığını, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan ıslah etiğini, davacı ile yeni yönetimin yaptığı görüşmelerde 2006 yılında kendisine verilen vekaletname ile taraflarının talimatı olmaksızın açtığı dava için yüksek miktarda %20 gibi vekalet ücreti talep ettiğini, davacının bilgilendirme yapmaksızın giriştiği yargılamaların ve açılan kamulaştırmasız el atma davasından nispi ücret talep etmesinin sadakat ve güven ilişkisini zedelediğini, kooperatifin bilgi ve talimatı olmadan açılan davadaki tüm taleplerin haklı azil nedeniyle reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte olursa dava açılış ve azil tarihindeki sarf edilen emek oranında maktu vekalet ücreti üzerinden değerlendirilme yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının vekil olarak azlini gerektirir bir neden olmadığı ve azlinin haksız olduğu, alanında uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 10.12.2019 tarihli raporda özetle; azlin haksız olduğunun kabulü halinde davacının talep edebileceği vekâlet ücretinin 1.007.173,76 TL hesaplandığı, dosyadaki bilgi ve belgeler, denetlemeye elverişli bilirkişi raporu ve ek rapor doğrultusunda davanın kabulüne, 1.007.173.68 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının kooperatife bilgi vermeden dava değerini ıslah ederek güvensizlik ve şüphe oluşturduğunu ve haklı nedenlerle azledildiğini, azlin haklı olması nedeniyle vekalet ücreti talep edemeyeceğini, her ne kadar davacı tarafından maktu harç yatırılmak sureti ile ıslah yapılmış ise de yeni Kanun'un yürürlüğe girmesiyle nispi ıslah harcı yatırıldığını, maktu harç ile ıslah nedeniyle kooperatife bir fayda sağlanmadığını, aksine kısmen ret kararı verilerek karşı vekalet ücreti hükmedilmesine neden olunduğunu, bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğunu, davaya konu işlemin kapsamının maktu vekalet ücretini gerektiren işlerden olduğunu, Kamulaştırma Kanunu geçici 6.madde 7. fıkrasına göre 09.10.1956-04.11.1983 tarihleri arasındaki kamulaştırmasız el atma davalarında maktu harç vekalet ücreti uygulanacağını, aynı maddenin 13.fıkrasında "maktu harç ve vekalet ücreti uygulanması kuralının 4.11.1983 tarihinden sonraki olaylarda da uygulanması "nın öngörüldüğünü, bu fıkra hükmü Anayasa Mahkemesinin 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 E. 2014/176 K. sayılı kararı ile iptal edildi ise de azil tarihinde maktu vekalet ücret ugulamasının kanun gereği olduğunu, kabul olmamak üzere davacının isteyebileceği akdi vekalet ücretinin maktu olabileceğini ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu dosya hakkında davalı Kooperatife bilgi verilmediğine dair iddianın davalı tarafından ispatlanamadığı, davacı avukatın vekalet ücretine konu dava dosyasında bir özensizliğine rastlanmadığı, davacının, ıslah tarihinde yürürlükte olan yasal düzenlemeden yararlanarak maktu harç ödemek suretiyle davayı ıslah ettiği, anılan yasanın kısa bir süre sonra iptal edilmesi nedeniyle davalı müvekkilini o tarihte nispi ıslah harcı ödeme yükümlülüğünden kurtardığı, davacının, vekili olduğu diğer hissedarlar yönünden aynı parsele ilişkin daha önce açılan davalarda alınan bilirkişi raporunda belirlenen taşınmaz değerini esas alarak ıslah yapmasının usul ekonomisi ilkesi ve maktu harçtan yararlanma amacına uygun hareket edilmesi nedeniyle haklı azil nedeni olarak değerlendirilemeyeceği, davacının, davalı müvekkilinin yararını korumak ve kollamakla yükümlü olup vekillik yaptığı davada hukuki takdir ve insiyatif kullanabileceği, kamulaştırmasız el atma davasında mahkemece hükmedilen meblağın ıslah edilen meblağdan daha düşük olması nedeniyle kooperatifin bir zararının bulunmadığı, avukatın azlinden sonra yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi, dosyanın Yargıtayca bozularak işin esasıyla ilgili hüküm kurulması aşamasında kamulaştırmasız el atma davalarında maktu harç ödenmesini öngören yasanın iptal edilmesi ve davalı kooperatifin nisbi ıslah harcı yatırmak zorunda kalmasında davacı avukata bir kusur atfedilemeyeceği, kaldı ki o tarihte Yargıtay tarafından kabul gören bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı ilkesi nedeniyle davalı kooperatifin yerel mahkeme kararının bozulmasından sonra ıslah yapmasının mümkün olmayacağı, ek dava açmak zorunda kalacağı, ancak davacı avukatın bozmadan önce yapmış olduğu ıslah nedeniyle davalının ek dava açmaya gerek kalmadan davasının sonuçlandığı, bu durumun dahi davalı kooperatifin lehine olduğu ve mahkemece de belirtildiği üzere davacı avukatın haksız azledildiği sonucuna varıldığı, hal böyle olunca, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, davacı avukatın akdi ve yasal vekalet ücretini davalıdan talep edebilecek olması, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığından dava değerinin %10'u akdi vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmaması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 vd. maddeleri.
2.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü ve 174/2 nci maddesi.
3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Kamulaştırılmaksızın Kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti başlıklı 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 6 ncı maddesinin 7 nci fıkrası.
4. Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95E., 2014/176 K. sayılı ilamı.
3.Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürüttüğü, bu nedenle vekilin azlinin haksız olduğu, haksız azil halinde yukarıda yer verilen 1136 sayılı Kanun'un 172/2 nci maddesi ve Dairemizin kökleşmiş içtihatları gereği ücretin tamamının ödenmesi gerektiği, vekalet ücretinin belirlenmesinde dava tarihi ve azil tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükmünün değerlendirilmesi gerektiği, maktu ücrete ilişkin hükmün 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkralarının 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 E. ve 2014/176 K. sayılı kararıyla iptal edildiği, davaya konu Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/227 Esas sayılı dosyasındaki davanın 2942 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce 28.05.2013 tarihinde açıldığı, akdi vekalet ücretinin belirlenmesinde hukuki yardımın başladığı bu tarihte yürürlükte olan 1136 sayılı Kanun'un 164/4 maddesi gereği hesaplama yapılması gerektiği, bu bakımdan hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.