Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1179 E. 2023/1336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı vekilinin Yargıtay karar düzeltme aşamasında ileri sürdüğü hususların incelenip incelenemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, bozma kararına uyularak verilen karara karşı yaptığı temyiz başvurusunda ileri sürmediği ve bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara ilişkin karar düzeltme talebinde bulunamayacağı gözetilerek, davacı vekilinin karar düzeltme istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/201 E., 2022/116 K.

DAVA TARİHİ : 06.10.2006

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile aralarında akrabalık bağı bulunduğunu, 27.01.2001 tarihinde protokol düzenleyerek kendisine ait 10 parseldeki 96/192 hisseyi davalıya tapuda devrettiğini, karşılık olarak davalı tarafından kendisine devri gereken üç adet taşınmazın tapusunun verilmediğini ve diğer edimlerin de yerine getirilmediğini ileri sürerek şimdilik üç adet taşınmazın değeri olan 380.000 TL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; sözleşmenin geçersiz olduğunu, taşınmaz üzerindeki takyidatları ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 29.11.2007 tarihli ve 2006/757 E., 2007/573 K. sayılı ilamıyla, sözleşmenin geçersiz olduğu, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 18.09.2008 tarihli ve 2008/4370 E., 2008/10767 K. sayılı kararıyla, davacının davalıya devrettiği taşınmazın devir tarihindeki bedelini isteyebileceği, mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak davalıya devri yapılan taşınmazın devir tarihindeki değeri, sözleşmedeki tarafların diğer yükümlülükleri ile birlikte saptanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece 15.12.2020 tarihli ve 2009/50 Esas, 2020/446 Karar sayılı ilamıyla; bozma sonrası hazırlanan 06.11.2020 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak sözleşmede 10 nolu parseldeki dükkanın tapu kaydında intifa hakkı bulunmadığından kullanım hakkına dair sözleşmenin b bendine ilişkin hükmün geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 281.382,87 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 23.03.2021 tarihli ve 2021/905 E., 2021/3022 K. sayılı ilamıyla; mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince, taşınmazın devir tarihindeki değerinin tespiti için fen ve kadastro bilirkişisi eşliğinde mülk, emlak ve inşaat-mimar bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın emsallere göre TL değeri belirlenip, bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ve dava dışı 10.02.2012 tarihli protokol dikkate alınarak hazırlanmış olan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin uygun görülmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, İslimpaşa Mah. 318 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kargir dükkan vasfındaki taşınmazın 96/192 hissesinin davalıya 10.000 TL bedelle satıldığı, buna karşılık davalının taşınmaz üzerindeki Merkez Gıda Sanayi Tic A.Ş. lehine konulan 50.000 TL'lik ipotek bedeli ve Altındağ A.Ş. lehine verilen toplam 25.000 TL'lik teminat mektubu bedelini ödediği, davalının sözleşmede yazılı 3 adet taşınmazı İslimpaşa Mah. 318 ada 10 parselde kayıtlı kargir dükkan üzerindeki Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2001/17 talimat dosya borcu kaldırılmadan önce 16.02.2001 tarihinde dava dışı kardeşi Mustafa oğlu ...'a, örnekevlerdeki mesken dairenin 1/4 hissesini de kardeşi Mustafa'nın eşi Adeviye Suluhan'a devrettiği, protokolün e bendinde Kayseri İli Kocasinan İlçesi Sümer Mahallesinde bulunan Hasan kızı Kutsiye'den intikal eden arsadan ...'a isabet eden her türlü hissenin tapu ve ferağını bila bedel talep etmeksizin Ömer oğlu Mustafa Suluhan lehine vermeyi kabul ve taahhüt eder hükmü yer aldığı, davalı taraf protokolde belirtilen taşınmazları davacıya değil dava dışı 3. Kişilere devrettiği, bu nedenle davalı sözleşmede belirtilen edimini eksik yerine getirdiği, her ne kadar 27.01.2001 tarihli harici sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz ise de, sözleşmedeki satışa konu davacıya ait hisse tapuda davalıya devredildiği, davacı davalıya devrettiği taşınmazın devir tarihindeki bedelini isteyebileceği, davacının eksik yerine getirilen edim nedeniyle alacağını isteme hakkının bulunduğu, 29.01.2001 tarihli geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle devredilen dükkanın 1/2 hisse değerinin 107.593,69 TL olduğu, davalının ödediği ipotek ve teminat mektubu değeri olan 75.000 TL düşüldüğünde bakiye 32.593,69 TL davacının davalıdan alacağı kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 32.593,69 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 13.12.2022 tarihli ve 2022/4178 E., 2022/9408 K. sayılı kararıyla, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilin sair temyiz itirazları reddedilerek davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen dava değeri olan 380.000 TL üzerinden 32.768,44 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmayan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 üncü maddesi hükmü gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzelterek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü, kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların Yargıtayca karşılanmadığını, taşınmazın değerinin 27.01.2001 tarihli protokol ile belirlenen taraf yükümlülüklerine göre tespit edilmesi gerektiğini, devir karşılığı davalının yükümlülüklerinin değerlendirilmediğini, protokolde davalıya yüklenen edimlerden intifa hakkının parasal karşılığının hiç belirlenmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu yönde hiç hesaplama yapılmadığı, protokol hükümlerinin bir kısmının dikkate alındığını, taşınmazların değerinin belirlenmediğini, bozmaya uymakla usuli kazanılmış hak doğduğunu belirterek kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle mahkemenin 15.12.2020 tarihli ve 2009/50 E., 2020/446 K. sayılı kararının gerekçesinin davacı tarafından temyiz edilmediğinin ve bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin davacı vekilince ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.