"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin eczacı olarak faaliyet gösterdiğini, davalı kurum tarafından başlatılan inceleme sonucunda, müvekkili aleyhinde mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı bir şekilde toplam 121.183,05 TL cezai şart, 50.138,83 TL reçete bedeli kesintisi ve uyarı işlemi uygulandığını, eczaneye gelen her hastanın ilacı teslim aldığını ve her hastadan ilaç farkı ve muayene ücreti tahsil edildiğini, tahsil edilmeyen ilaç farkı ve muayene ücreti bulunmadığını, 2012 yılı sözleşmesinin 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.6 ncı maddeleri gereğince işlem yapıldığının bildirildiğini, ancak taraflar arasında imzalanan 2016 yılı protokolünün uygulanması gerektiğini ileri sürerek, muarazanın men'i ile davalı kurumun 09.02.2016 tarihli ve 2.020.836 sayılı cezai şart, reçete bedeli kesintisi ve uyarı işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı hakkında yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda 2012 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.6 ncı maddelerinin ihlal edildiğinin tespit edildiğini, davacının protokolün 5.3.2 nci maddesine aykırı eylemi nedeniyle 55.635,55 TL cezai şart uygulandığı ve yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, yine 5.3.5 inci maddesine aykırı eylemi nedeniyle 39.095,50 TL cezai şart uygulandığını ve yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, 5.3.6 ncı maddesine aykırı eylemi nedeniyle de 26.452,00 TL cezai şart uygulandığı ve yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, ayrıca protokolün 4.3.6 ncı maddesi gereği toplam 50.138,83 TL reçete bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak olan yasal faiziyle birlikte davacının tahakkuk etmiş alacaklarından mahsup edilmesine karar verildiğini, davacının protokole aykırı fiillerinin sabit olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2017 tarihli ve 2016/156 E. 2017/541 K. sayılı kararıyla; hasta ve hasta yakınlarının tanık sıfatıyla beyanlarının alındığı, tanık beyanlarına göre kurum müfettişlerince alınan ifade ve buna dayanak yapılan dava konusu kurum işleminin hukuka aykırı olduğunun anlaşıldığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne ve taraflar arasındaki muarazanın men'i ile davalı kurumun 09.02.2016 tarihli ve 2.020.836 sayılı cezai şart, reçete bedeli kesintisi ve uyarı işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2018 tarihli ve 2017/2195 E. 2018/937 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve somut olayın özeliklerine uygun olması ve reçetede yazılı ilaçların tam ve eksiksiz olarak teslim alındığının, muayene ücreti ve katkı payının ödendiğinin reçete sahibi ya da yakınları tarafından beyan edilmiş olması dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.10.2020 tarihli ve 2020/872 Esas, 5806 Karar sayılı ilamıyla; “davaya konu cezai işlemin, davalı kurum görevlileri tarafından gerçekleştirilen inceleme sırasında, hastalar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ve ... ait reçeteler esas alınarak tesis edildiğinin anlaşıldığı, davacı hakkında cezai işlemin tesis edilmesinde, adı geçen hastaların beyanlarının önemli bir etken olduğu ve davalı kurumun bu beyanlara atıfla sözleşmeye aykırı davranıldığı sonucuna vararak işlem yaptığı; bu durumda, davaya konu işleme ifadeleri esas alınan tüm hastaların (tanık sıfatıyla) dinlenmesinin gerektiği, ancak İlk Derece Mahkemesince, hasta veya hasta yakınlarından sadece bir kısmının dinlenilmesiyle yetinildiği; hal böyle olunca, davaya konu işleme ifadeleri esas alınan tüm hastaların tanık sıfatıyla dinlenmesi, sonrasında konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan 2016 yılında protokolde yapılan değişiklikleri dikkate alan, her bir hasta ve her bir eylemi ayrı ayrı değerlendiren; taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda, daha önce dinlenmeyen hastaların tanık sıfatıyla dinlendikten sonra bilirkişi heyetinden alınan raporda; adı geçen hastaların hepsinin kronik ve hayati hastalıklara sahip olup, reçetelerde adı geçen ilaçları düzenli olarak kullanmak zorunda olduklarının dosya içerisinde mevcut sağlık raporları ile sabit olduğu; tanık olarak ifadesi alınan hasta ve hasta yakınlarının, davacı eczacının 2012 yılı, 2016 yılı ve 2020 yılı protokollerin ilgili maddelerini ihlal ettiğine dair herhangi bir şikâyetinin bulunmadığı; dava konusu on reçete sahibi hastadan dokuzunun ilaçlarını davacı eczacıya ait Huzur Eczanesinden reçeteye uygun ve eksiksiz olarak aldıklarını ve (hasta ... hariç) aldıkları ilaçlar için gerekli ödemeleri yaptıklarını beyan ettikleri; ilgili protokol hükümleri, hasta/hasta yakınlarının vermiş oldukları ifadeler ve dosyaya sunulan beyan dilekçeleri göz önünde bulundurulduğunda, davalı kurumun tüm mahsup, uyarı, fesih ve cezai şart işlemlerinin yersiz ve hukuksuz olduğunun bildirildiği,
2. Yargıtay bozma ilamında adı geçen hastalardan ...'in ... adresinin bulunmayıp, başka bir adresinin tespit edilemediği ve kendisine ulaşma imkanı bulunmadığından bu hastanın dinlenmesinden vazgeçildiği; bozma ilamında belirtilen tüm eksikliklerin giderilmiş olup, davalı kurum tarafından uygulanan işlemlerin yersiz ve hukuksuz olduğunun anlaşıldığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne ve taraflar arasındaki muarazanın men'i ile davalı ... İl SGK Müdürlüğünün 09.02.16 tarihli ve 2.020.836 sayılı cezai şart, reçete bedeli kesintisi ve uyarı işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı hakkında yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda düzenlenen müfettiş raporuna göre 2012 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.6 ncı maddelerinin ihlal edildiğinin tespit edildiğini, bu sebeple davacı hakkında cezai şart uygulandığı ve yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, ayrıca protokolün 4.3.6 ncı maddesi gereği toplam 50.138,83 TL reçete bedelinin tahakkuk etmiş alacaklarından mahsup edilmesine karar verildiğini, davacının protokole aykırı fiillerinin sabit olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile dava dışı ... Eczacıları Birliği arasında imzalanan 2012 yılı protokolü uyarınca, davacı eczacıya uygulanan uyarı, reçete bedeli kesintisi ve cezai şarta ilişkin kurum işleminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
3. Bu itibarla, temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.