"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen davada davacı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili; müvekkili ...'nın ... Üniversitesinden mezun olduğunu ve 2009 yılında YLSY kapsamındaki başvurusu sonucu ... Üniversitesi adına yurt dışında İnorganik Kimya dalında yüksek lisans eğitimi yapmaya hak kazandığını, bu doğrultuda Ocak ila Eylül 2010 tarihleri arasında ... Üniversitesinde ve Ekim 2010 ila Haziran 2011 tarihleri arasında ... Universityde dil eğitimi aldığını, University ... ... Eylül 2011 tarihinde master programına başlayan müvekkil ...'nın bu programı başarıyla tamamladığını, bilahare Ocak 2013 ayında... doktora öğrenimine başladığını, Mayıs 2017'de tezini teslim ettiğini, Eylül 2017'de de tez savunmasını verdiğini, doktora öğrenimini Ocak 2018 tarihinde tamamlamışsa da göreve başlama talebinin 07 Mart 2018 değil, 15 Mart 2018 tarihinde olduğunu, müvekkili ... göreve başlama bildiriminin gelmesini beklerken davalı tarafından borç kovuşturmasına başlandığını belirterek; davacı ... ve kefilleri olan diğer davacıların davalı idareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleşen davada davacı Bakanlık vekili; davalı ...'nın yurt dışı eğitimini süresinde tamamlamamak suretiyle taahhüdünü ihlal ettiğini, alınan yüklenme senedi ve müteselsil kefalet senedi nedeniyle davalı için yapılan 178.115,00 İngiliz Sterlini masraf ile 12.002,55 TL alacağın her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile asıl borçlu ... ve davalı kefillerinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili; davacı ...'nın Bakanlık hesabına ... Üniversitesi adına kimya alanında yüksek lisans ve doktora öğrenimi amacıyla resmi burslu olarak İngiltere'ye gönderildiğini, son olarak 07.01.2017 ila 06.01.2018 tarihleri arasındaki uzatmaya rağmen süresinde mezun olamadığını ve 2 aylık yasal süresi içinde görev talebinde bulunmadığını, bu nedenle davacı ...'nın 08.03.2018 tarihinde öğrencilik ile ilişiğinin kesildiğini ve 02.04.2018 tarihinde tazminat takibine geçildiğini, davacı ...'ya yapılan bildirimlerin bilgisayar üzerinden yapıldığını savunarak, asıl davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalılar vekili; davacı idarenin, keyfi ve hukuka aykırı kararı ile Anayasa ile güvence altına alınan haklarını ihlal ettiğini, idarenin kamu yararı ve kadro ihtiyacı çerçevesinde çıkardığı yönergeye dayanarak atamasını yapması gerekirken hakkında borç kovuşturması yaptığını, borç kovuşturması hakkında kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadığını, göreve başlamasına ilişkin ihtar veya ihbarların tebliğ edilmediğini, yüklenme senedinde doktora öğrenimi yapmak üzere yurt dışına gönderildiği hususunda hiçbir koşulun yer almadığını, göreve başlamak istediğini bildirdiğini, yasal bir engeli bulunmadığı halde üniversiteye alınmasına engel olanın davalı idare olduğunu, bu nedenlerle asıl borçlu ... ve diğer davalı kefillerin davacı idareye borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı/birleşen davada davalı ...'nın yurda dönüşte, işe başlamak için kuruma başvuru yapıp yapmadığının, yine başvuru yapmasına gerek olmadan göreve başlatılması gerekip gerekmediğinin belirlenmesinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı ve davanın açıldığı zaman yürürlükte bulunan 1416 sayılı ... Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'un (1416 sayılı Kanun) 17 nci maddesine göre; "Tahsilini ihmal ile avdet eden talebe iki ay zarfında taahhütname ile merbut olduğu makama müracaata mecburdur." denildiği, somut olayda asıl davada davacı ...'nın 17.06.2011 tarihinde yabancı dil eğitimini tamamladığı, 26.09.2011 tarihinde...'da yüksek lisans öğrenimine başladığı ve bu öğrenimini 25.09.2012 tarihinde bitirdiği, aynı Üniversitede 07.01.2013 tarihinde doktora öğrenimine başladığı, 07.01.2016 tarihinde bitirmesi gereken doktora öğrenimini bitiremediği için 07.01.2016-06.01.2017 tarihleri arasında bir yıl süre ile burslu ve 07.01.2017-06.01.2018 tarihleri arasında da burssuz olarak süre uzatımları aldığı, 2017 Mayıs ayında tezini teslim ettiği ve Eylül 2017 ayında da tez savunmasını yaptığı tespit edildiği için mevzuat gereği davacının 7 Mart 2018 tarihinde bakanlıktan görev talep etmesi gerektiği halde bunu yapmadığının anlaşıldığı, iki aylık sürenin geçmesinden sonra da 08.03.2018 tarihinde davacının ilişkisinin kesildiği, konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda; davacı/birleşen davada davalı ...'nın mevzuatın izin verdiği burslu ve burssuz azami uzatma süreleri verilmesine rağmen azami süre olan 06.01.2018 tarihine kadar doktora öğrenimini tamamlayamadığı ve 1416 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi gereği azami iki aylık sürenin bitimi olan 07.03.2018 tarihine kadar görevine başlamadığı ve taahhüdünü ihlal ettiği için kendisi için döviz ve Türk Lirası olarak yapılan tüm masrafları yasal faizi ile birlikte davalı/birleşen davacı Bakanlığa iade etmesinin gerektiği, kefillerin ise sorumluluğunun müştereken ve müteselsilen olmak üzere kefalet senedinde taahhüt ettikleri tutarla sınırlı olduğu, 657 sayılı Kanun Ek-34 üncü maddesi uyarınca yapılacak iadelerin Türk Lirası olarak yapılacağı ve iade edilen tutarın iade tarihindeki ... Bankası efektif satış kuru üzerinden İngiliz Sterlinine çevrilerek borçtan mahsup edilmesinin gerektiği, tahsil edilmesi gereken faiz miktarının ödeme ve iade tarihleri arasındaki süreye göre hesaplanmasının gerektiği ve bu aşamada yapılan bir iade olmadığından faiz hesabının yapılamayacağı yönünde görüş bildirildiği, davalı/birleşen davacının, davacı/birleşen davalı ...'nın yurda dönüşünden sonra talebi olmadan göreve başlatması gerektiğini düzenleyen bir Kanun hükmü veya sözleşme hükmü olmadığı dikkate alındığında, yurda döndükten sonra usulüne uygun görev talep etmeyen davacının, süre geçtikten ve dava açıldıktan sonra görev talep etmesi mevcut usulsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı için, bilirkişi raporu dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunduğundan hüküm kurmaya yeterli görüldüğü belirtilerek; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 178.115,86 İngiliz Sterlini ve 12.002,55 TL'nin faizi ile birlikte asıl borçlu davalı ... ve kefil oldukları miktarla sınırlı olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı/birleşen davada davacı vekili; dava konusu anapara alacağına faiz işletilmesi konusunda verilen kararın eksik olduğunu, Sterlin alacağına sarf tarihinden itibaren devlet bankalarının döviz üzerinden bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması ile işlemiş faizin hesaplanması gerektiğini, bu durumun yüklenme senetleri ile belirlendiğini, bu kalem alacağın infaz aşamasında hesaplanmasının mümkün olmadığını, kefillerin imzaladıkları kefaletname uyarınca kefillerin sorumlu oldukları anapara alacağı ve işlemiş faiz miktarının da hesaplanması gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılması ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası kapsamı, davada toplanan kanıtlar, İlk Derece Mahkemesi gerekçesi ile yargılama sırasında hukuka uygun düzenlenen ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli görülen bilirkişi raporu kapsamında, birleşen davada davacı idarenin eğitim ve öğretim giderlerine dayanan alacakları ile davalı asıl borçlu ... ve davalı kefillerinin borçları taraflar arasında yapılan yüklenme ve kefalet senetlerine göre belirlenerek İlk Derece Mahkemesince hukuka uygun şekilde hükme bağlandığı anlaşılmakla, davacı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleşen davada davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, kefillerin, anapara alacağından kefalet limiti oranında sorumlu olmakla birlikte bu anapara alacağının işlemiş faizinden de ayrıca sorumlu olduklarının kefaletnamede açıkça düzenlendiği, sorumlu oldukları anapara alacağının işlemiş faiz miktarının da hesap edilmesi gerektiğini, istinaf başvurularında da yapmış oldukları itirazların göz önünde bulundurulmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; imzalanan taahhütname ve kefalet senedi dolayısıyla borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise; yurt dışına eğitim için gönderilen personelin doktora eğitimini başarılı olarak tamamlayamayıp, 1416 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi gereği azami 2 aylık sürenin bitiminde göreve başlamaması nedeniyle yapılan giderlerin istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1416 sayılı ... Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'un 17 nci maddesi ile 19 uncu maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle temyiz edenin sıfatına göre, davacı/birleşen davada davalı asıl borçlu ...'nın mecburi hizmetini yerine getirmek için kendisine 1416 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde tanınan iki aylık süre içerisinde görev talebinde bulunmadığından adına tahakkuk edilen miktarı ödemekle sorumlu olmasına, yurt dışı eğitim masrafları nedeniyle ilgilinin sorumluluğun ve ödenmesi gereken borç miktarının yüklenme senedine göre tespit edileceğinin açık olmasına göre, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.