"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/297 E., 2023/36 K.
DAVA TARİHİ : 02.04.2018
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/92 E., 2021/275 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; işletme hakkı davacı kuruma ait olan ... Limanında 16.08.2017 tarihinde deniz kirliliği oluştuğunun belirlendiğini, yapılan incelemede kirliliğin davalının ... Başmüdürlüğüne bağlı Soğuksu Hizmet Binasındaki kazan dairesinden sızan fuel-oilden kaynaklandığının tespit edildiğini, 5312 sayılı Kanun gereği kirliliğe müdahale edecek ekipmanları dava dışı şirketten hizmet alımı yolu ile kiraladıklarını, bu kapsamda kirliliğe müdahale ederek yaptığı masrafları fatura ile davalıdan talep ettiklerini, 506.061,47 TL tutarındaki bedelin firmaya ödendiğini, davalının zararın tamamından sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şirkete ödenen 506.061,47 TL ile Vergi Dairesine ödenen 60.496,91 TL olmak üzere toplam 566.558,38 TL'nin 23.03.2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kurumun hizmet binasının deprem güçlendirme çalışmaları nedeniyle 16.01.2017 tarihinde boşaltıldığını, söz konusu binanın kirliliğin oluştuğu limana yüzlerce metre uzakta yer aldığını, binanın kazan dairesindeki pis su pompasının su baskını ihtimaline binaen çalışır vaziyette bırakıldığını, böyle bir durumda dolan suyun kanalizasyona pompalandığını, ... Belediyesi kanalizasyon sistemi ve atıksu arıtma tesisinin 2014 yılı Aralık ayında tamamlanarak hizmete açıldığını, tamamen kurumlarının kasıt ve kusuru dışında kazan dairesinden fuel-oil sızıntısı olmuşsa da bu sızıntının kazan dairesinden pis su pompasıyla kanalizasyona verileceğini oradan da Atıksu Arıtma Tesisine gideceği için kirliliğin oluşmayacağını, olay mahallinde yağmur ve pis su kanalizasyon hatlarında bir sorun bulunup bulunmadığının, ... Belediyesinin kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, dava konusu olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; olay tarihinde dosyada bulunan tespit tutanakları, davalıya ait kazan dairesinden sızan ... CD görüntüleri, mahallinde yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait binada güçlendirme çalışmalarının yapıldığı ve binanın boşaltılmış olmasına rağmen kazan dairesindeki su pompalarının herhangi bir su baskınına karşı çalışır vaziyette bırakıldığı, su pompalarının pompaladıkları suyun deşarj kanalı ile kanalizasyona gönderildiği, bu sırada kazanlardan sızan ... su ile birlikte kanalizasyona pompalandığı ve bu şekilde kanalizasyon yoluyla davacının işletiminde olan ... Limanına ulaştığının anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafından ... bırakıldığı kanalın arıtma tesisine bağlı olduğu iddia edilerek kirlenmenin meydana gelmeyeceği ileri sürülmüşse de, yakıtın deşarj edildiği kanalın arıtma tesisine bağlı olmasının veya olmamasının kirlenmeye engel teşkil etmeyeceği tespit edildiğinden limanda meydan gelen kirlenmenin davalının eyleminden kaynaklandığının kabul edildiği, 5312 sayılı ...Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerin Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun'a göre davalının meydana gelen kirlenmenin neden olduğu zararı karşılamasının gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 566.558,38 TL'nin 18.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; bilirkişiler tarafından hazırlanan raporların eksik ve hükme esas alınamayacak nitelikte oldukları bilindiği halde sırf dosyayı inceleyecek başka bilirkişi heyeti yok diye yeniden rapor aldırılmayarak karar verildiğini, davaya konu kirliliğin tam olarak nereden ve neden kaynaklandığının bilirkişiler tarafından tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmediğini, Mahkemece yapılan keşifte sadece başmüdürlük atıksu giderlerine ait rögar kapağı etrafında toplanılarak hiçbir bilimsel inceleme yapılmaksızın uzaktan uzaktan bakarak sözde keşif işleminin gerçekleştirildiğini, atık suların nereye aktığı dahi tespit edilmemişken sırf dosyayı biran önce karara çıkarmak adına eksik inceleme ile karar verildiğini, ek bilirkişi raporunda davalının evsel nitelikli atıksu dışında atıksu oluşturacak bir sanayi kuruluşu gibi değerlendirildiğini, kazan dairesindeki pis su pompasının yağmur sularını tahliye etme amaçlı kullanıldığını ancak bilirkişi tarafından kazan dairesindeki pis su pompasının sürekli fuel-oil gibi tehlikeli kirletici madde pompaladığı gibi bir algı oluşturulduğunu, bilirkişilerce yapılması gerekenin davalının kazan dairesinden boşalan bir suyun doğrudan denize mi döküldüğü yoksa atıksu arıtma tesisine mi döküldüğünün araştırılması ve tespitini yapmak iken, hazırlanan raporların hiçbirinin bunu bir türlü ortaya koyamadığını, davacı tarafından sunulan fatura ve belgelerin içeriğinin doğruluğu, atıkların faturada belirtilen tutarla giderilip giderilemeyeceği, piyasa araştırması yapılarak kullanılan malzemelerin fatura tarihinde daha uygun fiyata bulunup bulunamayacağı hususunda hükme elverişli bir bilirkişi raporu bulunmadığını, çevre mühendisi bilirkişi heyetince hazırlanan rapor ve ek raporda davacı tarafından talep edilen miktarların fahiş miktarlar olduğu, 2021 yılı fiyatlarının ve dolar kurundaki artış göz önüne alındığında dahi daha uygun maliyetle söz konusu atık temizleme işleminin gerçekleşebileceğinin ortaya çıktığını, avans faizi işletilemeceğini, aralarında sözleşme ilişkisi olmadığını, bunlara ek olarak Mahkeme tarafından davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; limanda meydan gelen kirlenmenin davalının eyleminden kaynaklandığı, kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporları da gözetilip dosya kapsamında sunulan fatura, belge vb. delillere göre davalının sorumluluğuna gidilmesi ve uygulanan faiz türünün doğru bulunduğu, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, deniz kirliliği nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5312 sayılı ...Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun'un 1 ve 6 ncı maddeleri,
2. 20.11.2021 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (Tarife) 13 üncü maddesi,
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, dava konusu zararın davalının hizmet binasından sızan yakıttan kaynaklandığının belirlenmesine, buna göre zarar miktarının tespit edilerek avans faizi ile tahsiline karar verilmesine göre, davalının aşağıdaki paragrafların dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife'nin 13 üncü maddesi uyarınca; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında olmamak kaydıyla nispi olarak belirleneceği ifade edilmiştir.
3. Buna göre; İlk Derece Mahkemesince; kabul edilen tazminat miktarı gözetilerek, davacı lehine 45.377,91 TL nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu miktarı aşan vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan “ 45.778,00 TL" rakamının çıkarılarak yerine “45.377,91 TL” rakamının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.