"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/105 E., 2022/440 K.
DAVA TARİHİ : 16.02.2010
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; aboneliği dava dışı kişiye ait meskende fiili elektrik kullanıcısı olduğunu, davalı tarafından haksız olarak otomatik dönem tahakkuku, ek tahakkuk ve kaçak elektrik ek tahakkuku adları altında toplam 11.685,06 TL talep edildiğini öne sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile lehine inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.02.2013 tarihli ve 2010/114 E., 2013/117 K. sayılı kararıyla; benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 9.531,38 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 14.11.2013 tarihli ve 2013/12746 E., 2013/16004 K. sayılı ilamla; "...Somut olayda, davacı hakkında düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında, meskende sahte mühürlü sayaç ile kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı, 2007/08 dönemi için ek tahakkuk, 2008/12 dönemi için otomatik dönem tahakkuku, 2009/06 dönemi için otomatik dönem tahakkuku, 2009/11 dönemi için ek tahakkuk ve kaçak ek tahakkuku, 2010/01 dönem için otomatik dönem tahakkuku bedeli olarak toplam 11.865,06 TL tahakkuk yapmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, 08.08.2007 ile 03.10.2009 arasındaki süre için davacının borcunun 1.299,53 TL olduğu açıklanmış, her bir dönem ve tahakkuk türü için ayrı ayrı hesaplama yapılmamış, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Dava konusu olan ve yukarıda açıklanan tahakkuk dönem ve türleri esas alınarak her bir dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu yetersiz olup, denetime elverişli değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece; davalının tahakuklarında belirtilen ve dava konusu olan tahakkuk dönemleri ve tahakkuk türleri esas alınarak hesaplama yapılması için başka bir bilirkişiden rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde yeniden hesaplatılması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 15.04.2015 tarihli ve 2014/73 E., 2015/465 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulü ile davacının 2007/08, 2008/12, 2009/6 ve 2010/01 dönemlerine ait toplam 5.320,79 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 24.12.2018 tarihli ve 2018/6431 E., 2018/13188 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, bozma gereklerinin yerine getirilmediği, raporda her dönem ayrı ayrı ele alınmış ise de tutanak tarihindeki mevzuat hükümlerine göre değerlendirme yapılıp yapılmadığı, yapılan hesaplamda doğru tüketim kaydının bulunup bulunmadığının değerlendirilmediği, davacının sahte mühürlü sayaçtan elektrik kullandığı için düzenlenen tutanak sonrası dava konusu tahakkukların yapıldığı, raporun hükme esas teşkil etmeyeceği, dava konusu kaçak tüketim bedellerinin tutanak tarihindeki yönetmeliğe göre değerlendirilmediği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporu ile tüketimlerin yasal sayaca ait olduğunun bildirildiği, davalının kusurlu olması nedeniyle kaçak elektrik bedelinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davalı lehine tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacının 3.848,72 TL borçlu olmadığının tespitine ve 769,44 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı; kaçak elektrik kullanmadığını, belge sunulmadığını, tutanağın yeterli olmadığını ve usulsüzlükleri bulunduğunu, davalının 2012 tarihinde alınan rapora itiraz etmediğinden kesinleştiğini, borçlarını ödediğini, kararın somut gerekçelere dayandırılmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının doğru olmadığını, gerekçede davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken davacı lehine tazminata hükmedildiğini, faiz hesabı yönünden bilirkişiye gönderilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı elektrik şirketi tarafından düzenlenen tahakkuklara yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1. Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamına uygun şekilde araştırma yapıldığı, buna göre tahakkuk miktarlarının belirlendiği, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağının anlaşılmasına göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kaçak elektrik tahakkukuna yönelik davalı elektrik şirketinin müterafik kusuru bulunduğu gerekçesiyle, tahakkuk miktarından indirim yapıldığı görülmektedir. Davacı tarafın, sözleşme vasıtasıyla elektrik enerjisinden yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın karşılıksız ve kaçak olarak kullanması neticesinde davalı elektrik şirketine müterafik kusur yüklenemeyecektir. Kaçak elektrik tahakkukları ilgili mevzuata göre cezalı bedel olarak hesaplandığından, Mahkemece kusur indirimi yapılarak hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3. Dava dilekçesinde inkar tazminatı talep edilmiş, Mahkemece verilen ilk hükümde şartları oluşmadığından inkar tazminatı talebi reddedilmiştir. Söz konusu karar, davalı açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gibi temyize konu kararın gerekçe bölümünde menfi tespit davasında alacaklı lehine nasıl tazminata hükmedileceğine yönelik gerekçe yazılmasına rağmen, karar bölümünde borçlu lehine tazminata karar verilmesi çelişki oluşturmuştur. Buna göre; davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aleyhe hüküm verme yasağı ihlal edilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,
İstek halinde temyiz harcının davalıya iadesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi