Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1213 E. 2024/378 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdare tarafından haksız feshedilen bir ihale sözleşmesi nedeniyle yüklenicinin uğradığı menfi zararın tespiti ve ödenmesi ile idarenin kalan ihale bedeli alacağının tahsili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında idarenin feshinin haksız olduğu ve yüklenicinin menfi zarar talep edebileceği hususları kesinleşmiş olup, bozma kararına uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak menfi zararın hesaplanıp hüküm altına alınması usul ve yasaya uygun bulunarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/181 E., 2022/443 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit, alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerinin murisleri ...'in davalı İdarenin yaptığı ihaleyi kazandığını ve davalı İdare ile sözleşme imzaladığını, davalının İl Özel İdaresinin 01.04.2008 tarihli ve 214 sayılı kararı ile Kanlıçay Deresi üzerinde DSİ tarafından yapılan sel kapanında biriken malzemenin (tüvenan) satışını yapma işinin 711.000,00 TL bedelle murise verildiğini, muris ile davalı İdare arasında 07.05.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme ile ihale bedelinin 1/3 ünün sözleşme imzalandıktan sonra kalanının ise yer teslimi tarihinden itibaren aylık 6 eşit taksitle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanması ile peşin olarak KDV dahil 279.660,00 TL ve ilk taksit olan KDV dahil 93.220,00 TL olmak üzere toplam 372.880,00 TL ödeme yapıldığını, davalının özel mülkiyete konu bazı alanları da ihale konusu yaptığını, bu kişilerin engellemeleri ile murisin işe başlayamadığını, durumun davalıya dilekçe ile bildirildiğini, yer teslimi yapmayan idarenin mücbir sebebi dikkate almayarak geçen süreleri nazara almaksızın haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, davalının kendi edimlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan sebeplerle hem peşin ödediği rakamlar, hem de ihale nedeniyle yaptığı yatırımlar ve iş neticesinde elde edeceği karın elde edilmemesi nedeniyle zarara uğradığını, davalı İdarenin haksız ve hukuka aykırı olarak ihale bedelinden kalan bakiye alacağın tahsili için murisin mirasçıları olan davacılar aleyhine takip başlattığını ileri sürerek; davalıya ödenen toplam 372.880,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte iadesini, 395.000,00 TL için davalı İdare tarafından başlatılan icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini, murisin bu sözleşmenin ifasına güvenle yaptığı harcamalar, masraflar, uğradığı zararlar, mahrum kaldığı karlara ilişkin fazlaya dair talep hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00TL’nin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı İdare; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece menfi tespit davasının kabulü ile, davacıların icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, menfi zarara ilişkin talebin kısmen kabulü ile, kum ocağı için yapılan tesis masrafları toplamı 1.050.500,19 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak miras hisseleri oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, müspet zarara ilişkin talebin reddine, davalıya ödenen 372.880,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak miras hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarihli ve 2016/2044 E., 2019/2254 K. sayılı ilamıyla; davalı İdarenin usulüne uygun yer teslimi yapmadığı, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan menfi zararların tazmini talebinin haklı olduğu ancak tek kişilik bilirkişilerden kopuk kopuk ayrı raporlar alındığı, alınan raporların da denetime açık olmadığı, ıslah dilekçesi dikkate alındığında ödenen ihale bedeli olan 372.880,00 TL’nin ıslahla artırıldığı görüntüsü oluşmasına rağmen Mahkemece bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği, Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mevcut deliller, bilirkişi raporları ve bilirkişi raporlarına karşı yapılan itirazlar birlikte değerlendirilmek üzere dosyanın alanında uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna teslimi ile taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzim edilmesinin sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuş; davacı tarafın müspet zarara ilişkin temyiz itirazı reddedilmiş, davalının sair temyiz itirazları incelenmemiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin 3. maddesinde, sel kapanı havzasında herhangi bir tesis, elek ve yapılanma kurulmayacağı, şartnamenin 8. maddesinde, malzeme çıkarılan sahada herhangi bir tesis kurulamayacağının belirtildiği, şartname ve sözleşmeye aykırı şekilde havza içerisinde tesis kurulmuş olduğu, yüklenici tarafından havza içerisinde olmasa da havza dışında bu tesisin kurulmasının işin yapılmasının gereği olduğu, hal böyle olunca tesis maliyetinin menfi zarar olarak hesaplanması gerektiği, ancak yüklenicinin tesisi havza içine kurması ve kendisine avantaj sağlaması nedeniyle hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gerekesiyle alınan rapor ile hesaplanan tesis maliyetinden hakkaniyet indirimi yapılarak ve harçlandırılan tutar uyarınca taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile davacıların icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça ödenen ve istirdata konu edilen 372.880,00 TL'nin 279.660,00 TL'sinin ödeme tarihi olan 06.05.2008 tarihinden, 93.220,00 TL'sinin ödeme tarihi olan 04.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, menfi zarar olarak belirlenen 957.619,00 TL'nin taleple bağlılık ilkesi gereğince 691.840,19 TL'sinin dava tarihi olan 24.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin müspet zarar talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; İdare tarafından yer teslimi gerçekleşmiş olsaydı ve mücbir sebep olarak geçen süre sözleşme süresine eklenseydi o tarihteki rayiç bedellere göre Jeolog bilirkişi tarafından hesaplanan 1.189.993,08 TL gelirin elde edileceğini, kazançtan idarenin haksız ve yanıltıcı tutumları nedeniyle mahrum kalındığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; cevap ve itirazlarını tekrarla, eksik inceleme ile yetersiz rapora dayalı olarak karar verildiğini, davacının kendi kusuruyla zarara sebep olduğu, tüm işlemlerin şartname ve sözleşmeye uygun olduğunu, yüklenicinin idareye verdiği 15.08.2015 tarihli yazı il şantiye yetkilisi ile mutabık kalındığına dair dilekçenin dikkate alınmadığını, işin süresi dolduğundan sözleşmenin kendiliğinden fesholduğunu, tek taraflı feshin söz konusu olmadığını, sözleşmede yer almasına rağmen tesis masraflarının talep edilemeyeceğini, geçici iş için kalıcı tesis kurmaması gerektiğini, çalışma yapılmasına rağmen idare haksız bedel tahsil etmiş gibi düşünüldüğünü ileri sürerek; kararın bozulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, menfi tespit, alacak ve tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK

3. Değerlendirme

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. Bunun yanı sıra Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar da lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ve özellikle bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının, bozma ilamı ile davalı İdarenin feshinin haksız olduğunun ve davacı tarafça menfi zarar talep edilebilip müspet zarar talep edilemeyeceği hususlarının kesinleştiğinin, bozma ilamı doğrultusunda alınan menfi zarar hesabına yönelik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davacılara yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.