"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/428 E., 2022/325 K.
DAVA TARİHİ : 05.08.2014
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; avukat olduğunu, 10.03.2008 tarihli vekaletname ile ...Özel Eğitim ve Tic. Ltd. Şti.nin (... Şirketi) vekillik görevini yürüttüğünü, müvekkili ... Şirketi ile davalı taraf arasında görülen davalarda vekaleten hizmet verdiğini, davalar derdest iken, kendisinin bilgisi olmadan davalı şirket ile müvekkilinin 01.05.2012 tarihinde “kira sözleşmesi fesih protokolü” imzalayarak, aralarındaki davalardan karşılıklı sulh olmak üzere feragat ettiklerini, bu protokolde imzasının olmadığını, müvekkilinden alması gereken yasal vekalet ücretinin, müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalı şirketten tahsili için ... bu davanın açıldığını ileri sürerek, Asgari Ücret Tarifesi gereği müvekkili ... Şirketinden alması gereken 27.690,61 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren bankaların kısa vadeli kredilere uyguladığı ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, davacı tarafın haksız olarak avukatlığını yaptığı ...Özel Eğitim ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davalardan kaynaklanan vekalet ücretlerini kendisinden talep ettiğini, davacı tarafın söz konusu iddialarının usul ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Genel mahkemenin görevli olduğuna ilişkin verilen Bozmaya uyan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Ücret dolayısiyle müteselsil sorumluluk" başlıklı 165 inci maddesinde; "... sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar." şeklindeki düzenleme gereğince, vekalet ücretinden müteselsil sorumluluk, ... sahibinin birden fazla olması halinde vekil eden ... sahipleri bakımından söz konusu olup, davacı avukat ile vekalet ilişkisi bulunmayan davalının sulh ile sonuçlanan işlerden dolayı karşı taraf vekiline ... sahibi müvekkili tarafından ödenmesi gereken vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına imkan olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyizinde; davanın 05.08.2014 tarihinde açıldığını, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesinin mahkeme içi ve mahkeme dışı sulh ayrımı yapmaksızın sulh ile sonuçlanan işlerde her iki tarafın avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılacaklarını hükme bağladığını, ödenecek ücretin hem avukatın vekil eden ile yaptığı sözleşmede belirtilen ücreti ve hemde yargılama gideri olan ve mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karşı tarafa yükletilecek olan vekalet ücretini kapsadığını, yazılı ücret sözleşmesi olmadığı için Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre hesaplanması gerektiğini, bu maddeye göre karşı yan vekalet ücretini de davalıdan isteyebileceğini, Mahkemenin vekalet ücreti hesaplamasında akdi vekalet ücreti dışında yasal vekalet ücretini de hesaplanması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Avukatlık Kanun'u 165 inci maddesi gereğince vekalet ücretinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesi.
2. Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamı; "İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile ... sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile ... sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir...Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi yada kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar. Akdi vekalet ücretinin ... sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nın 140 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır. Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile ... sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." şeklindedir.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının 14.11.2014 tarihli cevaba cevap dilekçesinde, "talebimiz, müvekkilimizin kendi müvekkilinden olan vekâlet ücreti alacağını 1136 sayılı Avukatlık Kanun'u 165 inci madde ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği talep etmektedir. Yoksa tarafların kendi aralarında yapmış oldukları sulh protokolü gereği davalı Odak İnşaat şirketinden olan karşı taraf vekâlet ücreti alacağı değildir." şeklinde beyanda bulunarak talebini netleştirdiği, yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı ilamıyla da 1136 sayılı Kanun'un 165 inci maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine hükmedilecek vekalet ücretinden her iki tarafın müteselsil olarak sorumlu olacağı, avukatlık ücreti kapsamına avukat ile ... sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığının kabul edildiği, bu duruma göre Mahkemenin akdi vekalet ücretine ilişkin ret kararının doğru olduğu anlaşılmakla; davacının temyiz isteğinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.