"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1991 E., 2022/2738 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/320 E., 2020/41 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin 29.06.2016-02.08.2016-21.09.2016 tarihlerinde imzalanan araç kira sözleşmeleri ile davalıya 8 adet araç kiraladığını, davalının 15.126,58 TL kira bedelini ödememesi üzerine sözleşme gereği noter aracılığı ile araçların iadesinin talep edildiğini ancak davalının kira bedellerini ödemediği gibi araçları da iade etmediği, ayrıca yine sözleşme gereği davalının sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi sebebiyle sözleşmede öngörülen; sözleşmenin birinci 12 aylık süresi içinde feshedilmesi durumunda KDV dahil 12 aylık kira bedelinin tazminat olarak ödeneceğine dair hüküm uyarınca tazminata da hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; davaya konu araçların davalıdan alınıp davacı şirkete teslimine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.126,00 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren aylık %5 fazi ile birlikte davalıdan tahsiline ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken 128.856,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 TL ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının hukuka ve sözleşmeye aykırı olarak tek taraflı fesih yaptığını, feshin sözleşmesel ve hukuki dayanağının mevcut olmadığını, davacının kendi yaptığı feshe dayanarak bakiye kira bedelleri ve tazminat talep edemeyeceğini, ayrıca fesih ihtarlarının davalıya ulaşmadığını, tebligatların usulsüz yapıldığını, bu nedenle de fesihin geçersiz olduğunu, davacı tarafın tazminat talebinde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu araçların yargılama sırasında davacıya iade edildiği, davalının davacıya araç kira sözleşmesinden kaynaklanan 15.126,58 TL borcunun olduğu, davalının kira borcu yönünden temerrüde düştüğü, kira sözleşmesinde temerrüde dayalı cezai şart bulunduğu, buna göre davacı tarafın cezai şarttan doğan tazminat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle; sözleşmenin feshi ve araçların iadesi ile ilgili istem konusuz kaldığından bunlar ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kira alacağı ile ilgili istemin kabulü ile 15.126,58 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren aylık %5 faizi davalıdan tahsiline, cezai şart ile ilgili istemin kabulü ile 128.856,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; sözleşmelerin imza tarihinde şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiğini, akabinde erteleme süresi dolduğundan dosyanın Yargıtayda olması nedeniyle şirketin tedbir kararının devamı ile faaliyetini yürüttüğünü, sözleşmelerde kayyım imzasının mevcut olmadığını, bu sözleşmelere dayanarak tazminat talep edilemeyeceğini, cezai şartın asıl borcun geçerliliğine bağlı fer’i nitelikte bir borç olduğunu, sözleşmenin geçerliliği kabul edilmemekle birlikte fesih ihtarının taraflarına ulaşmadığını, davacı tarafın 24.01.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile davalı tarafın ihtarname tarihi itibariyle 17.094,88 TL borcunun bulunduğunu bildirmesi üzerine 10.02.2017 tarihinde 17.094.88 TL olarak banka havalesiyle ödeme yapıldığı, 30 günlük sürenin aşılmadığını, ortada haklı bir fesih durumu yokken cezai şart isteminin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava açıldığı sırada borcunun mevcut olmadığını, davacının hukuka aykırı olarak ve şartları oluşmamışken yaptığı feshe dayanarak cezai şarta hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirketin kayyım denetiminde olduğunun göz önünde bulundurulmadığını, ödemelerin zamanında yapıldığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 29.06.2016-02.08.2016-21.09.2016 tarihli ve 36 ay süreli, 3 adet araç kira sözleşmesi imzalanarak davalıya 8 adet araç kiralandığı, bilirkişi tarafından davacının 30.06.2016 itibariyle düzenlediği faturaların sözleşmede belirtilen 10 günlük ödeme süresi ve çoğu zaman 30 günden fazla geçtikten sonra davalı tarafından ödendiğinin tespit edildiği, davalının kira alacağı için yapılan ihtardan itibaren 10 iş günü içinde ödeme yapmayarak temerrüde düştüğü, kira sözleşmesinin "IV. Ücret Ödeme" ile ilgili 6. maddesinde; sözleşmenin (1.5.a.) maddesinde yazılı sürenin 30 gün aşılmasına rağmen ödeme yapılmadığında, kiraya verenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme ve ilgili aracı geri alma hakkına sahip olabileceğinin düzenlendiği, 24.01.2017 tarihli ihtarname ile ilk 12 ay dolmadan sözleşme fesih edildiğinden sözleşmenin VI/1 maddesi gereğince sözleşmelerin feshine sebebiyet verilmesine bağlı olarak sözleşmenin birinci 12 aylık süresi içinde feshedilmesi durumunda KDV dahil 12 aylık kira bedelinin tahsil edebileceği, 29.06.2016 tarihinde başlayan kira sözleşmesinin 12 aylık süre içinde 24.01.2017 tarihinde feshedildiği, davacının davalıdan 15.126,58 TL kira alacağı olduğu, taraf ticari defterlerinin 2016-2017 yılları kira ödemeleri konusunda birbirini doğruladığı, 24.01.2017 tarihli ihtarnamede davalı tarafın ihtarname tarihi itibariyle 17.094,88 TL borcu olduğunun belirtildiği, tebliğin 26.01.2017 tarihinde yapıldığı, 10.02.2017 tarihinde 17.094.88 TL olarak banka havalesi yoluyla ödeme yapıldığı, kira sözleşmelerinin 07.12.2015 tarihli iflas erteleme kararından sonra yapıldığı, bazı kira ödemelerinin sözleşmenin başlangıcından itibaren 30 günü aşan sürelerde yapılması nedeniyle sözleşmenin IV. 6. maddesi uyarınca davacının, davalı kiracıya gönderdiği ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, haklı fesihten dolayı tarafların tacir olması nedeniyle davalının cezai şart ödemesi gerektiği, ayrıca davalının davacıya 15.126,58 TL kira borcu olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; iflas ertelemenin 2020 yılı Mayıs ayında son bulduğunu, sözleşmelerde kayyım imzası bulunmadığını ve fer'i nitelikteki cezai şartın asıl borcun geçersizliği sebebiyle geçersiz olduğunu, fesih ihtarlarının şirkete ulaşmadığını, ulaşsa dahi sözleşme taraflarca devam ettirildiğini, 24.01.2017 tarihli ihtar üzerine 10.02.2017 de 30 gün aşılmadan ödeme yapıldığını, feshin haklı sayılamayacağını, dava açıldığı sırada ve devamında borç bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira ve cezai şart alacakları istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179, 299 ve 315 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, tarafların tacir olduğu, her ne kadar sözleşmelerde kayyım onayı olması gerektiği, sözleşmenin ve cezai şartın geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, araçların davalı tarafından kullanılıp kira bedellerinin ödenmesiyle onanmış olan sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, bilirkişi raporuyla kira borcunun ve kira borcu ödemelerindeki gecikmelerin tespit edildiği, sözleşme uyarınca cezai şart koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.