"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının Linda adlı (yeni adı White Eagle), Alman bayraklı Rizzordi marka motor yatın maliki iken 06.08.2002 tarihinde 1.750.000 €uro bedel karşılığında davalı ...'e sattığını, ancak davalının isteği ile 19.08.2002 tarihinde Avusturya/Viyana'da diğer davalı ... adına tescil edildiğini, 900.000 €uro'nun ödendiğini kalan 850.000 €uro'nun ödeme günü geldiğinde paraya sıkışık olduklarını bu parayı ödeyemeyeceklerini 250.000 €uro da borç verirse toplam 1.100.000 €uro olan borcunu ödeyince geri almak üzere yatın tescilini davacıya geri vermeyi teklif ettiklerini, davacının bu teklifi kabul ederek 250.000 €uro borç verdiğini ve 23.10.2002 tarihindeki müvekkili adına yeniden tescil edildiğini, ancak davalıların sahte bayrak düşüm belgesi hazırlayarak gemiyi başka bir sicile farklı ad ile tescil ederek 3. kişilere satıp devrettiklerini öğrendiğini, davalılar hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verildiğini ancak temyiz aşamasında zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın düşürüldüğünü, 1.100.000 €uro'nun tahsili için ilamsız icra takibi başlattığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların itirazlarının şimdilik 323.404 €uro'luk alacak yönünden iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının davaya konu yatını davalı ...'e sattığını, 50.000 USD elden, 950.000 USD bankadan olmak üzere toplam 1.000.000 USD ödenerek borcun ifa edildiğini, satış bedelinin daha fazla olduğunu iddia eden davacının bunu ispatlaması gerektiğini, yatın davacıya geri satılmadığını, davacının bahsettiği 250.000 €uro'nun yat satımı ile ilgili olmadığını, bu paranın davalı ... hesabına gönderildikten sonra davacı ile birlikte hareket eden dava dışı Ömür Baltacı adlı kişiye teslim edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.10.2013 tarihli ve 2013/180 E., 2013/446 K. sayılı kararıyla; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.01.2015 tarihli ve 2014/14181E. 2015/1505 K. sayılı ilamıyla; olayda ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğinden bahisle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.10.2016 tarihli ve 2016/16 E., 2016/152 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasını yazılı belgeler ile ispatlayamadığı, yemin deliline dayanmayacaklarını bildirdiği, hal böyle olunca, davalının, sicilde dava konusu yatın sahibi olarak gözüken davacı tarafça yapılan icra takibine vaki itirazında haklı olduğu anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
2. Mahkemenin kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2016/23508 E., 2020/2898 K. sayılı ilamıyla; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
4. Karara karşı davacı vekili süresinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
5. Dairenin 06.07.2021 tarihli ve 2020/9242 E., 2021/7784 K. sayılı ilamıyla; davacının sair karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilerek, davalı ...’in, organize biçimde tehdit, evrakta sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçları nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle 16.05.2006 tarihinde mali suçlar şube müdürlüğünde müdafi eşliğinde alınan imzalı ifadesinde " tekneyi 1.100.000 USD'a satın aldım, şikayet dilekçesinde iddia edildiği gibi 1.750.000 EURO'ya gemiyi satın almadım. Ben 900.000USD parayı Ömür Baltacı'nın hesabına gönderdikten sonra hiçbir borcum kalmadı, daha sonra ben paraya sıkışık olduğum için gemiyi hatırladığım kadarıyla 900.000 civarında Yücel Şener'e sattım ve bu satıştan sonra paramın tamamını aldım" şeklinde beyanda bulunduğu, Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/554 sayılı dosyasının 06.03.2008 tarihli celsesinde alınan savunmasında polisteki ifadesinin doğru olduğunu beyanı ile kabul ettiği, Mahkeme huzurunda alınan bu beyanının kendisini bağladığı, hal böyle olunca Mahkemece davalı ...'in kabulünde olan miktara ilişkin beyanları ve ödenen miktarlar dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalı ... hakkında davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekirken zuhulen onandığı anlaşılmakla, Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 2016/23508 E., 2020/2898 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'in, organize biçimde tehdit, evrakta sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçları nedeniyle hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle 16.05.2006 tarihinde mali suçlar şube müdürlüğünde müdafi eşliğinde alınan imzalı ifadesinde "tekneyi 1.100.000USD'a satın aldım, şikayet dilekçesinde iddia edildiği gibi 1.750.000 EURO'ya gemiyi satın almadım. Ben 900.000USD parayı ...'nın hesabına gönderdikten sonra hiçbir borcum kalmadı, daha sonra ben paraya sıkışık olduğum için gemiyi hatırladığım kadarıyla 900.000 civarında Yücel Şener'e sattım ve bu satıştan sonra paramın tamamını aldım" şeklinde kendini bağlayan beyanı uyarınca motor yatı 1.100.000 USD karşılığında satın aldığı; ancak 900.000,00 USD ödediği anlaşıldığından bakiye 200.000 USD yönünden ödeme yapmadığı, bu miktarda borcu olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, takibe konu alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine, davalı ... yönünden ise Mahkemece 2016/16 E., 2016/152 K. sayılı olarak verilen ret kararının Yargıtay Bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi nedeniyle bu davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalıların müvekkilden satın aldıkları tekne bedeli bakiyesini ödeyemeyince teknenin zilyetliğini uhdelerinde tutarak, kendilerine 250.000 €uro ödenmesi halinde zilyetliğini vereceklerini söyleyerek teknenin müvekkiline kayden satışını yaptıklarını, bunun üzerine kendilerine banka havalesi ile 250.000 €uro gönderildiğini, ancak sicil kaydının 3. şahıslara devredildiğini gerek davalılardan Erdal’ın açık beyan ve kabulleri ve gerekse banka kayıtlarının bu hususu ispat ettiğini, davalılardan Seğmen’in Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/554 E. sayılı dosyasında verdiği ve Mahkemede de teyit ettiği ifadesinde, tekneyi 1.100.000 USD’ye satın aldığını kabul ettiğini, bakiye 200.000 USD borçlarının kaldığını, davalı tarafın kabulünde olan ve banka kayıtları ile hiçbir tartışma bulunmayan alacak toplamının 200.000 USD +250.000 €URO olduğunu, Mahkemece davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekmekteyken kısmen kabul kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu, alacağın likit olması nedeniyle, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili; davalının Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne 16.05.2006 tarihinde verdiği ifadede; "..Ben hatırladığım kadarı ile tekneyi 1.100.000USD' a satın aldım, şikayet dilekçesinde iddia edildiği gibi 1.750.000 EURO'ya gemiyi satın almadım..." şeklinde beyanda bulunduğunu, Yargıtay’ın karar düzeltme hükmünü verir iken; "Ben hatırladığım kadarı ile" hükmünü cümle başında görmediğini, bu ifade ile müvekkilin sabit/somut/tartışmasız bir ifadesi/beyanı yok iken hata yapıldığını, temyiz incelemesinde bu maddi hatayı düzeltmesi ve doğru ifade kapsamında hüküm tesis etmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle Mahkemece belirtilen gerekçelerle ve Dairemizin bozma ilamından da sabit olduğu üzere davalının ikrarının kendisini bağlayacağı ve bozma ilamında maddi hata bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Bunun için alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte olup, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Dosyanın incelenmesinde, davacıya ödenmesi gereken alacak belirli olduğuna göre davacının alacağı likit olup, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp kararın bozulmasını gerekmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Alacak likit olduğundan hükmedilen alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 357.600,00 TL icra inkar tazminatının davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine ” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ...’den alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.