"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların 17 yıldır felçli olan kardeşleri ... için, davalı doktor ...'ye başvurduklarını, onun da basit bir ameliyat ile ...'ı iyileştireceğini söylediğini, bunun üzerine doktora inanılarak 10.800,00 TL ücret ödenerek ameliyat edildiğini, ancak kardeşlerinin ameliyattan çıkamadığını, ceza kovuşturmasında temin edilen ATK raporunda bu gibi hastalara ameliyatın lüzumsuz ve faydasız olduğunun açıklandığını, bu nedenle doktor ... hakkında ceza soruşturması başlatıldığını, her iki davacının kardeşlerinin vefatı nedeni ile 100.000'er TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; olay ile ilgili olarak ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/102 Esas sayılı dosyasında ceza yargılaması yapıldığını, bu davanın bekletici mesele sayılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
2. Davalı ... Sağlık Hizmetleri ... İlaç Ecza Deposu San ve Tic. Ltd. Şti. vekili; olay ile ilgili olarak hastane işleten şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, dolayısı ile husumet yönünden davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.03.2016 tarihli, 2009/148 Esas, 2016/80 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile; her bir davacı için 50.000,00 TL manevi tazminatın devredilen davalı şirket de dahil olmak üzere davalılardan müşterek müteselsil tahsiline davacılara verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılar vekilleri ve ihbar olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarihli, 2016/17413 Esas, 2019/12321 Karar sayılı ilamı ile; davaya konu olayda ... Tedavi Sağlık Hiz. ve İşletmeciliği A.Ş.'nin davalı sıfatına sahip olmayıp sadece ihbar edilen konumunda olduğu, bir dava kime karşı açılmış ise ona karşı sonuçlandırılıp, karara bağlanması gerektiği, davada taraf olmayanlar aleyhine hüküm kurulamayacağı gibi ıslah suretiyle de olsa sonradan davaya dahil edilenler hakkında hüküm kurulamayacağı, davacıların ihbar edilen şirket yönünden herhangi bir tazminat talebi de olmadığı, hal böyle olunca, mahkemenin talep olmadan ve sadece ihbar edilen sıfatı ile dosyada yer alan şirketi tazminattan sorumlu tutmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediğine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 15.09.2020 tarihli, 2020/79 Esas, 2020/108 Karar sayılı; her bir davacı için 75.000 'er TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminatın davalılar ... ve Özel ... Hastahanesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 20.10.2021 tarihli, 2021/479 Esas, 2021/10438 Karar sayılı ilamı ile; davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, eylem ve dava tarihi itibariyle, iktisadi ve ekonomik koşullar, paranın satın alma gücü ile somut olayın özellikleri, davacıların maruz kaldığı haksız durum ve sıkıntı gözetildiğinde, mahkemece hükmedilen miktarın fazla olduğunun kabulü gerektiği, o halde; daha makul bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat miktarının belirlenmesinde başvurulacak bir kıstas olmamasına rağmen davacılar tarafından faiz istenilmediği hususuna da atıf yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına aynen uyulmuş olup, Yargıtay bozma ilamında usuli bozma gereğince, Türkiye ekonomik şartları ve davalı hastanenin sosyal ve ekonomik durumu ve tıp tedavilerinde iyileştirme inancıyla gidilerek ölü çıkılmasının yıkıcı ve yıpratıcı etkisi ile son zamanlarda artan hastane ve doktor ihmallerinin önlenmesi ilkesi, insan hayatının para ile ölçülemeyecek niteliği, manevi ızdırabın giderilmesinde tatmin edici miktarda oluşu gözetilerek bu kez taktiren davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, her bir davacı için 50.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; hükmedilen bu bedelin çok düşük olduğunu, ceza davasından alınan Adli Tıp Kurumu Raporunda yapılan ameliyatın ve izlenen yöntemin tıp kurallarına aykırı olduğunun tespit edildiğini, ayrıca ceza dosyası kapsamında alınan raporlardan da yapılan ameliyatın gerekli olmadığı, ölüm olayının meydana gelmesinde davalı doktorun kusurunun bulunduğunun tespit edildiğini, her ne kadar mahkemece bozma sonrası 50.000,00 TL'er manevi tazminata hükmedilmişse de bu bedelin ölümle sonuçlanan ameliyat nedeniyle duyulan acı ve ızdırap için çok düşük olduğunu, hükmedilen manevi tazminat bedelinin davalıların doktor ve özel hastane olması göz önüne alındığında caydırıcılık unsuru taşımadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.