Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1379 E. 2023/1338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurtdışı borçlanmasından vazgeçilmesi üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iade edilen paranın, sahte kimlik belgesi kullanılarak bankadan çekilmesi nedeniyle davacı tarafından bankaya karşı açılan tazminat davası.

Gerekçe ve Sonuç: Bankanın, sahte kimlikle para çeken kişinin kimliğini tespit etmede gerekli özeni göstermediği ve nüfus cüzdanındaki imza farklılığını fark edebilecek derecede kusurlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin bankayı sorumlu tutan kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/93 E., 2021/351 K.

DAVA TARİHİ : 23.05.2014

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı ... vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili; yurt dışı borçlanması yapmak amacıyla Fransa'da da bürosu bulunan Anadolu Emeklilik firmasıyla anlaştığını, Paris Başkonsolosluğu'nca düzenlenen 04.08.2013 tarih ve 1986 belge numaralı vekaletnameyle ..., ..., ... ve ... vekil tayin ettiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde yapılacak işlemlerin Hasan Göysü adı ve imzasıyla yapıldığını, vekili vasıtasıyla yapmış olduğu borçlanma talebinin uygun görülerek Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 08.10.2013 tarih ve 14555868 sayılı yazısı ile 3201 sayılı yasa uyarınca borç tahakkuk cetveli düzenlendiğini, tahakkuk cetvelinde belirtilen 244.258,56 TL tutarındaki borçlanma bedelinin 24.11.2013 tarihinde Türkiye'ye geldiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu hesabına yatırdığını, daha sonra Türkiye'ye gelmemesine rağmen borçlanma bedeli olarak davalı ... hesabına yatırdığı 244.258,56 TL'nin sahte kimlik belgesiyle bankadan çekildiğini öğrendiğini belirterek zarara uğradığı 244.258,56 TL'nin 24.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil olarak davalılardan tahsilini istemiştir.

2. Davacı yargılama sırasında vefat ettiğinden mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; görev itirazında bulunduğunu, davacının T.C. Paris Başkonsolosluğunca düzenlenen genel vekaletname ile Hasan Göysu'yu vekil tayin ettiğini, vekil Hasan Göysu'nun 05.07.2013 tarih 69947 sayılı dilekçesiyle vekili bulunduğu davacı için 01.02.1975 - 01.02.1985 tarihleri arasında Fransa'da geçen 3600 gün süreli çalışmalarını 3201 sayılı Kanuna göre günlük azami 67,84 TL'den borçlanma talebinde bulunduğunu, 08.10.2013 tarih 14555868 sayılı Kurum yazısı ile 3600 gün karşılığı 244.258,56 TL borç bildirildiğini, davacının İş Bankası kanalı ile söz konusu borcunu ödediğini, vekili Hasan Göysu'nun 28.03.2014 tarih ve 25171 sayılı ve 07.04.2014 tarih 5322652 sayılı dilekçeleri ile yapılan yurtdışı borçlanmasının iptal edilerek ödediği meblağın iadesinin istendiğini, bu talepler üzerine borçlanma işleminin iptal edilerek 22777361 muhasebe işlem fiş numarası ile Kurum MOSİP sisteminden davacı adına T.C. Ziraat Bankasınca ödenmek üzere gerekli ödeme emrinin Ankara Mali Hizmetler birimine gönderildiğini, bu aşamadan itibaren ödemeyi yapan T.C. Ziraat Bankasının kime ödeme yaptığının Ankara Mali Hizmetler birimince bilinmesinin ve takibinin mümkün olmadığını, ödemenin davacıya veya vekaleti olan kişiye yapılması gerektiğini, ödemenin kime ve ne zaman yapıldığının tespitinin, ödemenin yapıldığı şubenin kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, Kurum tarafından davacı vekilinin iade dilekçesine istinaden usulüne uygun olarak işlem yapıldığını ve sigortalı vekilinin adresine bilgi verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; öncelikle husumet itirazında bulunduğunu, davacının 08.04.2013 tarihinde vekaletname ile 6 kişisi avukat olmak üzere toplam 11 kişiye emeklilik işlemlerinin yürütümüne yönelik olarak vekaletname vermesine karşın 15.04.2013 tarihinde Anadolu Emeklilik ile sözleşme yapmak suretiyle emeklilik işlemlerinin adı geçen şirket tarafından yürütülmesinin öngörüldüğünü, ancak dava dilekçesi eklerinde Anadolu Emeklilik tarafından bir işlem tesisi bilgisinin yer almadığını, dolayısıyla aynı işleme yönelik olarak çok sayıda kişi ve kurum ile vekalet/hizmet ilişkisi içerisine girilerek bilgi belge paylaşımında bulunulduğunu, yaşanan bu olay nedeniyle davacının kusurunun bulunduğunu, bankaya ibraz edilen nüfus cüzdanında yer alan bilgiler ile davacıya ait nüfus cüzdanı bilgilerinin tamamen örtüştüğünü, davacı tarafından yazılan 29.01.2014 tarihli yazıda yazışmaların yapılacağı adres olarak Fransa adresi bildirilmiş olmasına rağmen kurum tarafından adı geçene yapılan tebliğlerin "Seyranbağları Sok. Bağlar Cad.5/7 Çankaya/Ankara" veya "Eğriçam Mah. GMK Bulvarı Yassı Apt. C Blok No: 5 Kat:5 Yenişehir/Mersin" adresine yapıldığını, eğer bir sahtecilik/usulsüzlük söz konusu ise bunun tamamen diğer davalı kurumun davacı asilin dilekçesinin gereğini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, davacının banka nezdinde bir hesabı bulunmaması nedeniyle dava konusu ödeme işlemi gerçekleştirilirken imza kontrolü yapılmasının mümkün olamadığını, ancak ödeme yapılırken gerekli kontrollerin yapıldığını, bankaya ibraz edilen nüfus cüzdanında yer alan bilgilerin davacıya ait nüfus cüzdanı bilgileri ile tamamen örtüşmesi nedeniyle ödeme yapıldığını, nüfus cüzdanı sahte olarak düzenlenmiş olsa dahi bunun tespitinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Davanın açıldığı Asliye Ticaret Mahkemesince 06.01.2015 tarihli ve 2014/1793 E., 2015/8 K. sayılı ilamıyla verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine dava dosyasının gönderildiği görevli İş Mahkemesince 14.04.2016 tarihli ve 2016/661 E., 2016/195 K. sayılı ilamıyla; bankaya ibraz edilen nüfus kayıt suretinde bariz olarak imza ve resimlerin farklı olduğu, bankanın bir tacir olarak gerekli ihtimamı göstererek basiretli tacir sıfatına haiz olarak kontrol etmesi gerektiği, bankanın gerekli ihtimamı göstermediği, sorumlu olması gerektiği, davalı bankaya ibraz edilen nüfus cüzdanında yer alan bilgiler ile nüfus cüzdanı aynı olmasına rağmen resimlerde bariz bir şekilde farklılık bulunduğu, davacının Polnet kayıtları da incelendiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu güncelleme ve hizmet birleştirilmesi ve kayıtlar göz önüne alındığında davacı bankanın gerekli ihtimamı göstermemesi nedeniyle tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, davalı ...'nun yapmış olduğu işlemlerde daha titiz davranması gerektiği ve bu nedenle Ziraat Bankasına bildirimde bulunması sonucu işlem gerçekleştiği, davalı ... dava açılmasına sebebiyet verdiği, Sosyal Güvenlik Kurumu lehine ücreti vekalet verilmemesinin uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 244.258,56 TL'nin 24.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Bankasından tahsiline, davalı ... bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin verilen 28.06.2018 tarihli ve 2016/10378 E., 2018/6170 K. sayılı ilamıyla; eldeki davanın davacı tarafından 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanmadan vazgeçmesi sonucu davalı Kurum tarafından iade edilen yurtdışı borçlanma bedelinin sahte kimlik belgesiyle davalı bankadan çekilmesi sonucu uğranılan zararın yasal faizi ile birlikte tahsilinden kaynaklı alacağın haksız fiil niteliğindeki eylemine dayanılarak davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğu, davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil mesuliyetine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu durumda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesinin görevli olmadığı, açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan haksız fiilden kaynaklanan alacak davasının asliye hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyulması sonucunda Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bankaya ibraz edilen nüfus kayıt suretinde bariz olarak imza ve resimlerin farklı olduğu, bankanın bir tacir olarak gerekli ihtimamı göstererek basiretli tacir sıfatına haiz olarak kontrol etmesi gerektiği, bankanın gerekli ihtimamı göstermediği, sorumlu olması gerektiği, davalı bankaya ibraz edilen nüfus cüzdanında yer alan bilgiler ile nüfus cüzdanı aynı olmasına rağmen resimlerde bariz bir şekilde farklılık bulunduğu, davacının Polnet kayıtları da incelendiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu güncelleme ve hizmet birleştirilmesi ve kayıtlar göz önüne alındığında davacı bankanın gerekli ihtimamı göstermemesi nedeniyle tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, davalı ...'nun yapmış olduğu işlemlerde daha titiz davranması gerektiği ve bu nedenle Ziraat Bankasına bildirimde bulunması sonucu işlem gerçekleştiği, davalı ... dava açılmasına sebebiyet verdiği, Sosyal Güvenlik Kurumu lehine ücreti vekalet verilmemesinin uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 244.258,56 TL'nin 24.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Bankasından tahsiline, davalı ... bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 23.11.2022 tarihli ve 2022/5173 E., 2022/8859 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacının 244.258,56 TL’nin davalı SGK Başkanlığından da tahsilini talep ettiği, mahkemece anılan davalı için davanın reddedildiği, davalı ... lehine dava değeri olan 244.258,56 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesine göre hesaplanan 25.548,10 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle hükmün düzeltilerek onanmasına, karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı ... vekili; gerek mahkeme kararında, gerekse bilirkişi raporunda vekil Hasan Göysu tarafından verilen dilekçelerdeki imzaların farklılığına ve davalı kurum tarafından imza kontrolü yapılıp yapılmadığına hiç değinilmediğini, Hasan Göysu adına verilmiş görünen dilekçelerdeki imzaların farklılığı da gözetildiğinde söz konusu dilekçelerdeki imzaların da adı geçen vekile ait olmayabileceğini, mahkeme kararında davacı adına düzenlenen ödeme fiş işlemi fiş fotokopisi üzerinde bulunan yazılar ve davacı ... adına atfen atılı bulunan imzanın mevcut mukayese yazıları ve imzalarına kıyasla ayrı ayrı Hasan Göysu eli ürünü olmadığının anlaşıldığının tespit edildiğini, mahkemece bu husus gözden kaçırılarak hüküm tesis edildiğini, davacı tarafından hayatın olağan akışına aykırı olarak aynı konuda çok sayıda vekâlet verilmesi ve bu vekiller tarafından diğer davalı Kurum’a muhtelif ve birbiriyle çelişir mahiyette dilekçeler verilmesi nedeniyle hem davacının hem de işlem yürütümüne katılan/dilekçe veren/ dilekçelerde ismi ve imzası kullanılan vekillerin kusur ve sorumluluklarının da saptanması gerektiğini, gerekçeli kararda diğer davalı kurumun işlemlerinde daha titiz davranması ve bankaya bildirimde bulunması gerektiğine yer verilmişken, bu kusurlu davranışlarının sonucu olarak hatalı şekilde tüm sorumluluğun bankaya yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, görülen zararın meydana gelmesinde davalı kurumun ağır kusuru bulunduğundan zarar ile fiil arasındaki illiyet bağının kesildiğini, yazışmaların Fransa adresine yapılmadığını, davacının pek çok vekil tayin edip daha sonra azletmemesinin zarara sebebiyet verdiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı borçlanılmasından vazgeçilmesi sonucu davalı Kurum tarafından iade edilen yurtdışı borçlanma bedelinin sahte kimlik belgesiyle davalı bankadan çekilmesi sonucu uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Genel Olarak başlıklı 49 uncu maddesi şöyledir:

"Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür."

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle nüfus cüzdanında yer alan muavin konsolos isimleri altındaki imza farklılığının bariz şekilde olduğunun ve bankanın üzerine düşen gerekli özeni göstermediğinin anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun olduğundan davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.