Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1396 E. 2024/1097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu devri yapılmaması nedeniyle, alıcının satıcıdan arsa payı ve inşaat bedeli ile arsa sahiplerinden ince işçilik bedeli talep etmesi üzerine, yerel mahkemenin davayı reddetmesi ve Yargıtay'ın bozma ilamına rağmen yerel mahkemenin aynı kararda direnmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uymadan önceki aşamada davalının bir kısmı yönünden kararın kesinleştiğini göz ardı ederek hatalı hüküm kurmuş ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararını düzelterek onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/202 E., 2022/605 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın davalı ...'a yönelik açtığı davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı... mirasçılarına yönelik açtığı davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat... ile davalı ... vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı müteahhit ...'ın toprak sahibi davalı... ile yapmış olduğu Beyoğlu 32. Noterliğinin 14427 no.lu 08.05.1997 tarihli resen düzenleme şeklinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca İstanbul İli, .........,İlçesi, ...Mah. Sanayi Mevkiinde kain, tapunun 247 Dy.II.d pafta, 5192 ada, 6 nolu parsel üzerine zemin+4 normal ve 1 çatı katı olmak üzere 80/10 hisse karşılığı 6 katlı bir bina yapmayı taahhüt ettiğini, davalı müteahhidin inşaata ruhsat alındıktan sonra başlanmasına müteakiben inşaatı ruhsat alındığı tarihten itibaren 15 ay içerisinde bitirmeyi taahhüt ettiğini, müteahhidin inşaatı gecikmeli bitirdiğini, sözleşmeye uygun bir şekilde ifa etmediğini, imar mevzuatını ihlal ederek binayı kaçak yapı durumuna soktuğunu, müvekkilinin iskan izni alamadığını ve kat mülkiyetine geçilmediğini, müvekkilinin davalı müteahhit ... ile yapmış olduğu Beyoğlu 32. Noterliğinin 23584 no.lu ve 09.07.1998 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca inşaatta 8 numaralı daireyi kaba inşaat şeklinde yapıp teslim edilmesi kaydıyla satın aldığını, inşaatın iki yıl gecikmeli bitirildiğini, müvekkilinin davalı müteahhide defalarca müracaat etmesine rağmen 8 numaralı kaba inşaatın tapusunun ferağını yapmaktan imtina ettiğini, müvekkilinin bu arada kaba inşaat halinde aldığı dairenin tüm ince inşaatını tamamlayarak oturacak hale getirdiğini ve içine taşındığını, tapu ferağının yapılmaması üzerine davalı müteahhit ve diğer davalı toprak sahipleri aleyhine İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2006/684 E. sayılı dosyasından tapu iptali ve tescil davasının ikame edildiğini, inşaatın fiilen bitmesine rağmen imar mevzuatına uygun olarak binayı yapmaması ve kaçak inşaat nedeni ile davanın reddine dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 09.06.2009 tarihli ilamı ile onandığını, davalı müteahhidin 8 numaralı daireyi her türlü hukuki ve maddi ayıptan ari olarak teslim ile tapusunun ferağını vermesi sorumluluğunu yerine getirmediğini, dairenin dava tarihindeki rayiç bedeli olan 90.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı müteahhitten ve müvekkilinin yapmış olduğu ince inşaat bedeli olan 39.000,00 TL'nin davalı arsa sahiplerinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin 23.06.2011 tarihli ve 2009/582 E., 2011/641 K. sayılı ilamıyla; davacının davalı yükleniciden ödediklerini geri talep etmekte haklı olduğu, davalı arsa malikinin de konuta davacı tarafından yapılan faydalı imalatlar nedeniyle belirlenen bedel oranında davalı yükleniciyle birlikte müşterek müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile bilirkişi raporu ile belirlenmiş olan rayiç değerlerden 80.000,00 TL konut bedeli ve 34.000,00 TL davacı tarafından yapılmış ince işler bedeli yönünden davanın kabulü ile toplam 114.000,00 TL'nin (34.000,00 TL'sinden arsa malikleri müşterek müteselsil sorumlu olmak üzere) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı... mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 03.12.2012 tarihli ve 2012/5943 E., 2012/7097 K. sayılı karar ilamıyla; bozma nedenine göre davalı... mirasçılarının sair temyiz itirazları incelenmeksizin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanmasının hukuken olanaklı olmadığı, somut uyuşmazlığın genel Mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğinden, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın davalı... mirasçıları yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyulması sonrasında dosyanın gönderildiği İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2014 tarihli ve 2013/427 E., 2014/221 K. sayılı ilamıyla; davacının davalı ...'dan sözleşmede belirtilen nitelikte, hukuki ve maddi ayıptan arınmış bir şekilde sözleşmeye konu daireyi teslim edemediği için aynen ifa gerçekleştirilemediğinden dairenin rayiç değerini isteyebileceği, diğer davalı arsa sahiplerinden ise sebepsiz zenginleşme uyarınca kaba inşaat halinde teslim alınan dairenin oturulabilir hale getirilmesi için ince işler olarak tanımlanan maliyet tutarını isteyebileceği gerekçesiyle dava konusu 80.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsiline, dava konusu 34.000,00 TL'nin davalı arsa sahibi olan... mirasçılarından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı... mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.02.2016 tarihli ve 2015/26466 E., 2016/2957 K. sayılı ilamıyla; davalı... mirasçılarının sair temyiz itirazları incelenmeksizin imar suçunu oluşturan kaçak yapıların yıkılması gerekeceği, bu tip yapılarda yaratılan ekonomik değerlerin korunmasından da söz edilemeyeceği, dava konusu dairenin imara aykırılığının giderildiği ve kaçak yapı sorununun kalmadığı yargılama aşamasında ifade edildiğine göre, Mahkemece bu husus üzerinde durularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın davalı... mirasçıları yararına bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemece bozmaya uyularak davacının verilen süreler içinde iskan belgesini alıp, Mahkemeye sunmadığı, imar affı kapsamında başvuru halinde alınacak yapı kayıt belgesinin, binaya geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlanmasını sağlayan ve yıkım kararı ve idari para cezalarını ortadan kaldıran nitelikte bir belge olduğu, bu belgenin imara aykırılığı sonlandırmadığı, iskan ruhsatı mahiyetinde bulunmadığı ve bu belgelerin hukuki sonuçlarını doğurucu mahiyeti bulunmadığı, sözleşmeye aykırılığın ortadan kaldırılmadığı, bu itibarla davacının sözleşmeden kaynaklanan vecibelerini yerine getirmeden davalı tarafın vecibelerini yerine getirmesini talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin tarihli ve 2020/10904 E., 2021/9989 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Mahkemece ifanın imkansız olduğu tarihin tapu iptal tescil davasının kesinleştiği tarih (20.10.2009) olduğu kabul edilerek, taleple bağlılık kuralı gereği davacının talep sonucunun dava konusu dairenin dava tarihindeki (07.10.2009) rayiç bedeli olduğu da gözetilerek bu tarihteki rayiç değer üzerinden hüküm kurulması gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma kararının davacının taleplerinden biri olan "ince inşaat masrafları"nı kapsamadığı, bozma kararının davacının, davalı ...'dan dava dilekçesiyle talep ettiği "inşaat ve arsa payı bedeli" talebine ilişkin olduğu, davacının davalı müteveffa... mirasçılarından tahsilini talep ettiği ince inşaat bedeli talebi bakımından ince inşaat bedelinin kaçak yapılarda yaratılan ekonomik değer kapsamında olduğu ve imar suçu oluşturan kaçak yapıların yıkılması gerekeceği, bu tip yapılarda yaratılan ekonomik değerlerin korunmasından da söz edilemeyeceği gerekçesiyle davalı ...'a yönelik davanın konusuz kalması sebebiyle konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı... mirasçılarına yönelik açtığı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı ... yönünden davanın kesinleştiğini, davanın konusuz kaldığından reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece davanın reddi kararının her iki davalı yönünden olduğu yorumlanarak Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2020/10904 E., 2021/9989 K. sayılı ve 13.10.2021 tarihli bozma ilamı bir kenara bırakılarak, davacı lehine verilen bu bozma kararından daha önce verilen Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.02.2016 günlü ve 2015/26466E., 2015/2957 K. sayılı ilamındaki tespitlere göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, uyma kararı verilmesine rağmen, Yargıtay kararı keyfi ve hukuk dışı yorumlanarak adeta direnme kararı verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapu devri yapılmamasından kaynaklı rayiç bedel ve ince işçilik bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

A. Davacı vekilinin davalı arsa sahibi (...) mirasçılarına yönelik temyiz itirazları bakımından;

Dava dosyasının incelenmesinde; bozma ilamının davalı arsa sahibi (...) mirasçılarını kapsamadığı, davalı arsa sahibi (...) mirasçıları yönünden davacı vekilinin temyiz itirazları reddedildiği, yerel Mahkeme gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin davalı arsa sahibi (........,) mirasçıları yönünden tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

B. Davacı vekilinin davalı müteahhit ...'a yönelik temyiz itirazları bakımından;

Dava dosyasının incelenmesinde; İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin 23.06.2011 tarihli ve 2009/582 E., 2011/641 K. sayılı ilamıyla verilen kararın sadece davalı arsa sahibi (...) mirasçıları tarafından temyiz edildiği ve söz konusu kararın yine yalnızca temyiz eden arsa sahibi (...) mirasçıları yönünden bozulduğu ve İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin 23.06.2011 tarihli ve 2009/582 E., 2011/641 K. sayılı ilamına davalı müteahhit ... aleyhine verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

O halde, Mahkemece İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin 23.06.2011 tarihli ve 2009/582 E., 2011/641 K. sayılı ilamında davalı müteahhit ... yönünden verilen kararın kesinleştiği dikkate alınarak davalı ... yönünden kararın kesinleştiği anlaşıldığından yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken gerekçeli kararda bu husus işlenmesine rağmen hüküm fıkrasında hatalı değerlendirme ile davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin davalı arsa sahibi (...) mirasçıları yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacının davalı ...'a yönelik açtığı davanın kesinleşmesi sebebiyle yeniden hüküm tesisine yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin karşılıklı verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

12.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.