"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/562 E., 2021/496 K.
DAVA TARİHİ : 24.09.2004
KARAR : Davanın reddi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacılar vekili
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; davalı ... Vakfı Amerikan Hastanesi Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezine başvuruları sonucunda, davacı ...'nin mikroenjeksiyon yöntemi ile hamile kalmasının sağlandığını, küçük ...'nin anne karnındaki gelişiminin izlenmesi amacı ile düzenli kontrollerinin ve işlemlerinin yapıldığını, 04.10.1999 tarihinde davalı Dr. ... tarafından sezeryan ile doğumunun gerçekleştiğini, ...'nin doğumunu müteakip ilk muayenelerinin davalı hastanede görevli doktor davalı ... tarafından, ilk muayenelerini takip eden diğer muayenelerinin düzenli olarak ve değişik periyotlarda davalı Dr. Jak Özsarfati'nin özel muayenehanesinde yapıldığını, davacı küçüğün henüz 6 aylık iken otururken bir tarafa yıkıldığının ve daha sonraki zamanlarda da hala emekleyememesinin aynı doktora anlatıldığını, 12 aylık olduğunda, aşısı için davalı hastaneye gidildiğinde, ...'nin bir takım şikayetleri sebebiyle başka bir doktora yönlendirilmelerini istediklerinde dava dışı doktorlarca tespit edilen bu problemin anne karnında özellikle 6 ncı ayında çekilen renkli ultrasonun davalı doktor ... tarafından incelenmesinde görülecek bir problem olduğunu, gerekli özenin gerek doğum öncesinde gerekse doğum sırasında ve gerekse doğum sonrasında hem tanı, hem teşhis ve hem de tedavide gösterilmediğini, davacı küçüğün Türkan Sabancı Görme Engelliler İlkokulu'nun çok engelliler ana sınıfına gittiğini, davalıların özensiz ve kusurlu davrandıklarını, gerekli özeni göstermeyen davalı doktorların tüm kusurlu davranışlarından ve ihmalinden dolayı kusursuz sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her nev'i dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, dava dilekçesinde belirtilen şekilde toplam 303.000.000.000 TL (eski TL) maddi ve manevi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren işlemeye başlayacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde; dava konusu olayla ilgili olarak sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.04.2013 tarihli 2004/ 546 Esas 2013/ 145 Karar sayılı kararı ile, davalı hastane ve doktorların davacı ...'nin doğum öncesi yapılan tetkiklerde ve doğum sonrasında küçük ... Kefe'nin tedavisinde kusur ve ihmallerinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın ispatlanamayan maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin (kapatılan) 03.07.2014 tarihli 2013/22814 E. 2014/22861 K. sayılı kararı ile; Mahkemece, üniversitelerin ana bilim dallarından seçilecek aralarında kadın doğum uzmanı, çocuk sağlığı ve gelişim uzmanı, radyoloji ve nöroloji uzmanlarınında bulunduğu uzmanlardan oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, davalıların açıklanan hukuki konum ve sorumlulukları, dosyada mevcut delillerle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip, gerek hamilelik, gerekse doğumdan sonraki aşamalarda teşhis ve tedavide noksanlık, hekim hatası olup olmadığı, tıbbi standartlara uygun hareket edilip edilmediği dolayısıyla tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 2015/173 Esas 2018/156 Karar sayılı kararı ile, bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporuna göre; davalı hastanenin kusurlu olmadığı bildirilmiş ise de; hastane, çalıştırdığı personelin seçiminde gerekli dikkat ve özeni göstermek zorunda olduğu, bu sorumluluğu yerine getirmediğinden doktor ile aynı oranda kusurlu olduğu, davalı doktorun, davalı hastane bünyesinde bebeğin doğumundan itibaren, tüm kontrol ve muayenelerini yaptığı, davalı doktorun kusuru nedeniyle hastanenin de sorumluluğunun doğduğu, yapılan yargılama, bozma ilamı ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafın davalı Hastane ve davalı ...'a yönelik maddi tazminat isteminin taleple bağlı kalınarak kabulü ile, her bir davacı için 1.000'er TL'den 3.000 TL maddi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, davacı tarafın davalı hastane ve davalı Yok Jak'a yönelik manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, davacı ... için 100.000 TL, davacı ... için 50.000 TL, davacı ... için 50.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatın 04.10.1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı tarafın davalı ... ve Alp'e yönelik davasının adı geçenlere kusur atfedilmediğinden reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin (kapatılan) 17/11/2020 tarihli 2018/5227 E. 2019/12604 K. sayılı kararı ile; gerek maddi gerekse manevi tazminat talepleri yönünden kusurlu eylem ile davacı küçüğün rahatsızlığı arasında illiyet bağı kurulamayacağı, davacı küçükteki bu durumun erken ya da geç teşhis edilmesinin sonuca etki etmeyeceği bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.12.2021 tarihli 2021/562 Esas 2021/496 Karar sayılı kararı ile, kusurlu eylem ile davacı küçükte oluşan zarar arasında illiyet bağının kurulamadığı, mevcut gecikmenin anlamlı derecede olmadığı ve mevcut duruma etkisinin olmadığı tespit edilmiş olduğundan davalı çocuk doktoru olan ... ve davalı hastaneye yönelik açılan davanın reddine, mahkemenin 22.03.2018 tarih, 2015/173 E., 2018/156 K. sayılı kararıyla diğer davalılar ... ve ...'a yönelik açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verildiği, bu davalılara yönelik verilen kararın davacılar vekilince temyiz edildiği ve Yargıtay 13.H.D.'nin 16.12.2019 tarih, 2018/5227 Esas 2019/12604 Karar sayılı ilamının bir nolu bendinde, davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildiği gerekçesiyle bozma öncesi bu davalılara yönelik açılan davanın reddine dair Mahkemece verilen karar aynen tekrar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 19.12.2022 tarihli ve 2022/7370 E. 2022/9599 K. sayılı kararıyla, mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde; davalıların kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, doğum öncesi ve sonrasında davalı doktorlar ve hastane tarafından davacı küçüğe ve aileye karşı gerekli özenin gösterilmemesi ve kusurlu oldukları gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yer verilen İçtihadı Birleştirme Kararları gereği mahkemece bozmaya uyulmakla, bozma doğrultusunda karar verildiğinin anlaşılmasına göre davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.