Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1457 E. 2023/3347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Harici taşınmaz satım sözleşmesiyle devri vaat edilen taşınmazın, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsele denk gelip gelmediği ve satış bedelinin iadesi gerekip gerekmediği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından harici sözleşmeye istinaden taşınmazın devredildiği ispatlanamadığından ve davacının imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsel üzerindeki mülkiyet hakkını elde edemediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 10.02.2015

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/106 E., 2017/510 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların sahibi olduğu ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesi 955 ada 2 nolu parseldeki 5.797 m² lik alanın 138 m² sinin müvekkilinin murisi ... tarafından haricen 08.01.1996 tarihinde 110.000.000 TL'ye satın alındığını ancak tapuda devrinin yapılmadığını, müvekkillerinin 1996 yılından 2007 yılına kadar taşınmazı kullandıklarını, 2007 yılında yapılan 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uygulaması ile taşınmazın ayrı bir parsel haline geldiğini, devredilme ümidinin olmadığını ileri sürerek; 08.01.1996 tarihinde ödenen 110.000.000 TL'nin dava tarihinde ulaşacağı alım gücünün sebepsiz iktisap kurallarına göre iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; 08.01.1996 tarihinde harici senet ile 2.629 m² olan taşınmazın 138 m² sini muris ...'e sattığını, taşınmazda 3194 sayılı Kanun'un 18 inci madde uygulanması nedeniyle oluşan yeni parselde 97,54 m² sinin adına tescil edildiğini, 08.01.1996 tarihli senede istinaden 18.09.2009 tarihinde tapuda davacıya devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; incelenen tapu kayıtlarına göre dava konusu ... Mah. 955 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında imar nedeniyle kapatıldığı, imar uygulaması sonucu 5744 ada 9 parsel, 5746 ada 1-2-3-4-5-6-7 parseller, 5745 ada 1-2-3-4-5-6 parseller, 5747 ada 1-2-3-4-5-6-7 nolu parsellerin oluştuğu, Mahkemece yapılan keşif sonrası fen bilirkişisi tarafından tanzim olunan rapora göre davalı ...'nın 955 ada 2 nolu parselde toplam 2.629 m² hissesinin bulunduğu, imar uygulamasında yapılan ... kesintisinden sonra 1.580,45 m² hissesinin kaldığı, imar dağıtımından sonra ...'ya 5744 ada 9, 5745 ada 1, 5746 ada 1 ila 7 ve 5747 ada 7 nolu parsellerden hisse verildiği, davacının zeminde gösterdiği alanın 5746 ada 4 nolu parsel içinde kaldığı, ...'nın 18.09.2009 tarihli ve 15744 yevmiye nolu işlem ile ... mahallesi 5746 ada 5 nolu parseldeki 901/2400 hissesine karşılık gelen 97,54 m² yeri davacı ...'e devrettiği, her ne kadar davacı tarafça harici satış sözleşmesi gereğinin yerine getirilmediği iddia edilmiş ise de, ... kesintisinden sonra davacının payına düşen 82,96 m²'ye karşılık olarak 5746 ada 5 nolu parselde 97,54 m²’nin davacıya devredildiğinin anlaşıldığı, davacı satın aldığı alanın 5746 ada 4 parsel olduğunu ileri sürerek davalı tarafın beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini belirtmiş ise de harici satış sözleşmesine konu olan taşınmazın 955 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve imar uygulaması sonucu bu parselin muhtelif ada ve parsellere ayrıldığı, davalı ... tarafından devredilen parselin geldisinin 955 ada 2 parsel olduğu, davacı tarafça 18.09.2009 tarihinde kendisine tapuda devri yapılan yerin harici satış sözleşmesinden ayrı olarak satın alındığı yönünde herhangi bir iddia da ileri sürülmediği, dolayısıyla yapılan bu devrin harici satış sözleşmesinin ifası şeklinde olduğu kanaatine varıldığı, davacının talebinin sebepsiz zenginleşmesine neden olacak mahiyette olup kabul edilebilir olmadığı, bu nedenle denkleştirici adalet kuralı gereğince rapor alınmasının davaya yarar sağlamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili; satılan 97,54 m²' lik alan ile dava konusu haricen satılan taşınmazın aynı yer olmadığını, bu yerin haricen satın alınan taşınmazla ilgisi olmadığını, satış senedinde de görüldüğü gibi satışı yapılan taşınmazın 5746 ada 5 parsel olduğunu, haricen satın alınan alanın ise keşif mahallinde ve fen bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 5746 ada 4 parsel içerisinde kaldığını, haricen satın alınan yerin tapuda müvekillerine devredilmediğini, satış senedinde de görüldüğü gibi bedelinin nakit olarak ödendiğini, haricen satın alınan 5746 ada 4 parsel nolu taşınmazın 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uygulaması sonucu davalı ... adına tescil edildiğini, haricen satış bedelinin de iade edilmediğini, 97,54 m² lik şuyulu alanın davalılardan parayla satın alındığını, ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 18.09.2009 tarihli resmi satış senedinde de davalının bu yeri 1.100,00 TL bedel karşılığında sattığını ve bedelini nakten aldığını beyan ettiğini, herkes iddiasını ispatla mükellef olduğunu, senete karşı senetle ispat mükellefiyeti olduğunu, davalılar dosyaya haricen satış senedinin geçersiz kaldığına, borçlarını bu şekilde ödediklerine ilişkin bir ibraname sunamadıklarını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça, dayanılan harici satış sözleşmesinin davalı yanca bilahare tapuda devredilen taşınmaz dışında başkaca bir taşınmaza ilişkin olduğu yönündeki iddianın yasal ve yeterli delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, harici taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

3. Değerlendirme

1. Davacı tarafça, muris ...'in 08.01.1996 tarihinde dava konusu 955 ada 2 nolu parselin 138 m² sini davalılardan adi yazılı senet ile satın aldığı, tapuda devrinin yapılmadığı, 2007 yılında yapılan imar uygulaması sonrasında taşınmazın muhtelif ada ve parsellere ayrıldığı, satın aldığı taşınmazın 5746 ada 4 parsel numarası aldığı, taşınmazın davacıya devredilme ümidinin olmadığı ileri sürülerek, 08.01.1996 tarihinde ödenen paranın sebepsiz iktisap kurallarına göre iadesinin talep edildiği; davalı ...'in davaya cevap vermediği, davalı ... ise davaya konu yazılı belge ile taşınmazının 138 m² lik kısmını davacı ...'e sattığını ve yazılı belgeye istinaden taşınmazı 18.09.2009 tarihinde tapuda davacı adına devrettiğini, böylece borcunu ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Dosyada mevcut harici satım sözleşmesinin varlığı kabul edilmekle; borcun ödendiğini davalı ... ispatla yükümlüdür.

3. Davalı ... ile davacı arasında tapuda yapılan 18.09.2009 tarihli resmi senette, 5746 ada 5 nolu parselin 901/2400 hissesinin davalı ... tarafından 1.100,00 TL bedelle davacı ...'e satıldığı, satış bedelinin nakden ve tamamen alındığı belirtilmekle, harici sözleşmeye istinaden taşınmazın devredildiği hususu davalı ... tarafından ispat edilememiştir. Çünkü resmi senette harici satım sözleşmesinden bahsedilmediği gibi taşınmazın satış bedeli mukabilinde davacıya devredildiği belirtilmiştir.

4. Ayrıca İlk Derece Mahkemesince, davacı ve davacı tanığı eşliğinde 24.02.2017 tarihinde keşif yapılmış, keşfe katılan davacı tanığı ... keşif mahallinde verdiği beyanda, 08.01.1996 tarihli satış senedinde yazan taşınmazın hudutları doğrultusunda satılan taşınmazın keşfi yapılan taşınmaz olduğunu ifade etmiş, fen bilirkişinin 03.03.2017 tarihli raporunda da, davacının harici satış senedi ile satın aldığını iddia ettiği yerin 5746 ada 4 nolu parsel içerisinde kaldığı ve alanının 96,76 m² olduğu belirtilmiş, davalı tarafça bilirkişi raporu tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmemiş, bu hususta beyanda bulunulmamıştır.

5. Özetle, davacı tarafça harici taşınmaz satımı ile satılan yerin imar sonucunda 5746 ada 4 nolu parsel içerisinde kaldığı iddia edilmiş, davalı ... tarafından ise satılan yerin 5746 ada 5 nolu parsel içerisinde kaldığı ve davacı tarafa tapuda devredilerek borcun ödendiği savunmasında bulunulmuş ancak davalı tarafça satılan taşınmazın 5746 ada 5 nolu parsel içerisinde kaldığı ve yazılı belgeye istinaden taşınmazın devredildiği ispatlanamamıştır.

6. O halde, İlk Derece Mahkemesince; harici taşınmaz sözleşmesi ile 955 ada 2 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın 138 m² lik yerin, imar sonucunda 5746 ada 4 nolu parsel içerisinde kaldığı kabul edilerek, bu yer için ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması suretiyle ulaştığı miktarın tespit edilmesi ve sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince davacıya verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi, yerinde görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı mirasçılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.