Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1476 E. 2023/3343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait olduğu iddia edilen taşınmazların davalı tarafından muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin istinaf incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazların devrinin kendi talimatı ile gerçekleştiğini beyan etmesi ve davalının da bu yönde yemin etmesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin ispatlanamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2803 E., 2022/3099 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2019

SAYISI : 2021/828 E., 2022/510 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin tapuda dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı olarak görülen arsası üzerine bina yapılması hususunda davalı ... ve dava dışı ... ile adi ortaklık kurduklarını, arsanın müvekkili tarafından adi ortaklığa sermaye olarak konulduğunu ve akabinde taşınmazın davalı ... adına tapuya tescil edildiğini, diğer ortakların da binanın yapılması için masraf yaptığını, adi ortaklık sonucu 9 bağımsız bölümden oluşan binanın yapıldığını, resmi işlerin davalı ... tarafından yürütüldüğünü, taraflara üçer bağımsız bölümün verilmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, kura ile taşınmazların belirlendiğini, davalı ...'e 20.000,00 TL ödenerek ivaz denkleştirilmesinin yapılacağı hususunun kararlaştırıldığını, davalı ...'e 20.000,00 TL ödeyeceğinin bunun karşılığında ... de kura ile paylaşım sonucu müvekkiline isabet eden üç ayrı bağımsız bölümün tapuda devrini müvekkiline yahut onun uygun göreceği üçüncü kişilere devredeceği hususunda anlaşmaya varıldığını, bina üzerinde kat irtifakı kurularak müvekkiline düşen bağımsız bölümlerin 13.09.2009 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiğini, paylaşım sonucu isabet eden ve inşaatın tamamlanması ile müvekkiline teslimi gereken iki bağımsız bölümün talimatı, bilgisi ve rızası dışında davalı ... tarafından 10.05.2010 tarihinde mal kaçırmak amacı ile tapuda satış işlemi gösterilmek sureti ile muvazaalı olarak davalı ...'e devredildiğini, tapuda satış bedeli olarak gösterilen bedel ... tarafından Necip'e ödenmediği gibi Necip tarafından da müvekkiline herhangi bir ödemede bulunulmadığını, davalı ...'in taşınmaz üzerine yapılan binanın iskanının alınması ile ilgili gider yaptığını belirterek kendisinden fahiş para taleplerinde bulunduğunu, kabul edilmeyince iki

daireyi diğer davalı ...'e bedelsiz devrettiğini, davalıların yakın arkadaş olduklarını, davalı ...'in tapuda devredilen ve satış gösterilen dairelerin Necip'e ait olmadığını bildiğini, dairelerin değerinin tapuda gösterilen satış değerinin üzerinde olduğunu, davalı ... tarafından 14.07.2011 tarihinde taşınmazlardan birinin yine bedelsiz olarak dava dışı Selim'e devredildiğini, devir işleminin tapuda satış olarak gösterildiğini, ... ve dava dışı Selim'in arkadaş olduklarını, mal kaçırmak kastı ile devir yapıldığını ileri sürerek; davaya konu bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline dairelerin satılmış olması halinde dava tarihindeki rayiç bedellerinin daire başı şimdilik 20,000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Abdülbasit vekili; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, uyuşmazlığa konu taşınmazların ilk olarak dava dışı Binnet Üstebay adına kayıtlı olup diğer davalı ...'e devredildiğini, ardından davalı ... tarafından müvekkiline devredildiğini, davacının hiçbir zaman söz konusu taşınmazların maliki olmadığını, 2 nolu taşınmazın müvekkili tarafından dava dışı Selim'e devredildiğini, müvekkilin kayıt maliki olmadığı davacı tarafça bilindiği halde davanın müvekkiline yöneltildiğini, bahsi geçen bağımsız bölüm müvekkili adına kayıtlı olmadığından kaydın iptalinin mümkün olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, dosyaya delil olarak sunulan ve tapuya şerh edilmeyen taksim sözleşmesinin yalnızca taraflarını bağladığını, diğer davalı tarafından sunulan davacının yazılı talimat ve ikrarını içeren tapu suretleri de davacının müvekkile yapılan devirlerden haberdar olduğunu ispat ettiğini, davalı ...'ten devraldığı taşınmazların bedelinin bir kısmını banka yoluyla bir kısmını elden ödediğini, diğer davalı tarafından dosyaya sunulan taşınmaz tapu suretleri üzerinde yer alan yazılı beyanlarda taşınmazların bedellerinin ödendiğini gösterdiğini, dava dışı Selim'e devri gerçekleştirilen 2 nolu taşınmaza ilişkin bedel ise müvekkile banka yoluyla ödendiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili; davacı tarafın tapu iptali ve tescilini talep ettiği taşınmazların yapıldığı arsanın tapu kayıtlarında hiçbir zaman malik olmadığından dava açma hakkının olmadığını, "taksim sözleşmesine" dayanıyorsa da, taşınmaz devri ve temlikine ilişkin adi sözleşmelere dayanarak "tapu iptali ve tescil" talep edilemeyeceğini, taşınmaz devri ve temlikine ilişkin sözleşmelerin resmi şekil şartına tabi olduğunu, tapu iptali ve tescil davalarının taşınmaz kayıt malikine karşı açılmasının zorunlu olduğunu, davaya konu 2 numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazın, dava dışı üçüncü kişi Selim adına tescil edildiğinden bu kişiye karşı da husumet yöneltilmesi gerektiğini, taksim sözleşmesine dayalı olarak müvekkilinden herhangi bir alacağının kalmadığını, taksim sözleşmesine göre davacının payına düşen iki bağımsız bölüm için ayrı ayrı verdiği yazılı talimat doğrultusunda diğer davalı Abdülbasit adına tapuda tescil ettirdiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının "sözleşme" başlıklı belge ile davalı müvekkili ibra ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesince verilen 16.12.2019 tarihli karar ile, davacının olan üç adet bağımsız bölüm için davalı ...'e 20.000,00 TL ödenmesi ve taşınmazların emaneten üzerinde tutulması hususunda iki taraf arasında anlaşma olduğu, davacının talimatı ile 2 adet taşınmazın diğer davalıya devredildiği, bu durumda satış bedelinin bu davalı tarafından tahsil edilmesinin zaten mümkün olmayacağı, dolayısı ile eldeki davanın davalı ... yönünden haklı olmadığı, dilekçeler aşamasında, öncelikle muvazaa ardından satış bedelinin ödenmediği, ön inceleme duruşmasından sonra ise iddianın tamamen değiştirilerek taşınmazların diğer davalıya teminat olarak verildiğinin iddia olunduğu, iddianın değiştirilmesine davalının rızasının bulunmadığı, taşınmazların davalı adına olmadığı, yeni malik yönünden seçimlik hakkın kullanılmadığı, keşif yapılarak taşınmazların değerinin belirlenmesinin bu aşamada fayda sağlamayacağı, davacı iddialarının taşınmazların kira getirisi olan yerler olduğu, aradan oldukça uzun bir sürenin geçtiği de dikkate alındığında hayatın normal akışına uygun düşmediği, davacının dilekçeler teatisi aşamasındaki iddia ve taleplerinde haklı olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli ilamıyla; "Davacının adi sözleşmeye konu aslında davacıya ait olmayan bir taşınmazı adi ortaklık sözleşmesine konu ederek davalı ... adına tapudan devrini sağladığı, adi sözleşme gereği davacıya intikal ettirilmesi gereken 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... tarafından aradaki ivaz farkı verilmeden diğer davalıya devredildiği ileri sürülmektedir. Bu durumda davacının maliki

olmadığı arsa üzerinde yapılan binadaki dairelerin yine sözleşme gereği tapuda maliki olmadığı, buna rağmen bu 2 ve 3 nolu dairenin de davalı ... tarafından diğer davalı Abdülbasit'e devredildiği beyanı karşısında, tapu iptal ve tescile dair davacının davasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Tapu iptal davası talebi hakkında davacının talepte bulunamayacağı açıktır. Ancak terditli alacak talebi yönünden, davacı yemin deliline de dayanmıştır. Davacının tapu iptali dışındaki terditli olarak alacak iddiasına karşın yemin delili yönünden sadece davalı ... hakkında bu tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmadığının mahkemece sorulmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının terditli olarak bedele ilişkin alacağı yönünden sadece davalı ...'e karşı olmak üzere yemin teklifinde bulunup bulunmadığı sorularak,(diğer davalı Abdülbasit hakkında istinaf incelemesi yapılmaksızın) davacının yemin teklifi beyanı çerçevesinde yargılama yapılması gerektiğinden" gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının alacak iddiasına karşın yemin delili yönünden sadece davalı ... hakkında yemin teklifinde bulunabileceği, davalı ... tarafından 22.06.2022 tarihli celsede davacı vekilinin yemin metninde belirttiği hususların eda edildiği, davalı ...'in "benim üzerime kayıtlı bulunan 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümleri davacının isteği ve rızası doğrultusunda herhangi bir bedel almaksızın Abdülbasit Ersan'a tapuda devrettim. Biz yaklaşık 20 yıl önce davacı ile ortaklaşa inşaat yapmıştık. Bu inşaattan sonra ben herkesin hakkını devrettim. Davacının da söylediği gibi benim herhangi bir borcum kalmamıştır. Biz 3 ortaktık. Kendisinin adı ... Polat'tır. Tapuların tamamı benim üzerime çıktıktan sonra üçümüz birlikte kura çektik. 2 ve 3 numaralı daireler davacı ... Bey'e isabet etti. Bu dairelerin kendisi tapuda devralmak yerine bana gösterdiği diğer davalı Abdülbasit'e devir yapıldı." şeklinde yemin ettiği, artık ortada uyuşmazlık konusu olan vakıanın kesin delille kanıtlanmış olduğu, kaldı ki davacının da aynı celsede "...'den herhangi bir taşınmaz bedeli talebim yoktur, kendisi benim talimatım doğrultusunda işlem yapmıştır" şeklinde beyanda bulunduğu gerekçesiyle alacağın ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davanın esas itibarıyla tapu iptali ve tescil davası olduğunu, söz konusu taşınmazların satılması halinde rayiç bedellerinin tespiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiğini, Mahkemece rayic bedel tespiti gerekli iken keşif ve bilirkişi deliline dahi başvurulmadan davanın reddedildiğini, davanın konusunun muvazaa sebebi ile tapu iptal ve tescil/alacak davası olduğunu, davalı ... tarafından müvekkile ait 2 ve 3 nolu dairelerin mal kaçırmak amacı ile gerçekte satış yapılmamasına karşın tapuda satış işlemi gösterilmek sureti ile muvazaalı olarak davalı ...'e devredildiğini, 2 adet daireye karşılık olarak davalı ...'in davalı ...'ten 20.000,00 TL aldığını, tapuda satış bedeli olarak gösterilen bedel davalı ... tarafından davalı ...'e ödenmediği gibi davalı ... tarafından da müvekkile herhangi bir ödemede bulunulmadığını, davalı ...'in yapılan binanın iskanının alınması ile ilgili gider yaptığını belirterek müvekkilinden fahiş para istediğini, davalı ... tarafından daireler muvazalı ve bedelsiz olarak devredildikten sonra davalı ...'in 14.07.2011 tarihinde bedelsiz olarak daireleri dava dışı Selim'e devrettiğini, davalı ... tarafından devir işleminin tapuda satış olarak gösterildiğini, davalı ... tarafından taraflar arasında kurulan adi ortaklık ve bu ortaklığın gereği olarak müvekkilin talimatıyla üzerine kayıtlı 2 ve 3 no'lu taşınmazı diğer davalıya devrettiğini ikrar ettiğini, bu ikrar öncelikle 2 ve 3 no'lu taşınmazların fiili sahibinin müvekkil olduğunun davalı tarafca da kabulünde olduğunu, devir işleminin müvekkilin talimatı, bilgisi ve rızası dışında olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; gerçekte davacının olmasına rağmen dava dışı başka bir şahıs adına olan arsa üzerine arsa karşılığı yapılacak binada davacıya üç bağımsız bölüm düştüğü, yaptıkları protokol ile bu bağımsız bölümlerin belirlenerek davalı ... adına kaydedildiği, davacının iki bağımsız bölümün muvazaalı bir şekilde davalı ... tarafından diğer davalı ...'e aradaki ivaz farkı

verilmeden devredildiğini iddia ettiği, söz konusu taşınmazlardan 2 nolu taşınmazın 2011 yılında, 3 nolu taşınmazın ise dava sırasında dava dışı başka şahıslara devredildiği, önceki istinaf incelemesinde davacı tarafça taşınmazların teminat amaçlı verildiği iddiası yönünden iddianın genişletilmesine davalının muvafakatı olmadığından bu konuda Mahkemece değerlendirme yapılmadığının tespit edildiği, davacının tapu iptal talebinde bulunamayacağı, davacı tarafça teklif edilen yemin gereği davalı ...'in belirtilen 2 daire satışının davacı talimatı ile hiç bedel almadan tapuda diğer davalıya satışının yapıldığını beyan ederek yemini eda etmesi karşısında davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazların muvazaalı devri nedeniyle rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1.Davacı, davalı ... ve dava dışı ...'in birlikte imzaladıkları 17.08.2009 tarihli "taksim sözleşmesi" ile adi ortaklık kurarak yaptırdıkları binada davacıya isabet eden 2, 3 ve 4 nolu dairelerin tapusunun davalı ... tarafından davacıya yahut davacının uygun göreceği üçüncü kişiye tapuda devredileceği kararlaştırılmıştır.

2. Davalı ... tarafından delil olarak sunulan tapu senet fotokopilerine; dava konusu dairelerin davalı ...'e ... tarafından devredildiği hususunun davacı tarafından yazılıp imzalandığı, davacının bu yazı ve imzayı inkar etmediği anlaşılmıştır.

3. Mahkemenin 22.06.2022 tarihli duruşmasında davacı asilin " ...benim talimatım doğrultusunda ... herhangi bir bedel almadan tapuları ...'a devretmiştir. ... ile aramızdaki ilişki sebebiyle teminat maksadı ile tapuların devredilmesini istedim. ...'den herhangi bir taşınmaz bedeli talebim yoktur. Kendisi benim talimatlarım doğrultusunda işlem yapmıştır. Ben diğer davalı ...'den devredilen tapuları geri istiyorum." şeklinde beyanda bulunduğu, davalı ...'in de aynı celse de davacının talimatı doğrultusunda herhangi bir bedel almaksızın daireleri ...'e devrettiği hususunda yemin ettiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.