Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1600 E. 2023/3352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, terör örgütü üyesi bir şahsı ihbar etmesi nedeniyle maruz kaldığını iddia ettiği tehditler sebebiyle 2330 sayılı Kanun'un 2/f maddesi kapsamında hak sahibi olduğunun tespiti için açtığı tespit davasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, iddia ettiği hak için ileride açabileceği bir eda davası mevcut iken, tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığı ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/603 E., 2022/310 K.

DAVA TARİHİ : 20.12.2019

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/310 E., 2019/379 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 29.04.2015 tarihinde havaalanında yaşanan olay sonucu terör örgütüne üye olduğu yetkili makamlarca tespit olunan dava dışı şahsı yanındaki iki kişi ile konuşurken gördüğünü, aralarındaki konuşmada Cumhurbaşkanına ve Türk Milletine ağır hakaret ve tehdit içerikli ifadelerde bulunduğunu, bu nedenle savcılığa ve ilgili kuruma ihbarda bulunduğunu, tehdit oluşturan bir örgütün mensupları hakkında başvurduğu kanuni yollar neticesinde gerek maddi gerekse manevi tehditlere maruz kaldığını ileri sürerek; belirttiği işlemlerin tarafınca gerçekleştirildiğinin ilgili makamlara gerekli müzekkerelerin gönderilerek belirlenmesi ve eldeki davanın 2330 sayılı Kanunun 2/f maddesi uyarınca tarafı nezdinde yaratacağı hukuki hak sebebi ile ... olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava ... açılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; açılan davada hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; davayı derdest ederken hukuki yararının mevcut olduğunu, davanın kabulü sonrasında ortaya çıkacak olan neticenin hukuki statüsü bakımından bir değişiklik yaratılarak tarafına verilecek olan Gazilik Beratının tespiti bakımından önem arz ettiğini, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı kanıtlar, yasaya uygun gerektirici nedenler, özellikle delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaftaki nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 2330 sayılı kanunun 2/f maddesinden yararlanma hakkının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrası, Aynı Kanun’un 114/1-h maddesi.

3.Değerlendirme

1.1. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere, dava (yargılama) şartları denir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-h maddesi gereği davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Dava açmakta hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./..., M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).Uyuşmazlığn çözümünde, hukuki yarar kavramının tespit davasındaki yansımasının ne olacağının ayrıca irdelenmesinde yarar vardır.

2. Bilindiği üzere, mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar ... davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır. ... davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile de var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.

3. Bir hukuki ilişkinin varlığı, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, o hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde, davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir. (6100 sayılı Kanun m. 106/II ) Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.

4. Tespit davası ... davasının öncüsüdür. ... davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasında (kural olarak) hukuki yarar yoktur. Çünkü ... davası sonunda verilen hüküm ile aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir. Bundan başka, ... davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasına da izin verilirse, dava sayısının iki misline çıkması tehlikesi vardır. Bu ise, yalnız mahkemelerin işlerini çoğaltmakla kalmayıp, aynı zamanda hak arayanlar için de zaman ve para kaybına sebep olur ve bu nedenle usul ekonomisi ilkesine aykırı düşer (..., Medeni Usul Hukuku Cilt I, Yetkin Yayıncılık, Ankara: 2020, s.403-405).

5. Bu durumda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davacının tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.