"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2672 E., 2021/1828 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/135 E., 2018/375 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen istihkak, müdahalenin meni ve araç mülkiyetinin tespiti davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı/birleşen davada davalı vekilinin başvurusunun birleşen dosya yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, miktar itibariyle duruşma talebinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı şirket vekili; müvekkili şirketin mülkiyetinde olan ... plaka sayılı Volkswagen Tiguan marka aracın, şirket işlerinde kullanılmak üzere geçici olarak şirket ortaklarından dava dışı ...'a tahsis ve teslim edildiğini, söz konusu aracın ...'... iadesi talep edildiğinde, ...'un bu aracın kendisi hakkında boşanma davası ikame eden eşi davalı ...'ın halen ikamet ettiği ve evlilik birliği sırasında müşterek olan konutta kaldığını, eşi tarafından alınan evden uzaklaştırma kararı nedeniyle bu aracın alınıp müvekkil şirkete iade edilemediğini beyan ettiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu aracın iade ve teslimi konusunda yapılan çeşitli sözlü taleplerden bir sonuç alınamaması üzerine davalıya keşide edilen Beyoğlu 8. Noterliğinin 15.02.2017 tarih ve 3140 yevmiye nolu ihtarname ile aracın iadesinin istendiğini, müvekkili şirkete keşide edilen 21.02.2017 tarihli cevabi ihtarname ile, şirkete ait aracın şirket yetkilisi olmayan ... tarafından şahsen satın alınarak hediye edildiğini ve kişisel kullanımına sunulduğunu başka bir ifadeyle mülkiyetinin kendisine ait olduğunu bildirdiğini ancak söz konusu beyan ve iddiaların ... dışı olduğunu, dava konusu aracın davacı şirket tarafından 39.994,25 Euro bedel ödenmek suretiyle 31.12.2014 tarihinde satın alındığını, aracın herhangi bir yasal dayanağı olmadan, haksız ve kötüniyetli olarak davalının uhdesinde ve kullanımında bulunduğunu belirterek; her türlü maddi, manevi zarar ve alacak haklarını saklı tutarak, dava konusu ... plaka sayılı, Volkswagen Tiguan Marka, 1.4 TSI BMT 160 PS Cup DSG 0N/N model araç üzerindeki davalının kötüniyetli, haksız ve hukuka aykırı müdahalesinin meni ile aracın müvekkiline teslimine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleşen davada davacılar ... ... ve ... vekili; 08.12.2014 tarihinde müvekkili ... ...'nin abisi ... ile davalı ... Makine Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. ile arasında üçüncü şahıs olan müvekkili ... ... lehine sözlü bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkili ...'un aracını davalı şirkete bedelsiz olarak devretmeyi, bu devir işleminin gerçekleştirilmesi amacıyla ...'a vekaletname ile yetki vermeyi taahhüt ettiğini, 09.12.2014 tarihinde müvekkili ... tarafından ... plaka sayılı Bmw marka aracın davalı şirkete bedelsiz olarak devri için ...'a vekaletname ile yetki verildiğini, 11.01.2015 tarihinde davaya konu Volkswagen marka, 2014 model Tiguan 1.4 TSI BMT 160 PS Cup DSG tipi aracın ... ...'nin zilyetliğine ve kullanımına bırakılmasından kısa bir süre sonra 15.01.2015 tarihinde davalı ...'a ait aracın davalı şirkete devrinin yapıldığını, bu tarihten itibaren aracın müvekkili ... ... tarafından malik sıfatıyla zilyet hukuki durumunda kullanıldığını belirterek, üçüncü kişi lehine yapılan sözleşme nedeniyle aracın mülkiyetinin ... ...'ye devir borcunun aynen ifasına ve Trafik Sicilinde ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı/birleşen davacı ... ve birleşen davada davacı ... vekili; müvekkili ... ...'nin davacı ... Makine Metal San. ve Tic. Şti ortaklarından ... ile 06.02.2010 yılında evlendiğini, İstanbul 8. Aile Mahkemesinin 2016/792 E. numaralı dava dosyası ile ... ... tarafından eşi ... aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, aracın müvekkili ... ... için alınan ve onun kullanımında bir araç olduğunu belirterek, İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/263 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davacı/birleşen davalı vekili; müvekkili şirket ile davacılar arasında, davaya konu araç ya da başka bir konuda ne sözlü ne de yazılı olarak herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin dava dışı ... olup sözleşmeyi şirket adına vekaleten akdettiği ileri sürülen ...’un şirketi borç ve yükümlülük altına sokacak herhangi bir yetkisinin olmadığını, müvekkili şirketin ihtiyaçları doğrultusunda bir araç alımının söz konusu olduğunu, ... adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın 15.01.2015 tarihinde ... 2. Noterliğinin 870 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile şirkete satıldığını, davaya konu ... plaka sayılı aracın ise bu tarihten önce 31.12.2014 tarihinde bedeli şirket tarafından ödenmek suretiyle satın alındığını, her iki aracın alım sebebinin davacı yanın beyan ve iddiaları ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı yanın tanık dinletme taleplerine muvafakatlerinin bulunmadığını belirterek, birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... plakalı aracın ruhsat kaydına göre sahibinin Uzman Makina Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olduğu, aracın sahiplik belgesi tarihinin 31.12.2004, kullanım şeklinin ... nakli, kullanım amacının hususi olarak yazıldığı, Uzman Makina Ltd. Şti.'nin ortaklarının ... ve ..., yetkilisinin ise ... olduğu, İstanbul 48. Noterliğinin 09.12.2014 tarihli ve 130218 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ... plakalı Bmw marka aracın satılması konusunda ...'un, ... tarafından vekil tayin edildiği, bu aracın 15.01.2015 tarihli satış sözleşmesi ile davacı şirkete satıldığı, İstanbul 8. Aile Mahkemesinin 2016/792 E. sayılı dosyasında ... ... ile ... arasında boşanma davasının derdest olduğu, Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 nci maddesinin d bendi uyarınca, trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılmasının zorunlu olduğu, bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmelerin hukuken geçersiz olduğu, dava konusu yapılan ... plakalı aracın alındıktan sonra dava tarihine kadar bütünüyle ... ...'nin kullanımına tahsis edildiği, araç satın alınırken de ... ...'nin hamileliği ve doğacak çocuğun ihtiyaçları gözetilerek araç modelinin belirlendiğinin tüm tanık beyanları ile ... olduğu, ...'un ... ...'nin eşi olduğu, aynı zamanda şirket ortağı olduğu, ... ...'nin kardeşi olan ...'un noterden düzenlenen sözleşme ile Bmw marka aracının satışı için ...'a vekaletname verdiği, bu vekaletnamenin satılacak arabanın parasından ... ...'ye ... araba alınması için verildiğinin iddia edildiği, bir kısım tanıkların bu iddiaları teyit edecek şekilde beyanda bulundukları, ... plakalı aracın aileye maddi bir yük getirmemesi, giderlerin şirket üzerinden karşılanması amacıyla trafik sicilinin şirket adına çıkarıldığının tanıklarca anlatıldığı, aracın satın alınması sürecinde ... ...'nin ihtiyaçlarının gözetilmesi ve dava açılıncaya kadar geçen zamanda aracın tamamı ile onun kullanımında kaldığı dikkate alındığında, ... niyetin aracın ... ...'ye araba alınması olduğu ancak vergi hususundaki avantajlardan faydalanılması ve aracın kullanıldığı sürece araç için yapılacak masrafların şirket gelirlerinden mahsubu suretiyle aile içi bir maddi çıkar sağlama amacının güdüldüğünün tanık beyanları ve aracın kullanılma biçimiyle ortaya çıktığı, ... ile davalı şirketin ortağı ... arasında ... plakalı aracın satılması ve bedeli parayla ... ...'ye araç alınması konusunda sözlü bir anlaşmanın mevcut olduğunun tanıklar tarafından açıklandığı, ... ile ...'un kayınbirader-enişte olduğu, noter tarafından düzenlenen vekaletname kullanılarak aracın ... ...'nin kayınpederinin ve eşinin ortağı olduğu şirkete satıldığı, ... ... ile ...'un evli olması sebebiyle HMK'nın 203 üncü maddesinin 1 ... fıkrasının a bendi ve yakın akrabalık sebebiyle işlemin senede bağlanmaması, vekaletnamenin araç satışı ve konusunda yeterli görülmesi, ayrıca bir sözleşme yapılmaması konusunda genel bir teamül bulunması sebebiyle iddianın tanık beyanlarıyla ispatlanabileceğinin kabul edildiği, ayrıca araç satışı konusundaki vekaletname ve aracın şirkete satışı ile ilgili sözleşmenin HMK'nın 202 ... maddesi kapsamında değerlendirilebileceğinin gözetildiği, Vergi Usul Hukuku ile ilgili hükümlerin uygulanmasının bu davanın konusu olmadığı, Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi esas alınarak tarafların ... ve ortak iradelerinin esas alınması gerektiği, buna göre ... ...'nin eşine vekalet verilerek şirkete devri karşılığında tamamen ... ...'nin kullanımına tahsis edilen bir aracın satın alındığı kanaatine varıldığı, ...'un aracını kardeşi ... ... lehine sözleşme için devrettiği, ...'a şirkete devri yapılan araba için ödeme yapıldığının savunulmadığı, TMK'nın 2 ve 3 üncü maddeleri kapsamında dürüstlük ve iyiniyet kuralları gözetilerek şirketin iki ortağından birinin ... ...'nin eşi, diğerinin kayınpederi olmasına, aracın tümüyle ... ...'nin kullanımında bulunmasına rağmen şirket tüzel kişiliğinin ...'un yaptığı sözleşmeden sorumlu olmayacağı yönündeki savunmaya ve şirketin bu durumdan haberdar olmadığı yönündeki beyanlara itibar edilmediği, dolayısıyla Karayolları Trafik Kanunu'ndaki düzenleme kapsamında aracın şirkete ait olduğu şeklen kabul edilse dahi ... amacın ... ...'ye bir araç satın almak olduğunun kanıtlandığı, bu kapsamda birleşen davanın davacısı ... ile davadışı ... arasında, ... ... lehine TBK'nın 129 uncu maddesi kapsamında geçerli sözleşmenin yapıldığının kabul edildiği, dolayısıyla aracın satın alınmasından itibaren araç ruhsat kaydının, davalı şirket tarafından ... ...'ye devir borcunun oluştuğu ve bu borcun şirket tarafından yerine getirilmemesi sebebiyle aracın trafik siciline tescilinin hükmen yapılması gerektiği kanaatine varıldığı, birleşen davadaki kabule göre de araç kayden şirket adına görülse de gerçekte ... ... adına alınmış bir araç olduğu gerekçesi ile; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, ... plakalı aracın mülkiyetinin davacı ...'a devir borcunun aynen infazına, aracın trafik sicilinde ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı/birleşen davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı/birleşen davalı şirket vekili; yargılamanın her aşamasında tanık dinlenmesine muvafakatlerinin bulunmadığını beyan etmelerine rağmen Mahkemenin gerekçesinin yalnızca tanık beyanlarına dayanılarak oluşturulduğunu, müvekkili şirket ile birleşen davacı ... arasında, iddia edildiğinin aksine davaya konu araba ya da başka bir konuda ne sözlü ne de yazılı olarak herhangi bir sözleşmenin akdedilmediğini, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin ... olduğunu, şirkette yalnızca %10 oranında ortaklığı bulunan dava dışı ...'uın şirketi borç ve yükümlülük altına sokacak herhangi bir yetkisinin olmadığını, davacı şirketin ihtiyacı nedeniyle ... adına kayıtlı olan aracın 15.01.2015 tarihinde ... 2. Noterliğinin 870 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile satın alındığını, araç satış sözleşmesinin ...'a vekaleten ... ile şirket yetkilisi Selçuk tarafından imzalandığını, araç bedelinin ödendiğini, davaya konu aracın ise bu tarihten önce 31.12.2014 tarihinde bedeli şirket tarafından ödenmek suretiyle satın alındığını, iki aracın alım-satım tarihleri ve değerleri karşılaştırıldığında dahi karşı tarafın iddia ettiği takas olgusu ve devir konusundaki sözleşmenin ... dışı olduğunun ortaya çıkacağını, birleşen dosya davacısı ...'un HMK'nın 203 üncü maddesinin 1 ... fıkrasının a bendinde sayılan yakın akraba kavramına dahil olmadığını, müvekkilinin bir tüzel kişilik olduğu ve tüzel kişiliğin ortaklarından ayrı ve bağımsız şahsiyeti olduğu nazara alındığında akrabalık kapsamında kalmayacağını, senetle ispat kuralının istisnalarının bahse konu olamayacağını, kardeşine doğum hediyesi vermek isteyen birleşen dosya davacısı ...'un, bu kadar çetrefilli ve karışık bir yola başvurmak yerine, davaya konu araç alınmadan önce zaten kardeşinin kullanımında olduğunu ileri sürdüğü kendi adına kayıtlı aracı, doğrudan kardeşi adına devir ve tescil ettirmesinin daha kolay ve hayatın olağan akışına daha uygun bir yol olacağının açık olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20 nci maddesinin d bendi gereği, araç devrine ilişkin sözleşmelerin, noterler dışında ister yazılı ister sözlü olarak her ne şekilde yapılırsa yapılsın geçersiz olduğunu, dinlenen tanıklarının karşı yan ile olan yakın akrabalıkları sebebiyle ... dışı beyanlarda bulunduklarını, İlk Derece Mahkemesinin çok istisnai bir uygulama alanı olan HMK'nın 203 üncü maddesine dayanıp tanık beyanlarına değer atfederken bu tanıkların objektif olamayacaklarını ve tanıklıklarına ... duyulamayacağı hususunu değerlendirme yoluna gitmediğini, karşı tarafın dinlenen tanıklarının, birleşen dosya davacılarının iddialarının aksine, dava konusu aracın ... tarafından kardeşi ... ...'ye doğum hediyesi olarak alınmış olduğu yolunda ve yine müvekkili şirket ile ... arasında 3. kişi ... ... lehine yapıldığı iddia edilen sözlü sözleşmenin varlığı konusunda bilgi ve görgüye dayanan herhangi bir açıklama ve beyanda bulunmadıklarını, yine TBK'nın 29 uncu maddesine göre de, tescilli bir motorlu araç bakımından satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılması gerektiğini, şirketin mülkiyetinde olan ve dava dışı ...'a tahsis edilmiş olan aracın bu kişinin eşi olan davacı ... tarafından zaman zaman kullanılmış olmasının zilyetliğin devri anlamına gelmeyeceğini, malik olmayan kişinin zilyetliği devir yetkisinin de bulunmadığını ve bu kişinin aracın kullanımını başka bir kişiye bırakmış olmasının ... maliki mülkiyeti nakil borcu altına sokmayacağını, olayda HMK'nın 202 nci maddesinin de uygulanmasının mümkün olmadığını, davaya konu aracın satın alındığı tarihten itibaren motorlu taşıtlar vergisi, kasko ve mali mesuliyet sigortaları, OGS ve HGS ücretleri, muayene, bakım servis gibi giderlerinin şirket tarafından ödendiğini, diğer taraftan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.06.2015 tarihli ve 2014/6713 E., 2015/8646 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; 2918 sayılı Kanun'un 19 vd. maddeleri uyarınca, araçların trafik tescil işlemleri idari bir nitelik taşıdığından, idari makamları belirli bir biçimde işlem tesisine zorlayıcı nitelikte tescil kararı verilmesinin de usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek, kararın ortadan kaldırılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada mevcut 15.01.2015 tarihli noter sözleşmesinde, satıcı ...'a vekaleten ... ...'nin eşi ...'un satıcı, şirket yetkilisi Selçuk'un alıcı sıfatı ile yer aldığı, aracın 71.400,00 TL kıymet ile satıldığının kayıtlandığı, araç malikinin satış yetkisi içeren vekaletnameyi 09.12.2014 tarihinde aynı zamanda damat olan ...'a verdiğinin anlaşıldığı, davacı vekili araçların denk kıymette olmadığını ve parasını ödediklerini savunmuşsa da ödeme belgelerinin dosyaya sunulmadığı, davacı vekili tanık dinlenerek resmi senetlerin aksinin ispat edilemeyeceğini bildirmişse de, asıl davadaki satış belgesini hükümden düşüren karşı davadaki satış belgesinin aynı zamanda şirket ortakları olan ...-... arasında veya birleşen davacı ... ile kayın pederi yönetici Selçuk arasında olmakla, HMK'nın 203 üncü maddesinin 1 ... fıkrasının a ve b bentlerinde yer ... düzenlemeden istifade edileceği, asıl davacının tüzel kişi olmasının sonuca etkili olmayacağı, şirketin organları ... ile yönetilmesinin gereği olarak mevcut aile bağının yarattığı imkan ile tarafların gösterdiği tanıkların dinlenmesinde hukuka aykırılık olmadığı, Mahkemece birleşen davanın kabulü ile aracın davalı/birleşen davacı ... adına tesciline karar verilmişse de, davacı tarafın dayandığı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.06.2015 tarihli ve 2014/6713 E., 2015/8646 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; 2918 sayılı Kanun'un 19 vd. maddeleri uyarınca, araçların trafik tescil işlemleri idari bir nitelik taşıdığından, idari makamları belirli bir biçimde işlem tesisine zorlayıcı nitelikte tescil kararı verilmesinin de usul ve yasaya açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle, asıl davacının istinaf başvurusu yönünden; davacının istinaf başvurusunun birleşen dosya yönünden kabulüne, HMK.m.353/1-b-2 gereği İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.10.2018 tarihli ve 2017/135 E.-2018/375 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın esası yönünden; asıl davada; davanın reddine, birleşen davada; davanın kabulüne, ... plakalı aracın mülkiyetinin davacı ...'a ait olduğunun tespitine, tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı/birleşen davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı/birleşen davalı şirket vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak, istinaf kararının gerekçesinin araç mülkiyetinin tescili talebinin reddi yönünden doğru olmakla birlikte diğer hususlarda tamamen hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın ihtara verdiği verdiği cevapta aracın ... tarafından kendisine hediye edildiğini söylerken, davaya verdiği cevapta ve birleşen davada ise aracın kardeşi ... tarafından hediye edildiğini beyan ettiğini, böylece somut olayda dayanılan fiili ve hukuki sebepler arasında çelişkinin ortaya çıktığını, araç satış sözleşmesinde alıcının müvekkili şirket olduğunu, ...'ın ise şirket adına anılan sözleşmeyi akdettiğini, BAM'ın tüzel kişilik kavramının içeriğini tamamen göz ardı ederek söz konusu işlemlerin ve hukuki ilişkilerin içinde bizzat Selçuk'unda bulunduğu kanaatine vardığını, bu tespit ve değerlendirmenin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile birleşen dosya davacısı ... arasında, iddia edildiğinin aksine herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında aracın satış parasına ilişkin ödeme belgelerinin dosyaya sunulmadığı ifade edilmişse de aracın alım bedelinin tamamen ödendiği ve satıcı tarafından tahsil edildiğinin noter satış sözleşmesinde yazılı olduğunu, davaya konu ... plaka sayılı aracın ise bu tarihten önce 31.12.2014 tarihinde bedeli müvekkili şirket tarafından ödenmek suretiyle satın alındığını, diğer taraftan Bölge Adliye Mahkemesi her ne kadar araç mülkiyetinin ...'ya ait olduğunun tespitine karar vermişse de birleşen dava dilekçesi incelendiğinde, karşı yanın aracın mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun tespitine yönelik bir talebinin bulunmadığının açıkça görüleceğini, bu nedenle talep dışına çıkılarak karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; kararın bozularak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; araç mülkiyetinin tespiti, birleşen dava ise aracın mülkiyetinin devir borcunun aynen ifası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında Mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir.
2. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir.
3. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 6100 sayılı Kanun'un "İspat yükü” başlıklı 190 ıncı maddesinde yer almakta olup;
“İspat yükü, kanunda ... bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
4. Bu hüküm, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesinde yer ...: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." ifadesine paralel olarak düzenlenmiştir.
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Senede karşı tanıkla ispat yasağı" başlıklı 201 ... maddesinde, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
6. Aynı Kanun'un 203/1-a-b maddesi şöyledir;
" (1) Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir:
a) Altsoy ve üstsoy, ..., eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler.
b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler."
6. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 nci maddesinin d bendinde; "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir." şeklinde düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemesince; asıl davadaki satış belgesini hükümden düşüren birleşen davadaki satış belgesinin aynı zamanda şirket ortakları olan ...-... arasında veya birleşen davacı ... ile kayın pederi yönetici Selçuk arasında olmakla, HMK'nın 203 üncü maddesinin 1 ... fıkrasının a ve b bendinde yer ... düzenlemeden istifade edileceği, asıl davacının tüzel kişi olmasının sonuca etkili olmayacağı, şirketin organları ... ile yönetilmesinin gereği olarak mevcut aile bağının yarattığı imkan ile tarafların gösterdiği tanıkların dinlenmesinde hukuka aykırılık olmadığı belirtilerek, tanık beyanları esas alınarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmişse de; birleşen dava davacılarından ...'a ait BMW marka aracın dava dışı ...'a verilen vekalet ile asıl dava davacısı şirkete 15.01.2015 tarihinde noter sözleşmesi ile satıldığı yine davaya konu Tiguan marka aracın da 31.12.2014 tarihinde davacı şirket adına kayıtlı olduğu tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Noterde düzenlenen araç satış sözleşmelerinin resmi şekilde yapıldığı gözetildiğinde resmi şekilde yapılan dava konusu sözleşmelerin geçerli olup, aksinin yazılı delillerle ispat edilmesi gereklidir. Dolayısıyla araç satış sözleşmeleri tarafları ve mahkemeyi bağlar. Davacı/birleşen davalı şirket vekilinin tanık dinletilmesine açık muvafakatinin olmadığı görülmüş, ayrıca davacı/birleşen davalı şirket olduğundan, taraflar arasında HMK'nın 203 üncü maddesinin 1 ... fıkrasında sayılan akrabalık ilişkisi de söz konusu olamaz. Bu durumda yazılı delil olan araç satış sözleşmesinin karşısında artık tanık dinlenemez, dinlenen tanık beyanları hükme esas alınamaz. Davalı/birleşen davacı ... ve birleşen davacı ... ise, iddialarını yasal delillerle ispat edememiştir.
2. O halde; birleşen davadaki davacılar vekilinin delil listesinde açıkça "yemin" delili yazdığından, Mahkemece davalı/birleşen davacı ...'ye ve birleşen davacı ...'a, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3. Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
2. Bozma sebebine göre davacı/birleşen davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.