"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; 27.10.2013 tarihinde meydana gelen orman yangınının davalılardan küçük...'ın, babası olan davalı ... tarafından kiralanan kestane bahçesinde iken çakmakla oynaması sonucu çıktığını, 25 dekarlık alanın yandığını,
yangının 01.11.2013 tarihinde söndürüldüğünü, davalıların küçüğün kanuni temsilcileri olup olay tarihinde velayetleri altında bulunan çocuklarının zarar verici eylemlerini önlemeye yönelik özeni göstermediklerinden davacı idarenin zararından sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 160.849,99 TL yangın söndürme gideri zararının suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, kanuni temsilciler olarak herhangi bir kusurlarının olmadığını, gerekli dikkat ve özeni gösterdikleri halde olayın meydana geldiğini, bu nedenle söz konusu zarardan sorumlu tutulamayacaklarını, talebin de fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 27.10.2013 tarihinde meydana gelen orman yangını nedeniyle suç tutanağına göre 25.000,00 m²'lik örtü şeklindeki ormanlık alanın yandığı, Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde sanık ...'in taksirle orman yangınına sebebiyet vermek suçundan beraatine, sanık ... hakkında suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması nedeni ile ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda onanarak 05.06.2017 tarihinde kesinleştiği, yanan alan için idarece yapılan tüm harcamalar yerine bu yangın dolayısı ile ek masraf olarak yüklenen zararların tazminat olarak talep edilebileceği, ormanlık alandaki yangını söndürmek için davacı idare tarafından 395,25 TL işçilik prim gideri, 828,61 TL akaryakıt gideri, 21.432,00 TL arazöz gideri, 975,00 TL dozer gideri, 330,33 TL treyler gideri sarf edildiği, davacı idarece 136.888,80 TL helikopter giderinin de talep edildiği ancak fiilen yangına müdahale eden helikopterin ... edilen süreyi aşmadığı ve kira ücretlerine ilave olarak herhangi bir ödeme yapmadığının tespit edildiği, yerleşik içtihatlar doğrultusunda ... süresi içerisindeki helikopter ve uçak ücretinin tazminat bedeline dahil edilmediği, denetime elverişli 03.01.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ve bu rapor doğrultusunda davacı idare orman yangının söndürülmesi için sarfedilen 136.888,80 TL'lik helikopter gideri dışındaki miktarların davacı idarece talep edilebileceği, somut olayın özelliği, fiilin dikkatsizlik sonucu gerçekleşmiş olması, gerek davalı gerekse kanuni temsilcilerinin yangını söndürmek için çabalaması gözetilerek, hesaplanan tazminattan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 51 nci maddesi uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, bu nedenlerle davalının taksirle sebebiyet verdiği orman yangını için idarenin uğradığı toplam 23.961,19 TL zarardan %10 hakkaniyet indirimi yapılmasının uygun olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 21.565,07 TL maddi tazminatın olay itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalının kanuni temsilcilerinden alınarak davacı idareye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; bilirkişi raporunda belirtilen periyotlarda yapılan uçuşların ... süresi içinde kaldığından dolayısıyla helikopter bedelinin istenemeyeceği ve yalnızca 23.961,19 TL tazminat tutarı olduğu tespitine itiraz ettiklerini, yangında günlük uçuş limitinin dolmamış olduğu düşünülse bile yıllık bazda hesap edilen uçuş garantisinin aşılmasında da bu uçuşun da etkili olduğu düşünülünce verilen kararın hatalı olduğunu, genel müdürlükten ayrıca yıllık bazda da aşım olup olmadığı ve firmaya ... harici bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili; davaya konu olayda 14 yaşında ve sınırda zeka kapasitesi bulunan küçüğün babasından habersiz eline aldığı çakmakla oynarken yangına sebebiyet verdiğini, babanın araziye çalışmaya gittiğini ve ceketini çıkarıp astığını, davalıların özen görevine aykırı bir tutumunun olmadığını, davalıların alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle küçüğü gözetim altında bulundurduklarını, davalı ve ailesinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik şartlar, eğitim düzeyleri, yaşam koşulları, köy yerinde çiftçilikle uğraşan bir aile olması ve küçüğün sınırda zeka kapasitesi olması gibi hususlar nedeniyle davanın reddedilmesi yönündeki taleplerinin Mahkemece kabul görmediğini, zarara sebep olan küçüğün akli dengesi, ailenin sosyal ve ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda uygulanan % 10 indirim oranının düşük olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda küçüğün, babasının cebinden aldığı çakmak ile yaktığı ateşin rüzgarla ormana ilerlediği ve meydana gelen orman yangınında 25 dekarlık sahanın yandığı, küçüğün 14 yaşında ve sınırlı zeka kapasitesinde olmasının davalıların küçüğe karşı daha özel bir özen göstermelerini gerektirdiği, buna rağmen küçüğün ormana yakın tarlada çakmakla baş başa bırakılmasının davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermediklerinin kanıtı olup meydana gelen zarardan sorumlu oldukları, tazminat miktarı yönünden ise, kaldırma kararı sonrasında dosyaya gönderilen kiralanan helikopterlere ilişkin sözleşmeler ve yangın sicil fişi ile uçuş çizelgelerinin incelenmesinde, kiralanan helikopterlerin genel maksat helikopter kiralaması işi hizmet alımı kapsamında yapıldığı, ... ile yüklenici dava dışı şirket arasında ... edilen saat karşılığı bedelli sözleşme imzalandığı, ödemelerin 15 günlük periyotlar ile 25 saat üzerinden yapılacağı, teknik şartnamede ise helikopterler için günlük ... edilen sürenin 1 saat 40 dakika olduğu, fiilen yangına müdahale eden helikopterin ... edilen süreyi aşmadığı ve kira ücretlerine ilave olarak herhangi bir ödeme yapılmadığının belirlendiği, sözleşmede öngörülen bedel dışında ayrıca bu yangın söndürmede kullanılmasından dolayı bir bedel ödediği ispat edilemediğinden helikopter için kullanım bedeline ilişkin isteminin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, yangını söndürmek için davacı idare tarafından 395,25 TL işçilik prim gideri, 828,61 TL akaryakıt gideri, 21.432,00 TL arazöz gideri, 975,00 TL dozer gideri, 330,33 TL treyler giderinin dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilmiş ise de, davacı idare tarafından söndürmede kullanılan arazözler ve dozerin özel olarak kiralanan araç niteliğinde olmadığından saat (kiralama) ücretleri genel idare masrafları içerisinde kaldığından (8 adet arazöz için 13,824,00 TL, 2 adet su ikmal aracı için 6.912,00 TL, 1 adet ilk müdahale aracı için 696,00 TL, 1 adet dozer gideri 975,00 TL hesaplanan toplam) 22.407,00 TL'nin talep edilemeyeceği, buna karşılık davacı idarenin yangın mücadele primi adı altında ödediği 395,25 TL ek gider ile söndürmeye katılan araçlar için 828,61 TL ve 330,33 TL akaryakıt giderinin genel idare gideri kapsamında kalmadığından gerçek zarar niteliğinde tazmini talep edilebileceğinden toplam 1.554,19 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekli iken gerçek zarar kapsamında talep edilemeyecek kısımlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan davalılar vekilinin tazminat miktarına yönelen istinaf isteminin kabulü gerektiği, somut olayda olayın taksirle meydana gelmesi dikkate alındığında Mahkemece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 51 nci maddesi uyarınca % 10 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olmasına davacının açık bir istinaf itirazı olmadığından ve davalıların uygulanan %10'luk hakkaniyet indiriminin düşük olduğu yönündeki istinaf istemleri yerinde görülmediğinden 1.554,19 TL tazminatttan % 10 oranında indirimi ile 1398.77 TL tazminatın hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin tazminat miktarına yönelen istinaf istemi dışında tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin esastan reddine, davalılar vekilinin tazminat miktarına yönelen istinaf istemini kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile 1.398,77 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 369 ncu maddesi uyarınca davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca yangını söndürmek için yapılan tüm giderlerin tazmininin gerektiğini, davalıların sebep olduğu yangın nedeniyle uğradığı zararın büyüklüğü düşünüldüğünde tazminattan indirim yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı küçüğün haksız fiili ile 4721 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesi uyarınca ev başkanı olan diğer davalıların gözetim ve özen görevini yerine getirmemesi nedenine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun’un 49 vd. maddeleri.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2023 tarihli ve 2022/3-722 E., 2023/294 K. sayılı ilamı,
3.Emsal nitelikteki Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/2114 E., 2022/235 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. İstinaf aşamasında ileri sürülmemiş olan hakkaniyet indiriminin temyiz aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesinde; ''Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'' hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesine göre şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.
3. Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin mal varlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür.
4. Orman İdaresinin; ormanlık alanlarda veya bu alanlara sıçrama olasılığına karşı özel mülkiyete konu taşınmazlarda çıkan yangınların söndürülmesi nedeniyle yapmış olduğu; iaşe giderleri, yangında çalışan işçilere (toplu ... sözleşmesi vb. nedenlerle) ödediği tazminatlar, yangın yerine ulaşım için kullandığı araçlar ile yangını söndürmede kullandığı arazöz, dozer ve diğer hava araçları nedeniyle yaptığı giderlerin; gerek haksız fiilin meydana gelmesi, gerekse bu haksız fiilden kaynaklanan zararın daha da büyümemesi için yapılmış olduğu gözetildiğinde, orman idaresinin yapmış olduğu işbu giderlerin tamamını gerçek zarar ilkesi kapsamında haksız fiilin sorumlularından isteyebileceği, diğer bir anlatımla; bu giderlerin, genel idare giderleri olarak kabul edilemeyeceği hususu, yukarıda yer verilen Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz ilamları ile kabul edilmiştir.
5. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava, orman yangınına neden olunması sonucunda yangına müdahale nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı idare dosya kapsamı itibariyla davalı küçüğün haksız fiili ve ev başkanı olan davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle çıkan yangına müdahale etmiş; yapılan işçi, araç, arazöz ve helikopter masrafının davalıdan tazminini istemiştir.
Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu edilen yangından, davalı küçüğün haksız fiili nedeniyle kusurlu, ebeveynleri olan diğer davalıların ise kusursuz sorumlu oldukları çekişmesiz olduğuna göre, davacı idarenin yapmış olduğu bu giderleri gerçek zarar ilkesi uyarınca davalılardan isteyebileceğinin gözetilmesi, davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmak ve gerekirse görüşüne başvurulan bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.