"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen kooperatif genel kurul kararının iptali ile kayyım atanması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın reddine, birleşen 2016/1046 E. sayılı davanın usulden reddine, birleşen 2016/1070 E. sayılı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davalarda davalı vekili Avukat ..nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili; İzmir İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinin 20.07.2016 tarihinde çoğunluk aranmaksızın toplandığını, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve merkez birliği delege listelerinin usulsüz olarak hazırlandığını, hazirun cetvelinin imzalanması, üyelerin salona alınması, gündem maddelerinin görüşülmesi, oylamanın yapılması, divana yapılan yazılı ve sözlü itirazların değerlendirilmesi, divana sunulan listelerin incelenmesi, oyların sayımı noktasında yapılan usulsüzlükler, divan seçilmesindeki ve divan raporlarının hazırlanmasındaki usulsüzlük, genel kurul gündem maddelerinin görülmesi ve oylanmasındaki usulsüzlük, seçim sırasında sunulan oy pusulası ve oy tasnifi sırasında yapılan usulsüzlükler nedeniyle seçime ilişkin maddenin iptalinin gerektiğini ileri sürerek; gerek aday oy pusulaları, gerek oyların tasnifi ve tutanağa bağlanması nedeniyle yoklukla malul olan genel kurul kararının iptaliyle, ileride telafisi güç zararların doğması ihtimaline göre 20.07.2016 tarihli genel kurulun seçime ilişkin 30. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili; 20.07.2016 tarihli birlik genel kurul toplantı tutanağının yönetim kurulu faaliyet raporlarının ve yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesine ilişkin 5. ve 8. maddelerinin, denetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin 6. maddesinin, 2014-2015 yılları bilanço ve gelir-gider tablosu hesapların ibra edilmemesine ilişkin 7. maddesinin açıkça hukuka ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu, bunun yanı sıra genel kurulda hazirun imzalanması, üyelerin salona alınması, gündem maddelerin görüşülmesi, oylamaların yapılması, divana yapılan yazılı ve sözlü itirazların değerlendirilmesi, divana sunulan listelerin incelenmesi konularında usulsüzlükler bulunduğundan seçime ilişkin maddelerin iptalinin gerektiğini ileri sürerek; 20.07.2016 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların, özellikle yönetim ve denetim kurulu ile mali raporların ibra edilmemesine ilişkin alınan (5,6,7,8. maddelerindeki) kararların iptaline karar verilmesini istemiştir.
3.Birleşen 2016/1070 E. sayılı davada davacılar vekili; birliğin 20.07.2016 tarihinde 2014-2015 yılları olağan genel kurul toplantısı sonrasında ... tarafından genel kurul kararlarının iptali ve seçime ilişkin 30 uncu maddenin yürütmenin duruldurulması talepli olarak 2016/959 E. sayılı (asıl) davanın açıldığını, açılan davada Mahkemenin 02.08.2016 tarihli kararıyla genel kurul toplantısının seçime ilişkin maddesinin yürütmesinin durdurulmasına, ticaret sicile bildirilmesine karar verildiğini, bu karara itiraz edildiğini, yürütmeyi durdurma kararıyla birlikte birliğe kayyım atanmadığını, birliğin fiilen organsız kaldığını beyan ederek; tedbiren birliğe kayyım atanmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; asıl davada davacı ...'in ibra edilmeyen eski yönetim kurulu başkanı olup, genel kurulu yasal mevzuata uygun toplantıya çağırma görevinin davacının başkanlığını yaptığı yönetim ve denetim kuruluna ait olduğunu, Kuruluş Belgesinin 32. maddesine göre divanın oluşturulduğunu, 33. maddeye uygun olarak hazirun listelerinin hazırlanıp imzalatıldığını, 37. madde kapsamında gizli oy, açık tasnif usulünün uygulandığını, davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun (1163 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi uyarınca seçimle ilgili muhalefetini tutanağa geçirtmediğini, bu nedenle dava açma hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sunulan genel kurul tutanaklarında genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığının, divan seçimine ilişkin olumsuz tutanağı ve raporun bulunmadığının anlaşıldığı, bunun dışında divan seçimiyle ilgili genel kurulun yoklukla malul olmasını gerektirir kanaat oluşturacak bir halin tespit edilmediği, seçime katılanların sayısının, sandıktan çıkan oy sayısının, iptal edilen oy sayısının tutanağa yazılmamış olması konusunda yapılan değerlendirmede; söz konusu hususların sunulan tutanaklarla anlaşılabilir mahiyette olduğu, kaldı ki bilirkişiler tarafından da sayım ile belirlendiği, sadece bu nedenle seçimin iptalinin hakkaniyete uygun olmadığı, asıl davada seçimi kazanmamış olan listede ismi yer alan kişilerin toplantıya katılmamış olmasının, bu kişilerin bulunduğu listenin seçimi kazanması durumunda değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu, kaldı ki seçime katılmayan kişinin seçilmesi durumunda onun yerine yedek olanın atanmasını gerektireceğinin dikkate alındığı, bu konunun da seçimin yoklukla malul olmasını gerektirmediği, birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacıların ibra edilmemesine ilişkin genel kurul kararlarının hakkaniyete aykırı olduğu ve iptali gerektiği talebi ile ilgili yapılan değerlendirmede; birleşen davada davacı olarak yer alanlar hakkında İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2017/790 E. sayılı sorumluluk davasının açıldığı, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince sorumluluk davasının açılmış olması karşısında ibra edilmeme yönündeki genel kurul davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, yargılama sırasında asıl davalı birliğe tedbiren kayyım atandığından birleşen 2016/1070 E. sayılı davanın konusunun ortadan kalktığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davalarının reddine, birleşen 2016/1070 E. sayılı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; genel kurulda yapılan seçime ilişkin oyların kullanımı ve oy sayımı konusunda usulsüzlükler bulunduğunu, birleşen 2016/1070 E. sayılı davada davacı olanlar tarafından Mahkemeye sunulan 30.10.2018 tarihli dilekçelerde katılan sayısından fazla oy kullanıldığının ve bu nedenle 35 oyun iptal edildiğinin ikrar edildiğini, aday listelerinde seçime katılmayan kişiler ile seçilme yeterliliğine sahip bulunmayan kişilerin yer aldığını, önceki yönetimin ibrasına dair oylama usulünce gerçekleştirilmediği gibi ibra edilmeme gerekçesinin belirtilmediğini, oy tasnif tutanağı usulüne uygun düzenlenmediği için bir kısım oyların keyfi olarak değerlendirme dışı bırakıldığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf sebeplerini tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleri değerlendirilmeksizin gerekçesiz olarak istinaf başvurusunun reddedildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesi,
2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca, bölge adliye mahkemesi kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
3. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
4. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
5. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulamagerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
6. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince, Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, kararın hangi sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermediği görülmüştür.
7. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek, anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren, önceki hüküm sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır.
8. Bozma sebebine göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,
2. Bozma sebebine göre asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,
17.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak asıl ve birleşen 2016/1046 E. sayılı davada davacılara verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.