Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1906 E. 2023/3311 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle hastanın maddi ve manevi tazminat isteminde bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin ilk kez istinaf aşamasında ileri sürdüğü aydınlatılmış onam eksikliği iddiasının yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olması ve re'sen dikkate alınamayacak olması, ayrıca alınan bilirkişi raporları ve ATK raporunda davalı doktora ve hastaneye kusur atfedilebilecek bir bulguya rastlanılmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının çocuk sahibi olma isteği ile davalı şirkete ait Özel ... Hastanesinde tedaviye başladığını, tüp bebek servisinde davalı Doç. Dr. ... tarafından yapılan muayene neticesinde davacıya "... Çikolata Kisti" tanısı konularak 07.04.2017 tarihinde ameliyat olmak üzere hastaneye yatırıldığını, aynı gün davalı doktor tarafından ameliyat edildiğini, ameliyat sonrasında yaklaşık 5 gün hastanede yatacağı belirtilen davacının henüz yaraları iyileşmemişken herhangi bir açıklama yapılmadan ameliyatın ertesi günü 08.04.2017 tarihinde taburcu edildiğini, taburcu edildikten sonra davacı aynı gece yoğun ..., bulantı, kusma, karında şişkinlik, hazımsızlık gibi şikayetlerle tekrar hastaneye başvurmuşsa da gaz sancısı gibi tanılarla müdahale edilmeyerek davacının eve gönderildiğini, davacının ... ve sancıları her geçen gün artmakla birlikte bir süre sonra karnından dışarıdan duyulacak ve bir başkasına rahatsızlık verecek derecede oldukça belirgin seslerin ve guruldamaların gelmeye başlaması üzerine defalarca hastaneye başvuru yaptığını, tüm bu ısrarlar karşısında müvekkilinin 5 gün daha davalı hastanede tedavi altına alındığını, gaz sancısı dışında herhangi bir tanı konulmaksızın ve davacının durumunda hiçbir değişiklik olmaksızın tekrar taburcu edildiğini, kısa bir süre sonra bacakları da şişmeye başlayan ve yürüyemez hale gelen davacının her geçen gün durumunun daha da kötüye gitmesi ve davalı hastane tarafından daha önce herhangi bir sonuca ulaşılamaması karşısında yakınları tarafından Özel Tekten Hastanesine götürüldüğünü, Özel Tekten Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniğinde dava dışı Op. Dr. ... tarafından muayene edilen davacının 29.06.2017 tarihinde derhal hastaneye yatırılarak ameliyata alındığını, ameliyat sonrasında bir süre yoğun bakımda kalan ve ameliyatla yalnızca hayati fonksiyonlarının devamı sağlanan davacının aynı hastanede ikinci kez ameliyata alındığını, ameliyatının ertesi günü davacının dikişlerinin açılmaya başladığını, iltihap nedeniyle dikişleri tutmadığı için yine 4 gün yoğun bakımda kaldığını, yaralarının tamamen açık olması ve hastane ortamının enfeksiyona sebebiyet verebilecek durumda olması sebebiyle doktorlarca ... Üniversitesi Hastanesi'ne sevkinin sağlandığını, burada da üçüncü ameliyatını geçiren davacının 17 günlük yoğun bakım tedavisi sonrasında servise alınarak uzun bir müddet hastanede kaldığını, davacının davalı hastanede gerçekleşen ilk ameliyatına ilişkin 08.04.2017 tarihli ameliyat raporuna; "pelvise bağırsaklar ileri derecede yapışıktı. Bağırsak diseksiyonu yapılarak uterusa ulaşıldı....Batından çıkarken serozası sıyrılan bağırsak yüzeyi dikildi." şeklinde düşülen nottan davacının mevcut durumuna davalı doktor ... tarafından yapılan ameliyat sırasında sebebiyet verildiğinin anlaşıldığını, zira ilk ameliyatına kadar hiçbir sağlık problemi olmayan davacının yalnızca çocuk isteği ile davalılara başvurduğunu ancak ameliyat sonrasında diğer doktorlarca da teşhisi konulan ve bağırsaklarında meydana gelen delinmeden kaynaklı vücut fonksiyonları durma noktasına gelen davacının tedavi sürecinin de yalnızca bu durumun sebebiyet verdiği hasarları kaldırmak amacıyla yapıldığının ortaya konulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile geçici ve sürekli ... gücü kaybı dolayısıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın, hastane masrafları ve tedavi masrafları dolayısıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 200.000,00 TL manevi tazminatın 07.04.2017 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacıya tıbbin gerektirdiği tetkik ve tedavinin başarı ile uygulandığını, davalı hastane ve doktora kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, davacının dilekçesinde de bahsettiği üzere başka bir merkezde başka bir doktor tarafından da ameliyat edildiğini, şikayetlerinin bu operasyon sebebiyle olup olmadığının tespit edilemediğini, davacının kistlerinin de alınmadığını iddia ettiğini ancak yapılan operasyonla kistinin alındığının sabit olduğunu, tazminat talepleri bakımından illiyet bağının tespitinin gerektiğini belirterek, davacının haksız ve yersiz davasının reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut uyuşmazlığın temelinin vekalet ilişkisine dayandığı, sözleşmeye aykırılık nedeniyle ortaya çıkan zarardan davalı doktor ve hastanenin kusursuzluklarını ispat yükü altında olduğu, Adli Tıp 7. İhtisas Kurulu'ndan alınan raporda; çocuk isteği nedeniyle ... Kadın Hastalıkları Hastanesi'ne başvuran kişiye 07.04.2017 tarihinde kadın infertilitesi ve ovarian kist tanısı ile uygulanan ameliyatın endikasyon ve tekniğinin uygun olduğu, ifadelerden geçirilmiş cerrahi öyküsü olduğu anlaşılan kişinin ameliyat esnasında batın içi organlarında ileri derecede yapışıklık tespit edildiği, ameliyat esnasında geliştiği bildirilen ince bağırsak serozasındaki sıyrılmanın, batın içi organları ileri derecede yapışık kişilerde batın eksplorasyonu esnasında her türlü dikkat ve özene rağmen görülebilen bir komplikasyon olduğu, ince bağırsak serozasının ameliyat esnasında dikildiği, dolayısıyla komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, 08.04.2017 tarihli patoloji raporundaki bulgular da dikkate alındığında, ovarian kist eksizyonunun yapılmış olduğunun anlaşıldığı, karın ağrısı, kusma şikayetiyle 21.04.2017 tarihindeki başvurusunda tespit edilen mekanik bağırsak tıkanıklığının bu tür batın operasyonlardan sonra her türlü dikkat ve özene rağmen görülebilen bir komplikasyon olduğu, bu komplikasyona yönelik konsültasyon, takip ve tedavisinin yapıldığı, dolayısıyla komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, 12.05.2017 tarihli başvurusu sonrası kontrole çağrılan kişinin aynı hastaneye tekrar başvurusunun olmadığı, dolayısıyla hekimin takibinden çıktığı, tüm bu bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde, Dr. ... ve kişinin tedavisine katılan hekimlerin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, hizmeti sağlık personeli aracılığı ile yürüten idarenin görünür bir hatası tespit edilmediği yönünde rapor düzenlendiği, Adli Tıp Kurulu raporuna yapılan itirazlar sonrasında Mahkemece dosyanın üniversitelerde görevli akademik ünvana sahip Kadın Hastalıkları Uzmanı, Anestezi Uzmanı ve Adli Tıp Uzmanından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bilirkişilerden Adli Tıp Uzmanı ve Kadın Hastalıkları Uzmanı; Doç. Dr. ... ve vermeyi taahhüt ettiği sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığı ile yürüten davalı ... idaresine atfı kabil kusur bulunmadığı yönünde görüşlerini bildirmişseler de, görevlendirilen diğer Anestezi Uzmanınca ayrıksı rapor sunularak diğer bilirkişilerin aksine doktorun kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülerek, çelişkinin giderilmesi ve taraf itirazı da dikkate alınarak rapor aldırılmak üzere ... Tüketici Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re'sen tayin edilecek 1 Kadın Doğum Uzmanı, 1 Anestezi Uzmanı ve 1 Adli Tıp Uzmanından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmesine karar verildiği, bilirkişi heyetince hazırlanan raporda; davalı Doç. Dr. ...'nın yapmış olduğu ameliyata ait tıbbi evrakta ve takip evrakında bağırsak perforasyonunun bu ameliyatta geliştiğinin tıbbi delillerinin bulunmadığı, ayrıca bağırsak tıkanmalarında spontan olarak da bağırsak delinmesi meydana gelebileceği tıbben bilinmekle birlikte davalının yapmış olduğu ameliyat ile bağırsak perforasyonunun kesin illiyetinin kurulamadığı, tüm bu bulgular birlikte değerlendirildiğinde davalı Doç. Dr. ... ve vermeyi taahhüt ettiği sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığı ile yürüten davalı ... idaresine atfı kabil kusur bulunmadığı hususlarında görüş bildirildiği, alınan her iki bilirkişi heyet raporunda ve ATK raporunda doktora ve hastaneye herhangi bir kusur izafe edilmediği de göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının tedavi olmak amacıyla gittiği hastanede davalı doktor ... tarafından gerçekleştirilen operasyon sonrasında süregelen rahatsızlıkları sebebiyle çok sayıda ameliyat geçirdiğini, bu sebeple vücudunda ve organlarında kalıcı hasar meydana geldiğini, müvekkilinin bahse konu ameliyat sebebiyle maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü, müvekkilinin yumurtalıklarında bulunan kistin alınması amacıyla gerçekleştiren ameliyatta müvekkilinin bağırsaklarına zarar verildiği, tedavi amacıyla gerçekleştirilen ameliyatın da sonuca ulaşmadığını, müvekkilinin kistlerinin de alınmadığının ... Üniversitesi Kadın Doğum Bölümünde 13.04.2017 tarihinde yapılan ultrason sonuçları ve raporu ile de ortaya konulduğunu, zira adı geçen ve dilekçe ekinde sunulan raporda müvekkilinin halen sağ ve sol overinde kist bulunduğunun rapor edildiğini, tıp biliminin gereklerine ve hukuka aykırı davranan davalıların müvekkili yönünden tazminat sorumluluğu olduğu kanaatinin ortaya çıktığını, yine Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, Prof. Dr. ...imzalı ayrıksı raporun sonuç bölümünde, ilk operasyonda gelişen bağırsak delinmesi ardından ilerleyen günlerde olası hayatı tehdit edecek sonuçlara neden olabileceğinden hastanın yakın takibe alınmadığı ve 08.04.2017 tarihinde taburcu edildiği, hastanın mükerrer kez başvurmasına rağmen bu yaklaşımın sağlanmadığı açık ve net bir şekilde ifade edildiğini, ayrıksı verilen rapor ile müvekkiline yapılan tıbbi müdahalelerin ve sonrasındaki tıbbi yaklaşımların kusurlu olduğunun anlaşıldığını, onam formunda gelişecek komplikasyonların açıklanmasında bilgi eksikliklerinin bulunduğunu, bu tespitlere rağmen müvekkilinin açtığı davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından imzalı bilgilendirme onam formu incelendiğinde, bu formda ameliyatın riskleri başlığı altında özetle; çevre organların, bağırsakların zarar görebileceği durumunun ortaya çıkabileceğinin belirtilmiş olduğunun görüldüğü, Adli Tıp Kurumunun 26.02.2021 tarihli raporu ile Anestezi ve Genel Cerrahi, Kadın Doğum Uzmanlarından oluşan heyetten aldırılan 06.01.2022 ve 31.05.2022 tarihli raporlar incelendiğinde; operasyon öncesi ve sonrası dahil olmak üzere operasyonda dolayı doktora ve hastaneye atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığının, tıbbın gereklerine uygun hareket edildiğinin belirtildiğinin görüldüğü, somut olayda davalılardan kaynaklı kusurlu bir eylemin bulunmadığının Mahkemece aldırılan her iki raporda belirtilmiş olması, operasyon öncesi davacının geçireceği operasyon ile ilgili bilgilendirilmiş olunması birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görüldüğünden, ... 2. Tüketici Mahkemesinin istinafa konu edilen 06.10.2022 tarihli ve 2018/199 E., 2022/418 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, müvekkilinin tedavisine devam edildiğini, kalın bağırsağının büyük oranda alınması neticesinde kalın bağırsağını kullanamadığını, sürekli olarak yarasına bağlı torba ile yaşadığını, yaklaşık bir buçuk senedir yaşamına hastanelerde devam ettirdiğini, evde kaldığı süreçte de gerek ailesine gerek kendisine eziyet verecek derecede yaşama tutunmaya çalıştığını, bu süreçte müvekkilinin hiçbir şekilde sosyal ilişki kuramadığını, gerek enfeksiyon riski sebebiyle gerek yaralarının sebep olduğu iltihabın oldukça ağır kokusu karşısında ziyaretçi dahi kabul etmekte zorlandığını, uzun süre yatağa bağlı yaşamını sürdürdüğünü, yaşanan mağduriyetin bu boyuta ulaşmasına davalıların sebebiyet verdiğini, hastanın tüm başvurularına rağmen erken önlem alınmadığını, müvekkilinin bundan sonraki yaşamında da hayat kalitesinin, sürekli bakıma ihtiyaç duyması ve vücudunda kalıcı hasarın meydana gelmesi sebebiyle düşeceğini, Yerel Mahkemece her ne kadar kusur sorumluluğu hukuki gerekçesine dayanarak davanın reddine karar verilmişse de davalıların sorumluluğunun kusursuz sorumluluk niteliğinde olup sorumluluğunun ortadan kalkması için kurtuluş beyyinesi sunamayan davacılar hakkında verilen davanın reddi kararının yasaya aykırı olduğunu, dosyada alınan Prof. Dr. ... ... ... ve Prof. Dr. ... raporda, hastanın klinik değerlendirme raporu bölümünde hastanın onam formunda bu özel durumu açıklayan ve gelişecek komplikasyonları açıklayan bilgi eksikliklerinin mevcut olduğunun beyan edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; davalı özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi'' başlıklı 141 inci maddesi.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 400 üncü maddesi.

3. Aynı Kanun'un 502 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davanın temeli TBK'nın 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı ... ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki ... gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

2. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir ... gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, operasyon öncesi davacının geçireceği operasyon ile ilgili bilgilendirilmiş olduğu değerlendirmesiyle hüküm kurulmuş olması doğru değilse de, davacı vekilince ilk kez istinaf aşamasında ileri sürülen hastanın onam formunda bu özel durumu açıklayan ve gelişecek komplikasyonları açıklayan bilgi eksikliklerinin mevcut olduğunun belirtildiği yönündeki temyiz itirazının; davacı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmeyen aydınlatılmış onam vakıasının Mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında da ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle reddinin gerektiği, yargılama sırasında alınan ATK raporu ve bilirkişi kurul raporlarının birbiriyle uyumlu olup, davalı Doç. Dr. ...'nın yapmış olduğu ameliyata ait tıbbi evrakta ve takip evrakında bağırsak perforasyonunun bu ameliyatta geliştiğinin tıbbi delillerinin bulunmadığı, ayrıca bağırsak tıkanmalarında spontan olarak da bağırsak delinmesi meydana gelebileceği tıbben bilinmekle davalının yapmış olduğu ameliyat ile bağırsak perforasyonunun kesin illiyetinin kurulamadığı, davalı Doç. Dr. ... ve vermeyi taahhüt ettiği sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığı ile yürüten davalı ... Ltd. Şti.'ye atfı kabil kusur bulunmadığının tespit edilmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.