Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1913 E. 2024/1213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışına eğitime gönderilen bir kişinin eğitimini tamamlayamaması sebebiyle oluşan masrafların, asıl borçlu ve kefillerden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kefillerin eşlerinin kefalete rıza gösterdikleri belgelerde kefalet tarihinin bulunmaması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 584. maddesinde öngörülen şekil şartını taşımadığından kefalet sözleşmesinin geçersizliğine ve kefillerin sorumluluğunun olmadığına karar verilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1952 E., 2022/3024 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/18 E., 2021/126 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ...'ın 1416 sayılı Kanun uyarınca Ağrı ...Üniversitesi adına ve ... hesabına öğrenim yapmak üzere yurt dışına gidecek öğrencilerin imzalaması gereken taahhütnameyi imzalayarak, Muhasebe ve Finansman alanında master yapmak üzere resmi-burslu statüde ABD'ye gönderildiğini, davalılar... ve...'ın da 25.09.2012 tarihli kefaletnameyi imzaladıklarını, davalının Bakanlığa yazdığı 10.09.2016 tarihli dilekçesinde; bir dersten başarısız olduğunu, 30.06.2016 tarihinde okulca ilişiğinin kesildiğini ve eğitim aldığı okul tarafından eğitiminin sonlandırıldığını bildirerek, ülke değişikliği yaparak başka bir eğitim kurumunda yüksek lisans yapmayı talep ettiğini ancak davalının talebinin kalan sürenin ülke değişikliği için yeterli olmadığının anlaşılması üzerine reddedildiğini, 12.01.2017 tarihi itibariyle öğrencilikle ilişiği kesilerek mevzuat uyarınca tazminat takibatına geçilmesi hususunda Bakanlık olurunun alındığını, davalılara borcun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini belirterek, taahhütnamede belirtilen alacakların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; müvekkilinin ülkesine hizmet için gittiği yurt dışı eğitiminin çeşitli sebeplerle sekteye uğraması ve istediği sonucu alamamasının sorumluluğunu taşıdığını, eğitim süresi ve şartlar düşünüldüğünde Bakanlığın bilgisi dahilinde bu okula gittiği ve ciddi bir masrafa girdiğinin de ortada olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin 12.01.2017 tarihinde temerrüde düştüğü belirtilmişse de müvekkiline bu yönde yapılan hiçbir bildirim olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalılar...vekili; 25.09.2012 tarihli ve 9030 yevmiye numaralı kefaletnamenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinin birinci fıkrasına uygun düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu, davalılarca Noterde yüklenme senedi ve kefalet sözleşmesi akdedilirken eş muvafakatinin alınmadığını, kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra eş tarafından verilen onayın sözleşmeyi geçerli hale getirmeyeceğini, dava dosyasında mevcut üç adet eş muvafakatine benzer evrak bulunmakta ise de bunların ne zaman hangi şartlarda nasıl alındığının tespit edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bakanlık tarafından davalı .......,la gönderilen 06.06.2018 günlü yazıda, 124.694,76 USD ve 30.723,12 TL tutarında harcamanın yazının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, yazının 08.06.2018 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bilirkişi raporuna göre davacı Bakanlık tarafından davalı ...'a 126.179,76 USD harcama yapıldığı, davalının bu miktarları davacıya ödediğini ispat edemediği, somut uyuşmazlıkta taahhütname ve kefalet senedi yazılı olarak yapılmış ise de, kefil olan davalılar... ve...'ın sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin, kefiller tarafından el yazısıyla yazılmadığı, bu haliyle ortada 6098 sayılı Kanun'un 583 üncü maddesi gereği şekil şartlarını taşıyan bir kefalet sözleşmesinin olmadığı, bu durumda davalılar... ve...'ın ne adi kefil ne müteselsil kefil oldukları gerekçesiyle; davanın davalı ... yönünden kabulü ile; 126.179,76 USD'nin temerrüt tarihi olan 09.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, 30.723,12 TL'nin temerrüt tarihi olan 09.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalılar... ve... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; kefalet senedinde miktar açıkça yazılı olduğundan ve yasal düzenlemelere göre kefalet senedi geçerli olduğundan davalı kefillerin de sorumlu olmaları gerektiğini, faizin temerrüt değil sarf tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili; kefillerin eşlerinden alınan muvafakatların sonradan düzenlendiğini, müvekkilinin yüklenme senedindeki yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin kabul görmeyeceğini bildiği bir üniversiteye ailesinden yüksek meblağda para alarak kendi kendine gittiğinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyecek olup, eğitim süresi ve şartlar düşünüldüğünde Bakanlığın bilgisi dahilinde bu okula gittiğinin ve ciddi bir masrafa girdiğinin de ortada olduğunu, olayın aslen kurumun başvurulara geç cevap vermesinden kaynaklandığını belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının süresinde taahhüt ettiği şekilde eğitimini tamamlayamadığı, denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların imzalanan taahhütnameye uygun olduğu, dava konusu taahhütnamede faizin hangi tarihten itibaren başlatılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle 6098 sayılı Kanun'un 117 ve devamı maddelerine göre temerrüt tarihinin belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı kefiller tarafından imzalanan kefaletnamede tarihin yazılı olmadığı, bu haliyle kefaletnamenin aynı 583 üncü maddesindeki şartları taşımadığı anlaşılmakla, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından tarafların istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davalılar vekilinin 14.03.2023 tarihli tavzih dilekçesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; Dairenin 2021/1952 E., 2022/3024 K. ve 08.12.2022 tarihli kararı ile "Harçlar Kanunu gereğince davalı Seyit Ahmet ... Tegin'den alınması gereken 65.044,87-TL istinaf karar harcından peşin alınan 16.261,30-TL'nin mahsubuyla bakiye 48.783,57-TL istinaf karar harcının davalılardan tahsiline" yazılmış olup, kararın davalılardan kısmının davalı ... ......,'den olarak şeklinde düzeltilmesi gerektiğini beyanla, hükmün tavzihini veya tashihinin talep edildiği, dosya içindeki tüm deliller ve davalılar vekilinin hükmün tamamlanması talebi birlikte değerlendirildiğinde; davalılar vekili tarafından İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı 12.04.2021 tarihli dilekçeyle istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin talep ve sonuç kısmında ''Diğer davalılar ... ve ... açısından (kefalet aynı zamanda eş muvafakati eksikliğinden de geçersiz olduğundan) gerekçe yönünden eksik hüküm kurulduğundan gerekçe yönünden istinaf talebimizin kabulünü talep ederiz.'' ibarelerinin yazıldığı, davalılar... ve...'in de gerekçe yönünden istinaf talebinde bulunduğu, Dairenin kararı içeriğinin istinaf dilekçesi ve dosya içeriğiyle uyumlu olduğu anlaşıldığından, davalılar vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; yurt dışına eğitim için gönderilen davalı personelin doktora eğitimini başarılı olarak tamamlayamaması sebebiyle kendisine yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'un 19 uncu maddesinin birinci fıkrası,

2. 6098 sayılı Kanun'un 117, 583 ve 584 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 6098 sayılı Kanun'un 583 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." denilmiştir.

2. Aynı Kanun'un 584 üncü maddesinde; "Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.

" denilmiştir.

3. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle davalı asıl borçlu ......., ...'ın süresinde taahhüt ettiği şekilde eğitimini tamamlayamamasına, adına tahakkuk edilen miktarı ödemekle sorumlu olmasına, yurt dışı eğitim masrafları nedeniyle ilgilinin sorumluluğunun ve ödenmesi gereken borç miktarının yüklenme senedine göre tespit edileceğinin açık bulunmasına, taahhütname ve kefalet senedi yazılı olarak yapılmış ise de, kefil olan davalılar... ve...'ın eşlerinin, verilen kefalete karşı imzaladıkları rıza belgelerinde kefalet tarihinin yazılı olmaması nedeniyle 6098 sayılı Kanun'un 584 üncü maddesi gereğince alınmış bir rızanın bulunmamasına, dolayısıyla şekil şartlarını taşıyan bir kefalet sözleşmesinin olmadığının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.