"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/155 E., 2023/204 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/435 E., 2021/360 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin İzmir'de faaliyet gösteren ......,Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı kurumca 12.09.2013 tarihli yazı ile müvekkilinin 01.02.2012-01.07.2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan Eczane Protokolüne aykırı hareket ederek hastaneden yönlendirme faaliyeti yaptığı gerekçesiyle sözleşmesinin üç ay süreyle askıya alındığının bildirildiğini, 18.09.2013 tarihinden 18.12.2013 tarihine kadar eczanenin SGK bağlantı ekranının kapatıldığını, ayrıca usulsüz olduğu iddia edilen 18 adet reçete bedeli olan 44.048,23 TL'nin yasal faiziyle birlikte müvekkilinin kurumdan olan alacağından mahsubuna karar verildiğini, kuruma fatura edilen 18 adet reçetenin İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Hastanesi çalışanları ile müvekkilinin hastanede bulunan çalışanı tarafından yönlendirildiğinin iddia edildiğini, buna karşılık İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/461 E. 2015/138 K. sayılı dosyasında muarazanın giderilmesi talebiyle açmış oldukları davanın, kurum tarafından uygulanan işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kabulüne karar verildiğini ve hükmün derecattan geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin üç ay boyunca reçete sahiplerine ilaç satamamasının neredeyse iflasına sebep olduğunu, müşterilerini ve ticari itibarını kaybettiğini, borçlarını ve çalışanlarının maaşlarını ödeyemediğini, kesinleşen mahkeme kararı neticesinde kurum tarafından haksız olarak kesilen bedelin 09.07.2018 tarihinde 44.048,00 TL olarak hesabına yatırıldığını, ancak bu paranın faizinin ve mahrum kalınan kârın ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; 08.7.2021 tarihli dilekçesiyle de maddi tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 86.870,00 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili kuruma fatura edilen 18 adet reçetenin, hastane çalışanları ve hastanede bulunan davacı eczacı çalışanları tarafından eczaneye yönlendirme yapılarak toplandığının 25.04.2013 tarihli inceleme raporu ile tespit edildiğini, 2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.14 üncü maddesine aykırılık sebebiyle davacı ile yapılan sözleşmenin 3 ay süreyle feshedildiğini, yine protokolün 4.3.6 ncı maddesinde yer alan hüküm gereği reçete toplama ve yönlendirmeyle elde edildiği belirlenen reçete ve ilaç bedelleri toplamı 44.048,23 TL'nin davacı eczacıdan tahsil edildiğini, bu süreçte haksız veya hatalı bir uygulamanın bulunmadığını, inceleme ve denetim raporu doğrultusunda işlem yapılmak zorunda olduğunu, müvekkilinin kusurlu davranışından bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar muarazanın giderilmesi davası davacı lehine sonuçlanmış ise de İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/461 E. 2015/138 K. sayılı kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi neticesinde davalı kurum tarafından feshe konu edilen 18 adet reçete bedelinin davacı yana iade edildiği, yani eczaneye müşteri yönlendirme iddiasıyla başlayan işlemin, mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine davacıdan kesilen bedelin uhdesine geri döndüğü, davalı kurumun yaptığı işlemde kusuru bulunduğunun ispat edilemediği, bu nedenle davalıdan tazminat isteminde bulunulamayacağı, zira şikayet hakkının kullanılması durumunda nasıl tazminata hükmedilmesi hakkaniyete aykırı ise somut olayda da denetim görevini ve kanunun kendisine verdiği görevi yerine getiren kurumun yaptığı işlemde kusuru ya da hukuka aykırı bir fiili bulunmadığından tazminata mahkum edilmesi için gereken yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi raporuyla hesaplandığı üzere, eczanesinin kapalı kaldığı üç aylık sürede müvekkilinin en az 86.870,00 TL maddi zararının olduğunu, davalı kurumun taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak askıya alması nedeniyle kusurlu olup bu hususun İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararıyla sabit olduğunu, Anayasanın 10 uncu ve 125 inci maddeleri uyarınca, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olup hukuka aykırı eylemi nedeniyle kusurlu olan davalı kurumun, müvekkilinin maddi ve manevi zararını karşılaması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş biçiminde ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve yasal unsurları taşıdığı gerekçe gösterilerek, usul ve yasaya uygun bulunan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dava vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden kaynaklanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi,
2. Dairemizin 15.4.2021 tarihli ve 2020/8611 E. 2021/4193 K. sayılı kararı,
3. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.5.2018 tarihli ve 2016/7035 E. 2018/6025 K. sayılı kararı ile 06.11.2014 tarihli ve 2014/2975 Esas, 34564 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine ilişkin davanın davacı yararına sonuçlandığı anlaşılmakta ise de sözleşmeye aykırılık bulunup bulunmadığının ve feshin hukuka uygun olup olmadığının yargılamayı gerektirmesi, yapılan yargılama sonucuna göre de davalı kurumun sözleşmeyi feshetmesinde tazminat ödemesini gerektiren kusurlu bir davranışının bulunmadığı gibi fesih hakkını kötüye kullandığından da söz edilemeyeceği, davacının sözleşme hükümlerini kabul ederek sözleşmeyi imzalaması nedeniyle kâr mahrumiyeti iddiasında bulunarak tazminat talep etmesinin de hukuken olanaklı olmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.