"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2431 E., 2022/2850 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/591 E., 2020/745 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini, takibe dayanak yapılan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibin kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını iddia ederek, takip konusu borç yönünden borçlu olmadığının tespitini ve lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kira sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için müvekkili tarafından davacı aleyhine takip başlatıldığını, davacının kiralananı kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafça sunulan 11.06.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 2.000,00 USD olarak belirlendiği, imza itirazı üzerine grafolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda “KİRACI” ibaresi altına atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedeli tutarını ispat yükü altında olan kiraya verenin iddiasını yazılı delille ispat edemediği, davalının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığından tazminat talebinin reddi gerektiğinden bahisle; davanın kabulü ile davacının takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; kiracı sıfatı ile gayrimenkulü kullanmaya devam eden davacının, imzanın kendisine ait olmadığı iddiasını ortaya attığını, kiracının kendisi değil sahibi olduğu şirket olduğunu öne sürdüğünü, dava dışı şirket tarafından müvekkiline tebliğ edilen noter ihtarnamesiyle; aralarında var olduğu iddia edilen sözlü kira sözleşmesinin 31.08.2017 tarihi itibariyle feshedilerek gayrimenkulün boşaltacağının bildirildiğini, dava dışı şirketle aralarında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığını, bu yönde ihtara cevap verildiğini, davacının stopaj vergisi yükünden kurtulmak amacıyla kiralananı kendisi adına kiralayarak dava dışı ve sahibi olduğu şirkete kullandırdığının anlaşıldığını, gayrimenkulü kullandığını ikrar eden davacının söz konusu gayrimenkulde kiracı sıfatını haiz bulunduğunun ortada olduğunu, belediye memurları tarafından tutulan bir tutanağın da gayrimenkulün kiracısının davacı borçlu olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini, kiralananın davacıya ait kargo şirketinin deposu olarak kullanıldığını, davacının çeşitli belgelerdeki imzalarının da birbirine benzemediğini, mukayese imzaların yetersiz olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili; davalının borçlu olmadığını bildiği halde sahte bir kira sözleşmesi ile aleyhine icra takibi açtığını, davalının bu takibi kötüniyetli olarak başlattığının sabit olduğunu, lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kiraya verenin iddiasını yazılı delille kanıtlanması gerektiği, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre takip dayanağı kira sözleşmesindeki imzanın davacı kiracıya ait olmadığının anlaşıldığı, davalının kötüniyetinin sabit olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira bedelinin tahsili için başlatılan takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 200 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle davalı kiraya verenin kira ilişkisinin yanı sıra kira bedelini de ispat yükü altında bulunduğunun ve Mahkemece davacı asılın incelemeye esas imza örneklerinin alındığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.