Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1997 E. 2023/3893 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıplı aracın, tüketicinin seçimlik hakları kapsamında ayıpsız misliyle değiştirilip değiştirilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Araçtaki arızanın giderilmiş olması, aracın satış bedeli ve değer kaybı göz önüne alındığında, ayıpsız misliyle değişim talebinin satıcı için orantısız güçlük oluşturacağı ve iyiniyet kuralıyla bağdaşmayacağı değerlendirilerek, davacının temyiz itirazları reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1728 E., 2022/3113 K.

DAVA TARİHİ : 10.11.2016

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/2366 E., 2019/588 K.

Taraflar arasındaki ayıplı malın misliyle değişimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin şahsi kullanımı için 30.09.2015 tarihinde davalı firmadan... plakalı ... marka aracı satın aldığını, aracın henüz 7.000 km’de iken 01.09.2016 tarihinde yolda kalması üzerine davalıya ait servise götürdüğünü, davalı şirketçe müvekkilinden onay alınmaksızın motor aksanında tamirat yapılarak iade edildiğini, bu hususta davalıya şikayette bulunulmuş ise de bu görüşmelerden bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderilerek aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesinin istendiğini, araçtaki arızanın kullanıcı veya diğer bir etkene bağlı olmaksızın doğrudan fabrika hatasından kaynaklandığını ileri sürerek, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili; dava konusu aracın “ekrandaki tüm lambalar yandı, stop etti, çalışmıyor, aksiyon uygulansın” şikayetiyle müvekkiline ait servise çekildiğini, iş talimatına göre ve garanti kapsamında “egzost eksantrik mili yenilemesi” işlemi yapıldığını, araçta bir sorun kalmadığının anlaşılması üzerine 10.09.2016 tarihinde davacıya teslim edildiğini, değişimi yapılan parçanın mekanik bir aksiyon parçası olup araçta değer kaybına sebebiyet vermeyeceğini, bu nedenle aracın emniyetli olmadığı, ağır tamirat geçirdiği ve değer kaybına uğradığı iddialarının doğru olmadığını, davacının tamire onay vererek ücretsiz tamir hakkını kullandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte aracın misliyle değişimi yerine ayıp oranında bedel indirimi yapılabileceğini, misliyle değişimin hak ve menfaat dengesine aykırı olacağını belirterek, davanın reddini savunmuş; ayrıca davanın üretici firma ... Türk A.Ş.’ye ihbarını istemiştir.

2. Fer’i müdahil vekili; davacının iddialarının yerinde olmadığını, araçta değişimi yapılan parçanın mekanik bir aksiyon parçası olup değer kaybına sebebiyet vermeyeceğini, misliye değişimin ise hak ve menfaat dengesine aykırı olacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının, davaya konu aracın hem satıcısı hem de servis hizmeti veren şirket olduğu, aracın arızalanması üzerine davacı tarafından ayıplı olduğunun tespiti saikiyle teslim edilmesine rağmen davalı şirketçe, davacının açık onayı olmadan aracın onarımının yapıldığı, davalının bu şekildeki eyleminin, davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yer alan ücretsiz onarım hakkını kullandığı anlamına gelmeyeceği, zira davalıya bu yönde bir irade açıklamasında bulunduğuna ilişkin dosyaya yeterli bilgi ve belge sunulmadığı, davacının iş bu davayla seçimlik haklarından olan aracın ayıpsız misliyle değişimine yönelik iradesini ortaya koyduğu, sıfır araçta meydana gelen arızaların, satıcı tarafından giderilmiş olmasına rağmen aracın misliyle değiştirilebileceği yönünde emsal yüksek yargı kararlarının bulunduğu, bilirkişi raporlarına göre dava konusu araçta 6502 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi kapsamında gizli ayıp bulunduğu ve davacının da ayıplı araçla ilgili olarak ayıpsız misliyle değişimini tercih ve talep ettiği gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile dava konusu aracın ayıpsız misliyle değiştirilerek davacıya teslimine, eş zamanlı olarak ayıplı aracın takyidatlardan ari şekilde davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’i müdahil vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ve fer’i müdahil vekilleri ayrı ayrı sundukları istinaf dilekçelerinde; davalı şirkete ait servisin işe başlamadan önce davacıdan yazılı olarak onarım izni aldığını, böylelikle davacının seçimlik haklarından onarım isteğini kabul etmiş olduğunu, hem iş emrini hem de araç teslim formunu hiçbir ihtirazî kayıt ileri sürmeksizin imzalayarak aracı teslim aldığını, bu nedenle bilirkişi raporunda müşterinin yazılı onarım izninin alınmadığı yönündeki tespitin doğru olmadığını, araçta değişen parçanın da mekanik bir aksiyon parçası olup değer kaybı oluşturmayacağını; arızanın giderilmiş olmasının, onarım bedelinin aracın arızasına nispeten çok düşük değerde olup garanti kapsamında karşılanmasının ve arıza giderildikten sonra halen kullanılıyor olmasının araçtan beklenen faydanın sağlandığını gösterdiğini, bilirkişi raporunda da araçtaki arızanın giderilmiş olduğunun tespit edildiğini, kabul etmemekle birlikte değer kaybının 5.546,25 TL olarak hesaplandığını, buna rağmen aracın onarımdan sonra ayıpsız misliyle değişimine karar verilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir malın ayıplı olması halinde tüketicinin 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabileceği, ancak bu hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içerisinde hareket etmek zorunda olduğu, anılan Kanun maddesinin üçüncü fıkrası ile buna paralel mahiyette olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükümleriyle yasa koyucunun, hem hukuk prensibi olarak iyi niyet kurallarının hayata geçirilmesini hem de kanunda sayılan bu seçimlik haklardan herhangi birini tercih etmek yönünden tüketici serbest bırakılmış ise de bunun sınırı olarak taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesinin nazara alınarak sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken, varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara uğramasının da önüne geçilmesini hedeflediği, her iki düzenlemenin de esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun, karşı taraf için orantısızlık yaratmaması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında da takdir hakkını hakime yüklediği; Somut olaya gelince; bilirkişi heyeti tarafından dava konusu araçtaki değer kaybının 5.546,25 TL olarak belirlendiği, aracın satış değeri ile davacının bedelsiz onarımı kabul ettiği hususları da göz önüne alındığında, aracın misliyle değişiminin hakkaniyet kuralına aykırı olacağı gerekçe gösterilerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kabulü ile bilirkişi raporunda değer kaybı olarak belirlenen 5.546,25 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı; İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunu, kanun koyucunun seçimlik hakkı belirleme yetkisini tüketiciye vermiş olup, Mahkemenin tüketici yerine geçerek tercih yapmasının hukuka aykırı olduğunu, serviste aracın onarımı için onay verilmesinin tercih hakkını onarım ve bedel indirimi yönünde kullandığı anlamına gelmeyeceğini, Bölge Adliye Mahkemesince araçtaki arızanın basit olarak algılanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Tüketicinin seçimlik hakkı kapsamında, ayıplı aracın ayıpsız misliyle değiştirilip, değiştirilmeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi ile 366 ncı maddesi atfıyla 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme

1. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde, anılan Kanunun 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı aleyhine hükmedilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 5.546,25 TL olup hüküm tarihi itibariyle bu miktarın, temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.

2. 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.”

Üçüncü fıkrasında ise “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” hükümleri düzenlenmiştir.

3. Bu itibarla, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olup, dava konusu araçtaki arızanın giderildiğinin belirlenmesine ve aracın satış bedeli ile değer kaybı olarak tespit edilen miktar göz önüne alındığında, aracın misliyle değişiminin satıcı için orantısız olacağının ve bu durumun iyiniyet kuralıyla bağdaşmayacağının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (1) No’lu paragrafta açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Yukarıda (2) No’lu paragrafta açıklanan nedenlerle davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.