Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2009 E. 2024/139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya gönderilen paraların adi ortaklığın gideri mi yoksa borç mu olduğu ve adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının alacağının olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre ortaklığın zarar ederek sona erdiği ve davalıya gönderilen paraların ortaklık gideri olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının alacak iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/442 E., 2022/532 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 2004-2008 yıllarında süt üreticiliği yaptığı dönemde davalıyla birlikte çalıştığını, davalının müvekkiline ait büyükbaş hayvanların bakımı ve sütün alıcılara teslim işlerini yaptığını, bu şekilde kâra iştirak edecek olan davalıya hayvanların bakım ve harcamaları için elden ve banka havalesiyle gerekli ücret ve giderleri gönderdiğini, zarar etmesi nedeniyle gelir ve gider hesabı vermesini istediği davalının hesap vermekten kaçındığını, yapılan araştırmada davalının müvekkilinin imzasını taklit ederek süt paralarını aldığını öğrendiğini, süt destekleme paraları, Tariş tahsilatları, banka havaleleri ve süt bedellerinin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının süt üreticiliği yaptığı yerin ve hayvanların 1/3'ünün müvekkiline ait olduğunu, asıl müvekkilinin davacıdan alacaklı bulunduğunu, hayvanların bakımı karşılığı aylık 1.300,00 TL ve sigortanın davacı tarafından yerine getirilmediğini, davacının iddia ettiği havale ücretlerinin yem giderlerini dahi karşılamadığını, hayvan alım satımı için gönderilen paraların çoğunun hayvanlar için olduğunu, karşılığının elden ve icra yoluyla ödediğini, Tariş’ten alacaklarına ilişkin davacının nam ve hesabına iş yapmak için verilen vekaletle müvekkilinin gerekli işlemleri yaptığını, müvekkilinin davacıyla iş yaptığını ancak borcunun olmadığını, üç yıl süreyle davacının arazisini suladığını, bedenen çalıştığını, fakat alacağını da alamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.06.2015 tarihli ve 2013/247 E., 2015/233 K. sayılı kararıyla; davalının, Tariş'teki yağ parasını tahsili için vekaletnameye istinaden davacı adına yağ paralarını tahsil ettiği iddiasının kanıtlanmadığı, Tariş'ten dosyaya gönderilen yazı ile davalının zeytinyağı tahsilatı yapmadığının, vekaletnamenin kötüye kullanılması gibi bir durumun söz konusu olmadığının belirlendiği, davalıya gönderilen banka havalelerinde borç kaydı bulunmadığı, tarafların adi ortaklık kurdukları iddia edilmiş ise de kanıtlanmadığı, bu durumda davalının davacının işinde ücretli olarak çalıştığının kabul edilmesi gerektiği, adi ortaklık bulunmadığından işin tasfiyesi sonrasında davalının bir ortak gibi hesap vermesi söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 11.10.2017 tarihli ve 2016/2746 E., 2017/13708 K. sayılı ilamla; "...Bütün bu açıklamalar ışığında, davalı tarafın davacının hayvanlarının ve arazisinin bakım işini üstlendiğini, davacıyla hayvancılık yaptıklarını, hayvancılıktan her hangi bir kar elde edemediklerini, bütün masrafları kendisinin karşıladığını dilekçelerinde ve duruşmada beyan etmekle; taraflar arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunlu olup, uyuşmazlığın yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi gerekirken bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, yanılgılı ve eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 03.12.2020 tarihli ve 2018/534 E., 2020/702 K. sayılı kararla; dosyanın tasfiye memuruna tevdi edildiği, ortaklığın mal varlığına ilişkin belgelerin toplandığı, ortaklık konusu işin tamamlanması nedeniyle amacını gerçekleştiren adi ortaklığın sona erdiği, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiye memurunun 10.09.2020 havale tarihli raporunda belirtildiği şekilde tasfiyesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile ortaklığın tasfiyesine, itirazın iptaline, takibin 53.500,00 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 10.06.2021 tarihli ve 2021/2963 E., 2021/6357 K. sayılı ilamla; "...Somut olayda, Mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir...

Mahkemece; tasfiye işlemlerinin yürütülmesi amacıyla tasfiye memuru olarak dosyanın mali müşavir bilirkişiye teslim edildiği, hazırlanan raporda, davacıya ait 52 adet sığırın olduğu, sığırların maliyet bedelleri, satıldı ise satış bedelleri, satış tarihine kadar yapılan masrafları, sığırların kaçının sağılır durumda olduğu, günlük elde edilen ortalama süt miktarı, sütlerin kime satıldığı, süt satışları üzerinden vergi kesintisinin yapılıp yapılmadığı hususlarında taraflarca belge sunmamaları halinde tespitinin uzmanlık alanı dışında olması nedeniyle dosyaya tarım ve hayvancılıktan anlayan bilirkişi atamasının yapılmasının gerektiği belirtilmesine rağmen sadece davacı tarafından davalıya banka havalesi ile gönderilen 70.550 TL'nin adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının payına düşen miktar olarak kabul edilip talep ile bağlı kalınarak 53.550 TL üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

O halde Mahkemece; büyükbaş hayvancılık ve tarım konusunda uzman bilirkişilerden tarafların itirazlarını da giderecek şekilde, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir rapor alınması, akabinde dosyadaki tüm deliller birlikte takdir edilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, alınan bilirkişi raporlarına göre somut olayda işletme zararı bulunduğu, davacının davalının hesaplarına muhtelif tarihlerde transfer ettiği toplam 70.500 TL ile 3. kişilere yem ve/veya hayvan bedeli olarak ödediği, bu ödemelerin işin olağan akışı gereği ortağın, ortaklığa verdiği avans/katılım payı, ortaklık için yapılan gider olarak değerlendirilmesi gerektiği, varsa ortaklık ilişkisi dışında, şahsi borç olarak borç verildiği iddiasının ispatlanmadığı, zira işletme ve yatırım sermayesini karşılamadan bir girişimin başlamasının mümkün olmadığı, aksi bir durumun aslında ticari hayatın olağan akışına ters düştüğü, bu itibarla somut olayda, tahakkuk eden işletme zararının tarafların sermaye kaybı olduğu ortaklığın zarar ederek sona erdiğinin anlaşıldığı, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğuna dair somut deliller bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; kararın bozma ilamına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını, müvekkilinin davalıya gönderdiği ortaklığa harcanmayan paranın ortaklığa verilen borç şeklinde nitelendirilmesinin doğru olmadığını, davalının zimmetindeki parayı icra takibi ile ödediğini iddia etmiş ise de ispatlayamadığını, davalının zimmetindeki paradan dolayı hesap vermesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi ve buna bağlı olarak tasfiye alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''İspat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

Mahkemece bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak bilirkişi raporu alındığı, söz konusu raporda; davacıya ait 52 adet sığırın olduğu, sığırların maliyet ve satış bedellerinin, satış tarihine kadar yapılan masrafların, sığırların kaçının sağılır durumda olduğunun ve günlük elde edilen ortalama süt miktarının belirlendiği, buna göre ortaklığın zarar etmek suretiyle sona erdiği, 6098 sayılı Kanun'un 643 üncü maddesi uyarınca zararın ortaklar arasında paylaşıldığının tespit edildiği, davalıya gönderilen paralarla ilgili iddianın ispatlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.