"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/338 E., 2022/527 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... (Sağlık Meslek Yüksek Okulu adına ..........,) ile sözleşme düzenlediğini, bu sözleşme hükümleri çerçevesinde proje danışmanlığı yapmayı üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı kurumun edimini yerine getirmediğini, imzalanan sözleşmede ismi geçen Hüsamettin Kaya’nın üniversite meslek yüksek okulu müdürü/senato üyesi olarak görev yaptığını, imza yetkisinin bulunduğunu, yetki belgesinin de mevcut olduğunu, asıl alacak miktarının sözleşmede belirtilen tutar olan 28.320,00 Euro'yu 30.12.2010 tarihli takip başlangıç tarihindeki 1.9483,00 TL kur üzerinden TL'ye çevirerek talep ettiğini, aynı şekilde faizi de yıllık %15 avans faizine uygun olarak toplanıp talep edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2010/17097 E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin yıllık avans faizi üzerinden devamına, borçlunun %40'tan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Elazığ Mahkemelerinin yetkili olduğunu, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, sözleşme yapmaya sadece Rektörlük makamının yetkisinin mevcut olduğunu, bağlı birimlerin veya okulların tek başına herhangi bir sözleşme yapmaya yetkisi bulunmadığını, buna aykırı olarak yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, Rektörlük ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, ayrıca ............ ile davacı arasında yapıldığı iddia edilen sözleşme imzalanırken bu sözleşmenin söz konusu projenin onaylanması için şart olduğu belirtilen projenin yetkili makam olan üniversite Rektörlüğüne onaylatılmadığını, onaylanmadığı için de Rektörlük açısından yok hükmünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.03.2012 tarihli ve 2011/546 E., 2012/121 K. sayılı ilamıyla; sözleşme ilişkisinin geçersiz olduğu, davalı üniversitenin merkezinin Elazığ'da olduğu, Elazığ İcra Dairelerinin yetkili olduğu, Ankara İcra Dairelerinin yetkisiz bulunduğu gerekçesiyle, İcra Dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarihli ve 2018/2103 E., 2018/7137 K. sayılı ilamıyla; davacının ikametgahının Ankara olduğu, borcun götürülecek borçlardan olduğu, Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin de yetkili olduğu, Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2018/652 E., 2019/591 K. sayılı ilamıyla; davanın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olarak nitelendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı, davalı üniversitenin de tacir olmaması nedeni ile nisbi ticari dava olarak da değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın Mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2. Dosyanın gönderildiği Ankara 37. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın tarafları arasında davaya dayanak sözleşme ilişkisinin geçerli bir şekilde kurulmadığı, hükme esas alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda yer verilen davacının davalıya ücret mukabilinde hizmet verdiği, davacının bulunduğu sektörde kurulu olduğu saptanan Proje Danışmanları Derneği'nin internet sitesinde Tavsiye Edilen Danışmanlık Ücretleri başlığı altında yayınlanan ücret listesine göre, belirtilen ücret ortalamalarının 12.000,00 TL olduğu, buna göre davacının davalı kurum yararına yapılan iş, harcanan mesai ve emek karşılığındaki bu ücretin uygulanması gerektiği, belirlenen ücretin güncel tarihteki ücret olması nedeniyle hizmetin verildiği kabul edilen 2010 yılı 4 üncü ayındaki hizmet bedelinin bilirkişi tarafından hesap edilen 1.270,32 TL ücret bedeli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Ankara 18. İcra Dairesinin 2010/17097 E. sayılı icra takip dosyasında ileri sürülen itirazın kısmen iptal edilerek 1.270,32 TL asıl alacak yönünden takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 508,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin projeyi hazırlama ve teslim etme ile üstlendiği edimi ifa ettiğini, projenin kabulü ve sonrası sürece ilişkin sözleşmesel bir yükümlülüğü olmadığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yerel Mahkemece ...nın Rektörlüğü temsile yetkili olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığını, yalnızca davalının sunmuş olduğu tek bir belge esas alınarak yetkisiz olduğuna hükmedildiğini ve yeterli gerekçeyi de içermediğini, .......,tarafından davalıyı temsilen atılan imzanın geçerli olduğunu, Fırat Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü Yönetim Kurulunun 07.05.2010 tarihli ve 2009-2010/17 sayılı kararı ile Yüksek Okul Müdürü ve aynı zamanda Rektörlük birimi senato üyesi olan ...yı Avrupa Birliği, Dünya Bankası, Bölgesel Kalkınma Birlikleri, Ajanslar, Kamu kurumları (İşkur, Kosgeb, MEB, Tarım Bakanlığı vb.) veya özel hibe/kredi/fon/kurs/eğitim programlarından uygun olan/olanlardan projeler seçilerek projelerin hazırlanması/hazırlatılması sürecinde proje(ler)in ilgili makamlara sunumu/değerlendirme süreci için gerekli olan bilgi, belge, veri, çizim, teknik, idari, hukuki belge, fatura vb. eksiksiz olarak teslim edilmesi, sözleşmelerin imzalatılması, projelerin uygulatılması konularında yetkili kıldığını, davalı Rektörlük bu süreçte sadece ...nın faaliyetlerine sessiz kalmakla da kalmayıp birtakım aktif davranışlarda da bulunduğunu, yetkili temsilci olduğunu kabul ettiğini, ücret araştırmasının denetlenebilir olmadığını, müvekkilinin vermiş olduğu hizmete ilişkin rayiç bedelin belirlenebilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmeye göre ücret hesaplanması gerektiğini ve bu sebeple KDV'nin ayrıca hesaplanması gerektiğini, vekalet ücretleri ve yargılama giderleri bakımından verilen kararın da hatalı olduğunu, dosyada alınan 22.09.2021 ve 17.07.2022 tarihli raporların birbiriyle çelişkili olduğunu, eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; ...nın sözleşme imzalamaya yetkili olmadığını, davacı ile imzalanmış bir sözleşmenin olmadığını, sözleşmede davacının imzasının bulunmadığını, taraf sıfatının olmadığını, projeye ilişkin sunulan evraklarda da davacının imzasının olmadığını, davanın tümden reddi gerektiğini, %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, proje danışmanlık hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 38 inci maddesi.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "İtirazın İptali" başlıklı 67 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarihli ve 2021/9135 E., 2022/3195 K. sayılı ilamı.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-950 E., 2021/1125 K. sayılı ilamı.
3.Değerlendirme
1. Davacı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
A. Yetkisiz temsilcinin sorumluluğu, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39 uncu maddesinde (6098 sayılı TBK’nın 47 nci maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer zararların giderilmesi de istenebilir.
B. Yetkisiz temsil halinde, temsil olunan tarafından sözleşmenin onanmaması halinde sözleşme kesin hükümsüz hale gelmektedir. Bu durumda yetkisiz temsilciden, işlemin geçersiz olması sebebiyle meydana gelen menfi zararın tazmin edilmesi talep edilebilir. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuk Genel Hükümler, Ankara 2020, s. 516-517.) Yine hakkaniyetin gerektirmesi halinde diğer zararlarında da talep edilmesi mümkündür. İlgili hükmün gerekçesinde hükümde belirtilen, diğer zararlar kavramı ile, üçüncü kişinin kendisiyle hukuki işlem yapan yetkisiz temsilciden, ancak sözleşme geçerli olarak kurulmuş olsaydı istenebilecek olan müspet zararların kastedildiği belirtilmiştir. Hakkaniyetin gerektirip gerektirmediği, tarafların ekonomik durumu, kusurun derecesi ve zararın büyüklüğü gibi somut olaya ilişkin bütün önemli hususlar gözetilerek tespit edilmelidir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarihli ve 2022/805 E., 2022/2138 K. sayılı ilamı).
C. Dava dosyasının incelenmesinde; Fırat Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Yönetim Kurulunun 07.05.2010 tarihli ve 2009-2010/17 oturum sayılı toplantısında, 84 sayılı karar ile "Avrupa Birliği, Dünya Bankası, Bölgesel Kalkınma Birlikleri, Ajanslar, Kamu kurumları (İşkur, Kosgeb, MEB, Tarım Bakanlığı vb) veya özel hibe/kredi/fon/kurs/eğitim programlarından uygun olan/olanlardan projeler seçilerek projelerin hazırlanması/hazırlatılması sürecinde proje(ler)in ilgili makamlara sunumu/değerlendirme süreci için gerekli olan bilgi, belge, veri, çizim, teknik, idari, hukuki belge, fatura vb. Eksiksiz olarak teslim edilmesi, sözleşmelerin imzalatılması, projelerin uygulatılması konularında Yönetim Kurulu adına Fırat Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd.Doç.Dr....nın temsil ve ilzama yetkili kılınmıştır." şeklindeki kararın kabul edildiği ve Fırat Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünün 08.07.2010 tarihli 319 sayılı yazısı ile ilgili karara Rektörlük tarafından Olur verildiği, davalı adına ...nın sözleşme imzalamaya yetkili olmadığı, söz konusu sözleşmenin davalıyı bağlamadığı, hükme esas alınan 18.07.2021 tarihli bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının yaptığı iş karşılığı belirlenen ücretin yerinde olduğu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kabul ve red oranına göre usule ve yasaya uygun olarak hükmedildiği anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede;
A. İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 nci maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse, aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.04.2023 tarihli ve 2022/8610 E., 2023/1098 K. sayılı ilamı).
B. Dava dosyasının incelenmesinde; davacının takipte kötü niyetli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği, kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı, hükme esas alınan 18.07.2021 tarihli bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının yaptığı iş karşılığı belirlenen ücretin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.