"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/213 E., 2022/339 K.
DAVALILAR :1-... Motorlu Araçlar San ve Tic Ltd Şti
DAVA TARİHİ : 11.03.2015
Taraflar arasında görülen malın ayıplı olmasından kaynaklanan alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ... Otomotiv A.Ş. tarafından ithal edilen ...plakalı ... marka Golf model aracı diğer davalı ... Ltd. Şti.’den 01.06.2010 tarihinde 51.681,09 TL bedelle satın aldığını, aracın bir süre sonra teknik arızalar göstermeye başladığını, bu nedenle 05.10.2010 tarihinde tamir edilmek üzere servise teslim edildiğini, 16.10.2010 tarihinde muhtelif sebeplerden oluşan arızaların giderildiğini ve tutanak ile aracın teslim edildiğini, bu sürecin 7-8 defa tekrarlandığını ve aracın çoklu kavrama ve mekatronik sisteminin 4 defa farklı tarihlerde değiştiğini, şanzıman da dahil olmak üzere arızanın giderilmesi adına teknik aksamların işlem görerek sökülüp takıldığını, araçla ilgili sorunların giderilmesi için ithal eden sağlayıcı firma ile satıcı firmaya 06.06.2013 ve 27.03.2014 tarihli ihtarnamelerin gönderildiğini, fakat olumlu bir cevap alınamadığını ileri sürerek, dava konusu aracın davalılara iadesi suretiyle müvekkilince ödenen 51.681,09 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri, zamanaşımı itirazında bulunmuş; esas yönünden ise dava konusu aracın 07.06.2010 tarihinde trafiğe çıkmış olup, yetkili servise getirildiği 12.01.2015 tarihine kadar davacının 104.981 km yol yaptığını, halen de kullanmaya devam ettiğini, araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını, bedel iadesi talebinin 4721 sayılı TMK’nın 2 nci maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, aksi kanaat halinde davacının kullanımından kaynaklanan değer kaybının tespit edilerek satış bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, yine aracın her türlü takyidattan ari olarak tesliminin gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.12.2015 tarihli ve 2015/115 E. 2015/633 K. sayılı kararıyla; araç başında yapılan keşif akabinde bilirkişi kurulunca düzenlenen 17.09.2015 tarihli raporda, araçta gizli ayıp bulunduğunun ve araç bedelinin iadesi talebinin haklı olduğunun bildirildiği, söz konusu raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile dava konusu aracın davalılara iadesi karşılığında, araç bedeli olarak ödenen 51.681,09 TL'nin, aracın davalı tarafa teslim edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.02.2019 tarihli ve 2016/7576 E. 2019/1556 K. sayılı ilamıyla; (1) no’lu bentte davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) no’lu bentte; “Mahkemece, dava konusu araç üzerinde herhangi bir takyidat bulunup bulunmadığının araştırılmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davacının kullanımında iken 29.05.2015 tarihinde meydana gelen çarpışma nedeniyle 3.925,00 TL bedelli bir hasar kaydının bulunduğunun, ayrıca sağ arka kapısında lokal boya ve sağ ön çamurluk kısmında hafif hasarın tespit edildiğinin belirtildiği; bu durumda, dava konusu araçta takyidat bulunup bulunmadığı ve aracın halen davacı adına kayıtlı olup olmadığı hususlarının araştırılıp sonucu çerçevesinde aracın her türlü takyidattan ari olarak davalılara teslimi yönünde bir karar verilmesi ve yine araçta davacının kullanımı sırasında meydana gelmiş bir hasar var ise bu hasarın sebep olduğu değer kaybı belirlenerek, değer kaybının araç bedelinden mahsup edilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Davalı ... Otomotiv A.Ş. vekilinin karar düzeltme istemi ise Dairemizin 05.04.2021 tarihli ve 2020/8596 E. 2021/3653 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin 21.01.2022 tarihli celsede dava konusu aracın, müvekkili tarafından 28.04.2021 tarihinde dava dışı üçüncü bir kişiye satıldığını belirterek, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 228 inci maddesi uyarınca, satış bedelinin tenzili ile aracın devir tarihi itibariyle satıcıdan kaynaklanan zararın davalılardan tazminini talep ettiği; bozma ilamı doğrultusunda makine mühendisi bilirkişisinden alınan 27.9.2022 havale tarihli raporda, dava konusu araçta otomatik kavrama arızalarının ortaya çıkması sebebiyle davacının uğrayacağı kaybın satış tarihi olan 28.04.2021 itibariyle 25.000,00 TL olduğunun bildirildiği, 6098 sayılı Kanun'un 228 inci maddesi gereğince davacı alıcının, dava konusu aracı üçüncü kişiye satarak devretmesi nedeniyle ancak aracın değerindeki eksiklik karşılığının (değer kaybının) satış bedelinden indirilmesini talep edebileceği gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne ve davaya konu aracın ayıplı olduğunun tespiti ile bilirkişi raporunda değer kaybı olarak belirlenen 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları temyiz dilekçelerinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, teknik üniversitelerin otomotiv bölümünden seçilecek bilirkişiler tarafından araç üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi gerektiğini, tek bir makine mühendisi bilirkişiden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu aracın ayıplı olmadığı gibi araçta gizli ayıp bulunduğu yönündeki bilirkişi görüşünü de kabul etmediklerini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dava konusu araçtaki gizli ayıplar nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 228 inci maddesinin ikinci fıkrası,
2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8 ve 11 inci maddeleri,
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bir Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
3. Bu itibarla, temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olup bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığından, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince her iki taraf yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.