Logo

3. Hukuk Dairesi2023/210 E. 2023/1620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, Sosyal Güvenlik Kurumu ile yaptığı sağlık hizmeti satın alım sözleşmesine aykırı davrandığı iddiasıyla uygulanan cezai işlemin iptali isteminin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı sağlık hizmeti sunucusunun, bazı doktorların yurt dışında bulunduğu dönemde Medula sisteminde pasif hale getirilmemeleri nedeniyle hatalı kayıtlar oluşturmasının kusurlu olsa da sevhen yapıldığı, Kurum'un zarara uğramadığı ve davacının da haksız menfaat elde etmediği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kısmen kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1452 E., 2022/1258 K.

DAVA TARİHİ : 24.02.2017

KARAR : Asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/135 E., 2022/294 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dava dosyalarında kurum işleminin iptali, menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranışları bulunduğu gerekçesiyle teftiş kurulu raporuna istinaden 01.02.2017 tarih 579276 sayılı yazı ile 197.425,29 TL'lik tedavi hizmeti bedelinin davacı şirketin hakedişlerinden kesilmesine karar verildiğini, yurt dışında olan doktorlar adına Kuruma 415 adet işlem bedelinin sevhen faturalandırıldığını, zira görevde olan hekimlerin kotalarının henüz dolmadan böyle bir işlemin yapılmasına ihtiyaç duyulmayacağını, hastaların tedavilerinin yapıldığını beyan ederek davacının 197.425,29 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından davacıya ait özel sağlık hizmeti sunucusunda çalışan hekimlerin bazılarının yurtdışında oldukları dönemlerde Medula sisteminde pasif hale getirilmedikleri, bu hekimler adına hasta kaydı oluşturularak Kuruma faturalandırma yapılması suretiyle fatura ve faturaya dayanak belgelerin gerçeğe aykırı oluşturulması ve yersiz talep oluşturacak şekilde reklam ve kampanya yapmış olmaları nedeniyle 09.02.2017 tarih 726645 sayılı yazı ile 2.550.000 TL'lik ceza bedelinin davacı şirketin hakedişlerinden kesilmesine karar verildiğini belirterek yapılan kurum işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle iptaline, müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine, kurum tarafından tespit edilen tutarın davalı yedinde bulunan müvekkili şirket alacaklarından mahsubu durumunda menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek hukuka aykırı tahsil edilecek meblağın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; uygulanan Kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olaya ve mevzuata uygun bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacının 415 adet işlem bedelini sözleşmeye uygun olarak davalıya fatura ettiğinin hasta dosyaları ile hekim işlemleri arasında uygunsuzluk bulunmamasından anlaşıldığı, izinli olan doktorların izinde oldukları dönemde Medula sisteminde pasif hale getirilmediği ve bu nedenle sistemin muayeneye gelen hastaların bir kısmını izinli olan doktora atadığı, bunun sonucunda da yapılan iş ve düzenlenen evraklar arasında çelişki ortaya çıktığı gerekçesiyle 2012 yılı sözleşmesinin 11.1.1 ve 2016 yılı sözleşmesinin 12.1 maddeleri gereğince 10 doktor açısından toplam 10.000 TL ceza uygulanmasına ilişkin işlemin yerinde olduğu, davalı tarafından uygulanan cezai işlemlerin davacı yönünden uyarı işlemi sayılmasına yönelik kararının da yerinde olmadığı, aşamalarda alınan raporların aynı doğrultuda görüş bildirdiği dikkate alındığında asıl davanın kabulüne; davalı kurumun 05.01.2017 tarihli 308998/01/SR/01 sayılı rapora istinaden 01.02.2017 tarih 579256 sayılı yazı ile davalıya bildirilen işlem yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın kısmen kabulüne; 308998/01/SR/01 sayılı rapora istinaden 09.02.2017 tarih 726645 sayılı yazı ile bildirilen ve yazıya ek-1 listede bulunan hususlar dışındaki işlemler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, buna bağlı olarak davacıya uygulanan uyarı işleminin iptaline, yazıya ek-1 listeye ilişkin uygulanan 10.000 TL ceza yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Davacının talebi üzerine Mahkeme 24.06.2022 tarihinde verdiği tavzih kararı ile hüküm kısmını asıl davanını kabulüne; davalı kurumun 05.01.2017 tarihli 308998/01/SR/01 sayılı rapora istinaden 01.02.2017 tarih 579256 sayılı yazı ile davalıya bildirilen işlem itibariyle davacının, davalı kuruma 197.425,29 TL borçlu olmadığının tespitine birleşen davanın kısmen kabulüne; 308998/01/SR/01 sayılı rapora istinaden 09.02.2017 tarih 726645 sayılı yazı ile bildirilen ve yazıya ek-1 listede bulunan hususlar dışındaki işlemler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, buna bağlı olarak davacıya uygulanan uyarı işleminin iptali ile, ek-2 listede yer alan 289 takipte ( izinli doktorlar yerine izinli doktorlar üzerinden başka doktorlar tarafından tıbbi hizmet sunulması ) nedeniyle 2012 yılı sözleşmesinin 11.1.1, 2016 yılı sözleşmesinin 12.1 maddeleri uyarınca ( 6.000x289 ) = 1.734.000 TL ceza işleminin yerinde olmadığı, davacının 1.734.000 TL borcunun bulunmadığının tespitine, ek-3 listede yer alan 126 takipte ( izinli doktorlar yerine izinli doktorlar üzerinden başka doktorlar tarafından tıbbi hizmet sunulması ) nedeniyle 2016 yılı sözleşmesinin 12.16 maddeleri uyarınca ( 6.000 x 126 ) = 756.000 TL ceza işleminin yerinde olmadığı, davacının 756.000 TL borcunun bulunmadığının tespitine, Eryaman Göksu Alışveriş merkezinde 2016 yılında ( 08.02.2016-21.02.2016, 22.02.2016-06.03.2016, 07.03.2016-20.03.2016, 25.03.2016- 25.04.2016, 16.05.2016-16.06.2016 ) yersiz talep oluşturacak tanıtım yaptığı/broşür dağıttığı gerekçe gösterilerek 2016 yılı sözleşmesinin 12.2 maddesi uyarınca (5x10.000 ) = 50.000 TL ceza tahakkuk ettirildiği, ceza işleminin yerinde olmadığı, davacının 50.000 TL borcunun bulunmadığının tespitine, ek-1 listede yer alan doktorların izinli olduğu dönemde Medulada pasif hale getirilmemesi nedeniyle 2012 yılı sözleşmesinin 11.1.1 ve 2016 yılı sözleşmesinin 12.1 maddeleri gereği ( 10 doktor x l.000 TL ) = 10.000 TL ceza işleminin yerinde olduğu kabul edildiğinden dolayı 10.000 TL ceza yönünden davanın reddine şeklinde, yeniden hüküm kurmuştur.

IV. İSTİNAF

A. İstinafa Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle, davacı vekilinin tavzih talebinin mahkemece davalı kuruma tebliğ edilmediğini, davalı Kurumun iş bu hususta beyanı alınmadığını, beyan ve itirazlarını sunmak üzere süre verilmesi gerektiğini, mahkemece iş bu husus gözetilmeden tavzih kararı verildiğini, mahkeme tarafından tavzih kararının gerekçelendirilmediğini, tavzihi mümkün olmayan bir konuda tavzih kararı verildiğini, hatalı eksik incelemeye dayalı rapora göre karar verildiğini, göz hastalıkları konusunda uzman hekimin bilirkişi heyetine dahil edilmediğini belirterek istinaf incelemesi sonucu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davaların reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

C. GEREKÇE VE SONUÇ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 18.05.2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ile 22.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun birbirini teyit eder nitelikte, açık, anlaşılır hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporları ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı SGK vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesine aykırı davrandığı gerekçesiyle hakkında kurumca uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hükmün tashihi başlıklı 304 üncü maddesi şu şekildedir;

“(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.

(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.”

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hükmün tavzihi başlıklı 305 inci maddesi şu şekildedir;

“(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.”

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun tavzih ve tamamlama talebi ile usulü başlıklı 306 ncı maddesi şu şekildedir;

“(1) Tavzih veya tamamlama, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.”

(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.

(3) Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.”

4. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 11.1 inci maddesi şu şekildedir;

“Kurum Mevzuatı ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılan işlemlerin bedelleri ödenmez, ödenmiş ise yapılan bu ödemeler yersiz ödeme kabul edilir ve mevzuat hükümleri çerçevesinde geri tahsil edilir.”

5. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 12.1 inci maddesi şu şekildedir;

“Bu sözleşmenin (8.1.2) ve (8.2) numaralı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir takip için, (8.5.1) numaralı maddede belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir kampanya/tarama için, (9.2) ve (9.3) numaralı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir hekim için 1.000 TL ceza koşulu uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS’ye tebliğ edilir.”

6. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 9.3 üncü maddesi şu şekildedir;

“SHS, Kurumla sözleşme yaptığı branşlarda/sağlık hizmetlerinde görev yapan hekimlerin geçici (izin, rapor, eğitim vs.) veya sürekli ayrılmaları halinde bu kişileri ayrılış tarihleri itibariyle MEDULA’da pasif hale getirir. MEDULA’ da pasif hale getirilmeyen hekimler tarafından sunulan hizmet bedelleri ödenmez. Sürekli ayrılanlar 5 (beş) iş günü içinde Kuruma bildirilir.”

7. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 8.5.2 nci maddesi şu şekildedir;

“SHS’ler, ilgili mevzuata aykırı yersiz talep oluşturacak reklam, kampanya, tarama ve tanıtım yapamaz. Tespit edilen bu durumlar ilgili il sağlık müdürlüğüne yazılı olarak bildirilir ve gelen cevabi yazı göz önünde bulundurularak sözleşme ve Kurum mevzuatı çerçevesinde gerekli işlemler yapılır.”

8. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 12.16 ncı maddesi şu şekildedir;

“Faturanın veya faturaya dayanak oluşturan belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde, sözleşmenin (14.14) numaralı maddesine göre hesaplanacak aylık ortalama tutarı;

•100.000 TL (dahil) ye kadar olan sağlık hizmeti sunucuları için 2.000 TL,

•100.001 TL - 500.000 TL (dahil) arası olan sağlık hizmeti sunucuları için 4.000 TL,

•500.001 TL - 1.000.000 TL (dahil) arası olan sağlık hizmeti sunucuları için 6.000 TL,

•1.000.001 TL - 2.000.000 TL (dahil) arası olan sağlık hizmeti sunucuları için 8.000 TL,

•2.000.001 TL ve üzeri olan sağlık hizmeti sunucuları için 10.000 TL, tutarından az olmamak üzere, her bir takip için gerçeğe aykırı olarak düzenlenen fatura veya faturaya dayanak oluşturan belge nedeniyle tahakkuk eden işlem bedelinin 5 (beş) katı tutarında, ceza koşulu uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS’ye tebliğ edilir.”

9. 2016 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesinin 12.2 nci maddesi şu şekildedir;

“Bu sözleşmenin (8.1.1), (10.2) ve (10.3) numaralı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir hasta için, (8.3.1) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir fiil için, (8.3.2) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde tüm branşlar için, (8.5.2) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir reklam/kampanya/tarama/tanıtım için, (8.6.4) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir inceleme dönemi için, (8.7.1) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir değişiklik için. (8.7.2) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir adres/her bir cihaz için, (8.7.3) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir branş/sağlık hizmeti için, (8.8.1) numaralı maddesinde belirtilen hükme aykırı davranıldığının tespit edilmesi halinde her bir hizmet alımı sözleşmesi için 10.000 TL,ceza koşulu uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS’ye tebliğ edilir.”

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacıya ait sağlık hizmeti sunucusunda çalışan bir kısım doktorların yurtdışında bulundukları tarihte adlarına Kuruma faturalandırma yapılmışsa da hastanenin iki senede toplam 160.000 küsur işlem yaptığı gözetildiğinde 405 işlemde hatalı kayıt oluşturmasının sevhen yapılmış olabileceğini gösterdiği, ayrıca bu işlemlerin yapıldığı tarihte diğer doktorların kotalarının dolmadığı, hastaların özellikle yurtdışında bulunan doktorlara tedavi olma isteği olup ta istediği doktoru seçtiğini zannetmesinin sağlanarak başka bir doktora yönlendirildiklerine dair bir iddianın bulunmadığı, hastaların tedavi hizmeti almadıklarına dair bir beyanlarının bulunmadığı, bu durum nedeniyle Kurumun zarara uğramadığı gibi davacının da bir menfaat temin etmediği anlaşıldığından doktorların Medula sisteminde pasif hale getirilmemesi nedeniyle davacının yanlışlıkla adlarına kayıt oluşturduğuna dair savunmasına itibar edilmiş ve kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır.

2. Davalının İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararı verirken yasaya aykırı davrandığına yönelik temyiz itirazı ise; mahkeme hükmünün açık ve anlaşılır olduğu, infazının kabil bulunduğu halde mahkemenin tavzih hükmü kurmuş olması nedeniyle bunun yasada tanımlanan manada bir tavzih kararı olmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.