"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2020/114 E., 2022/565 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin böbrek rahatsızlığı nedeniyle davalı hastaneye başvurduğunu, diğer davalı doktor tarafından ameliyat edilmesi gerektiğinin söylendiğini, ilk ameliyata girdiğini ancak davalı doktorun babasının rahatsızlandığını duyduğundan kendisini ameliyat masasında bırakıp gittiğini, ikinci ameliyatta ise davalı doktorun bir süre uğraştıktan sonra taşları kıramadığını söyleyerek 1 hafta sonra gelmesini istediğini, üçüncü ameliyata girdiğini, bu sefer taşların kırıldığı söylenerek taburcu edildiğini, ancak gece rahatsızlanarak devlet hastanesine gittiğini, burada böbreğine tüp veya tel olabilecek yabancı bir cismin takılı olduğunun söylendiğini, kendisine tüp takılacağı yönünde bilgi verilmediğini, 15 gün sonra tüpün çıkartıldığını, sancılarının devam etmesi üzerine......, Üniversitesi Hastanesine gittiğini ve burada kendisine böbrek ve idrar bağlantı noktasında delik olduğu, kan ve idrarın birbirine karıştığının söylenerek bu nedenle sol böbreğinin alındığını, davalı doktorun tedavisinde gerekli özen ve itinayı göstermediğini, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın böbreğinin alındığı 19.04.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; davacının sol böbreğinde ve sol böbreğin idrar kanalında taş tanısıyla hastaneye başvurduğunu, müvekkili doktorun davacıya ameliyat önerdiğini, davacının ameliyat edildiğini, stent takıldığını, daha sonra stentin çıkartıldığını, stentin çıkartılmasından 10-15 gün sonra yan ağrısı şikayeti ile müvekkili hastaneye başvurduğunu, davacıya ultrason ve tomografi çekilmesi önerildiğini ancak davacının kabul etmediğini, kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2011/299 E., 2015/158 K. sayılı ilamıyla; soruşturma aşamasında alınan adli tıp raporu ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının tedavisinde gerçekleşen komplikasyonların gerçekleşebilecek potansiyel sorunlar olduğu, davalıların herhangi bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.04.2018 tarihli ve 2015/41712 E., 2018/4243 K. sayılı ilamıyla; davacıya gerçekleştirilen tedavi yöntemi konusunda aydınlatma külfetinin yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davalılar vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, hastanın aydınlatılmış rızasının yargı kararlarında belirtilen şekli ile alındığını ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, davalı tarafça bu nitelikte bir delil sunulamadığı dikkate alındığında, davalıların sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilerek, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda toplam maddi tazminat miktarının 4.600,47 TL tutacağı, manevi tazminat talebi yönünden söz konusu cerrahi müdahalenin davacı üzerinde elem ve ızdıraba sebebiyet verdiği, sonrasında yeniden tedaviye neden olduğu, bu yönüyle haksız fiil niteliğinde olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın cereyan şekli, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayıp duyulan elem ve ızdırabın tatminine yönelik olması ile manevi tazminatın şartlarını belirleyen 1966 tarihli ve 7/7 sayılı İçtihati Birleştirme Kararında belirtilen özel hal ve şartlar dikkate alındığında 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun ve makul bir miktar olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 4.600,47 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 19.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı doktorun ameliyat sırasındaki kusurlu hareketlerinin Mahkemece değerlendirilmediğini, davalıların aydınlatma ödevlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; 15.3.2011 tarihli operasyondan önce davacı tarafından verilen yazılı onaya ilişkin belgenin üzerinde 'ureterorenoskopi ameliyatı ve tedavi işlemleri için aydınlatılmış onam formu' ibaresinin yazılı olduğunu, bu belgede hastaya stent takılacağının yazılı olduğunu, alınan raporlarda kusurlu olmadıklarının açıkça ifade edildiğini, hastada iş gücü kaybı bulunmadığının ATK raporu ile belirlendiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386 ve devamı maddeleri
2. 5013 sayılı Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
3. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu
4. Hekim Etiği Yönetmeliği
5. Hasta Hakları Yönetmeliği
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararın uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olmasına, özellikle hastanın olası risk ve komplikasyonlar konusunda somut ve yeterli bir şekilde aydınlatıldığının mevcut belgelerle davalılar tarafından ispatlanamadığı, davacıya hasta hakları yönetmeliği ve etik ilkelere göre spesifik bilgilerin verilip verilmediği konusunda ispatın bulunmadığının anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davalılar yönünden kapalı, davacı yönünden açık olmak üzere,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.