"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/236 E., 2022/451 K.
DAVA TARİHİ : 14.08.2009
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; subay olarak yetiştirilen davalının, 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesinde düzenlenen mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan 28.09.2007 tarihinde TSK'den ayrıldığını, 15 yıl yerine 8 yıl 8 ay 28 gün hizmet verdiğini, işlemiş faizi ile birlikte toplam 160.604,00 TL tutarındaki yetiştirme giderinden hizmet süresine karşılık gelen bölümü düşüldüğünde kalan borcunun faiziyle birlikte 67.011,00 TL olduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, 67.011,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde faiz talebinin unutulduğunu belirterek, asıl alacağın davalının ilişiğinin kesildiği tarih olan 28.09.2007 tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faizi olan 7.895,12 TL'nin tahsilini ve asıl alacağa ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının bağlı bulunduğu komutanlarının iyi sicil vermedikleri gibi disiplin cezası uyguladıklarını, üst disiplin kuruluna itiraz ettiğini ancak olumlu sonuç alamadığını, bu sıkıntılar nedeniyle ... Askeri Hastanesince hipertansiyon tanısı konulduğunu, sağlık raporuna itirazı sonucu ... Askeri Hastanesinin hipertansiyon tanısı ile görevli olarak uçamaz raporu verildiğini, sağlığını ve işini kaybetmesi nedeniyle mağdur olduğunu, ödemeyi taahhüt ettiği gibi bir tazminat borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.12.2012 tarihli ve 2009/303 E., 2012/687 K. sayılı kararıyla; dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6000 sayılı Kanunla personel ve amortisman giderlerinin talep edilemeyecek borçlardan sayıldığı, 6318 sayılı Kanunla mecburi hizmet süresinin 15 seneden 10 seneye düşürüldüğü ve 6353 sayılı Kanunla ilaç ve tedavi giderleri, kitap, kırtasiye giderleri, öğrenci harçlıkları ile yiyecek giderlerinin yarısı ve bunlara tekabül eden faizler geri istenemeyecek borçlara dahil edilmiş olduğundan, 13.12.2010, 20.09.2011, 26.06.2012 tarihli raporlardan sonra Emekli Sayıştay Denetçisi bilirkişiden muafiyetler dikkate alınarak toplam borcun hesaplanmasının istenildiği, bilirkişi raporu ile muafiyetlerden ve ifa edilen mecburi hizmetten sonra davacının asıl alacağının 14.523,76 TL, işlemiş faiz tutarının 5.056,68 TL olarak hesaplandığı, raporun önceki raporlar, deliller ve kanun değişiklikleri ile uyumlu olduğu görülerek davanın kısmen kabul edildiği, 6318 ve 6353 sayılı Kanunlar olmasaydı davalının borcu 69.925,52 TL ve talepten fazla olacağından, yargılama giderleri davalı üzerinde bırakılarak, 19.580,44 TL alacağın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, asıl alacak 5.056,68 TL'ye dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar kanuni faiz uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarihli ve 2018/1426 E., 2018/9024 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi muafiyetlerden ve ifa edilen mecburi hizmetten sonra davacının asıl alacağının 14.523,76 TL, işlemiş faizin 5.056,68 TL olarak kabul edildiği halde hüküm kısmında asıl alacak 5.056,68 TL'ye dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar kanuni faiz uygulanmasına denilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 10.12.2019 tarihli ve 2019/124 E., 2019/591 K. sayılı kararıyla; davalı ...'in 02.10.1995-30.08.1999 yılları arasında ... Okulunda eğitimini bitirdiği, 30.08.1999 tarihinde subay olarak nasbedildiği, 30.08.2002 tarihinde üsteğmen olarak nasbedildiği, 30.08.2005 tarihinde kıdemli üsteğmen olarak nasbedildiği, üsteğmen rütbesi ile görevine devam ederken ...'nın 20.08.2007 tarihli ve 2007/18/259 sayılı kararnamesi ile emekliye sevk edildiği, davalı ...'in Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile ilişiğinin kesildiği 28.09.2007 tarihine kadar 8 yıl 8 ay 28 gün hizmeti olduğu, 5475 gün olan yasal yükümlülük süresinden eksik kalan yükümlülük süresinin 2287 gün olduğunun anlaşıldığı, hükme esas alınan 27.11.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalıya öğrenim ve eğitim giderleri kapsamında davacı kurum nezdinde ödenek sağlandığı, davalının ise mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan TSK'dan ayrıldığı, davalının toplamda 19.580,44 TL öğrenim, eğitim ve yetiştirme gideri olarak borçlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 14.523,76 TL asıl alacak ve 5.056,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.580,44 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, verilmesine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.03.2022 tarihli ve 2022/1642 E., 2022/2721 K. sayılı ilamıyla; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, somut olayda; Mahkemece, 27.11.2012 tarihli raporun hükme esas alındığının belirtildiği, sonuç olarak davanın kısmen kabulü ile 14.523,76 TL asıl alacak ve 5.056,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.580,44 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, halbuki hükme esas alınan raporda; davalının davacıya dava tarihinde 5.056,68 TL ana para, 14.523,76 TL yasal faiz olmak üzere toplam 19.580,44 borçlu olduğunun belirtildiği, böylece, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davalı ...'in 02.10.1995-30.08.1999 yılları arasında ... Okulunda eğitimini bitirdiği, 30.08.1999 tarihinde subay olarak nasbedildiği, 30.08.2002 tarihinde üsteğmen olarak nasbedildiği, 30.08.2005 tarihinde kıdemli üsteğmen olarak nasbedildiği, üsteğmen rütbesi ile görevine devam ederken ...'nın 20.08.2007 tarih ve 2007/18/259 sayılı kararnamesi ile emekliye sevk edildiği, davalı ...'in Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile ilişiğinin kesildiği 28.09.2007 tarihine kadar 8 yıl 8 ay 28 gün hizmeti olduğu, 5.475 gün olan yasal yükümlülük süresinden eksik kalan yükümlülük süresinin 2287 gün olduğu anlaşılmakla, denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu kabul edilerek hükme esas alınan 27.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davanın kısmen kabulü ile 5.056,68 TL asıl alacak ve 14.523,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.580,44 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; idare tarafından yapılan hesaplama doğru olduğundan tam kabul kararı verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte asıl alacağa işleyen faizin davacının ilişik kesme tarihine kadar hesaplandığı, faize faiz işletilmemesi kaydıyla asıl alacağa ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi talepleri olmasına rağmen bu taleplerine yönelik hüküm kurulmadığını, kaldı ki davalının borcu dava tarihinden sonra çıkan kanuni düzenleme sonucu eksilmiş bulunduğundan kanuni düzenleme sebebiyle oluşan red kısmı için, Mahkemece reddedilen miktar üzerinden davacı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacı tarafın 07.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı ıslah ettiği ve 67.011,00 TL ile birlikte 28.09.2007 ilişik kesme tarihinden itibaren işlemiş 7.895,12 TL faizi de talep ettiği, ıslah dilekçesinde yükümlülük süresinin eksik kalan kısmı ile orantılı olmak üzere ana paranın aslında 16.897,00 TL olduğu ve faizli toplamının davadaki ilk talep olan 67.011,00 TL olduğunun belirtildiği, davacı tarafın ıslah talebiyle dava değerini toplam 74.906,12 TL'ye yükselttiğini, davacı tarafın ıslah talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunulmasına rağmen bu itirazlarının değerlendirilmeyerek kabul edilen asıl alacağa faiz de işletilerek hüküm kurulduğunu, ıslaha konu olan faiz talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddia ettiği alacağının 28.09.2007 tarihinde doğduğunu, dava tarihinin 14.08.2009, ıslah tarihinin ise 07.12.2012 tarihi olduğunu, bunun yanı sıra Yargıtay kararlarına göre ilişik kesme tarihinden önce temerrüt şartları oluşmadığından faiz işletilmesi mümkün olmadığından asıl alacağa hiçbir şekilde faiz işletilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükümde yer alan 5.056,68 TL asıl alacağa belirlenen 14.253,76 TL işlemiş faizin fahiş olduğunu, işlemiş faiz alacağın ne şekilde hesaplandığının anlaşılamadığını, davalıya atfedilecek hiçbir kusurun olmadığını, hesaplamaya esas alınacak masraf kalemleri hususunda itirazlarının dikkate alınmadığını, davalının sarf etmediği ve hatta sebebiyet bile vermediği (yedek parça, bakım onarım vs.gibi) kalemlerle birlikte davalının bizzat karşıladığı (ingilizce kursu, kırtasiye, barınma vs. gibi) masrafların dahi haksız bir şekilde hesaplamaya dahil edildiğini, başlangıç uçuş eğitimi, temel uçuş eğitimi, yedek parça gideri ve ingilizce kursu, bakım onarım, barınma, kırtasiye vs. giderler hakkında davacı tarafça yapıldığı iddia edilen ve işbu dava ile de talep edilen tüm harcama kalemlerinde ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, bu nedenle davacı tarafça belgelendirilemeyen ve hatta birbiri çelişen, gerçeği yansıtmayan hiçbir harcamanın "yönetmelik gereği" denilerek talep edilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; subay olarak yetiştirilen davalının 926 sayılı ...Personel Kanunu'nun 112 nci maddesinde düzenlenen mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan TSK'dan ayrılması nedeniyle kendisine yapılan eğitim ve öğretim giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesine 03.07.2003 tarihinde 4917 sayılı Kanun ile eklenen 5 inci maddesi.
2. Aynı Kanun'un uygulanmasını gösteren ve 17.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren ...Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik'in geçici 1 inci maddesi, 5 inci ve 6 ncı maddesi.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. 09.11.2013 tarih ve 28816 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, ...Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1 inci maddesi ile 17.12.2005 tarihli Yönetmelik'in 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yapılan değişiklik gereğince; davalının öğrencilik dönemine ait masraf kalemlerinden; "yiyecek masraflarının yarısının", "öğrenci harçlıklarının, kitap-kırtasiye giderlerinin ve ilaç-tedavi giderlerinin ise tamamının" ve "personel ve amortisman giderlerinin" düşülmesi suretiyle kalan masraf tutarı üzerinden yükümlülük süresinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak borcunun hesaplanması gerekir.
2. Aynı Yönetmelik'in 6 ncı maddesinin (b) fıkrasında masrafların yapıldığı yıl esas alınarak, ayrıldığı ve ilişiğinin kesildiği tarihe kadar kanuni faizi hesaplanarak tazminat hesabı yapılacağı; yine Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde ise Yönetmelik'in yayımlandığı tarihte henüz ödeme yapmamış ancak Türk Silahlı Kuvvetlerden ilişiği kesilmiş personele de bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
3. Yine, 30.06.2010 günü yürürlüğe giren 6000 sayılı Kanun'un 11 inci maddesiyle 5401 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde yapılan değişiklikle personel ve amortisman giderlerinin yükümlülerin tazminat hesaplarında dikkate alınmayacağı öngörülmüş, 03.06.2012 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 6318 sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 47 nci maddesiyle 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca muvazzaf subay ve astsubayların mecburi hizmet süresi 15 yıldan 10 yıla indirilmiştir.
4. ...Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik'te helikopter ve uçuş masraflarına ilişkin herhangi bir masraf kalemine yer verilmemiştir. Aynı zamanda söz konusu Yönetmelik'te 11.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Maliyet Hesabı başlıklı 5 inci maddesinin (e) bendinde Uçuş (pilotaj) eğitim merkezlerinde veya uçuş birliklerinde verilen başlangıç, temel, tekamül uçuş (pilotaj) eğitimlerinde, uçuşta sarf edilen yağ, yakıt ve oksijen giderleri, (f) bendinde Uçuş (pilotaj) eğitim merkezlerinde hizmet alımı yoluyla tedarik edilen başlangıç, temel, tekamül uçuş (pilotaj) eğitim masraflarının hesaplanmasında bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinin dikkate alınacağı belirtilmiştir.
5. ...Personelinin Öğrenim, Eğitim ve Yetiştirme Masraflarının Tespitine Dair Yönetmelik'in geçici 1 inci maddesinde, yönetmeliğin yayımlandığı tarihte henüz ödeme yapmamış ancak Türk Silahlı Kuvvetlerden ilişiği kesilmiş personele de bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinde; davalının mecburi hizmetini tamamlamadan 28.09.2017 yılında ilişiğinin kesildiği anlaşılmıştır.
Söz konusu uçuş eğitimlerine ilişkin değişiklik davalının emekliye sevk edildiği tarihten sonra yürürlüğe girdiğinden, davacı Kurumun uçuş eğitimine ait masraf kalemlerinden yağ, yakıt, yedek parça ve davalının öğrencilik dönemindeki ingilizce kursuna ait masraf kalemlerinden, personel ve amortisman giderlerinin düşülmesi suretiyle kalan masraf tutarı üzerinden yükümlülük süresinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak davalının borcunun hesaplanması gerekirken, söz konusu masraf kalemlerini maliyetten düşmeyerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurularak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
6. Davacı vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı toplamı olan 67.011,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl alacağın davalının ilişiğinin kesildiği tarih olan 28.09.2007 tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faizi olan 7.895,12 TL'nin tahsilini ve asıl alacağa ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir. Hükme esas alınan 31.10.2012 tarihli bilirkişi raporu ve 27.11.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda; 6000 ve 6318 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılan hesaplamada, dava tarihi itibariyle davacı Bakanlık tarafından davalıya yapılan masrafların hizmet süresi düşüldükten sonraki faizli maliyetinin 19.580,44 TL olduğu, bu tutarın 5.056,68 TL'sinin ana para ve 14.523,76 TL'sinin işlemiş yasal faiz olduğu belirtilmiştir. Söz konusu raporların incelenmesinden; faiz hesaplama yönteminin denetime elverişli olmadığı, hangi masraf kalemine, hangi tarihten itibaren, hangi tarihe kadar, hangi faiz oranı uygulanarak hesaplama yapıldığı belirtilmemiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda yukarıda belirtilen Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca işlemiş faiz hesaplanmalıdır. Söz konu bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirir.
7. Davacı vekilinin 07.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl alacağa yasal faiz işletilmesini talep etmiştir. Mahkemece, işleyecek faiz yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırıdır.
8. Kabule göre de; davalının borçlu olduğu miktar, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanun ve Yönetmelik değişikliği hükümlerine göre belirlenmiş olduğundan; taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık miktarlarına göre belirlenmesi, karar ve ilam harcının ise kabul edilen miktar üzerinden hesaplanması gerekirken, bu hususların gözetilmemesi de doğru görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.