Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2181 E. 2024/134 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının ruhsatına sahip olduğu Vioxx isimli ilacı kullandıktan sonra kalp rahatsızlığı geçirdiğini iddia eden davacının, ilaç ile rahatsızlığı arasında illiyet bağı olduğunu ileri sürerek açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalının ruhsatına sahip olduğu ilaç arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığına dair alınan bilirkişi raporlarında, davacının geçirdiği kalp rahatsızlığının ilaçtan kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediği ve bu nedenle uygun illiyet bağının kurulamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/265 E., 2022/401 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 08.01.2004 tarihinde ortopedi ve travmatoloji bölümüne muayene olduğunu, reçetesine yazılı VIOXX adlı ilacı kullanmaya başladığını, davalının bu ilacın ruhsat sahibi olduğunu, 09.05.2004 tarihinde kol ağrısı ve nefes darlığı şikayetleri ile sağlık merkezine başvurduğunu,28.05.2004 tarihinde anjiyo sonrası stend uygulaması yapıldığını, 05.07.2004 tarihinde bu uygulama nedeniyle 6 ay istirahat raporu verildiğini, kalp rahatsızlığı geçirmesine kullandığı VIOXX adlı ilacın sebep olduğunu, Sağlık Bakanlığınca bu ilacın piyasadan çekildiğini, ilacı kullanmasından doğan sağlık sorunları nedeniyle pilotluk mesleğini artık yapamadığını zarara uğradığını ileri sürerek 1.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı definde bulunarak davanın zamanaşımından ve esastan reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk derece Mahkemesinin 30.01.2013 tarihli ve 2008/169 E., 2013/22 K. sayılı kararıyla; zamanaşımından reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.6.2014 tarihli ve 2013/20016 E., 2014/21432 K. sayılı ilamıyla; “Davacı, davalının ruhsat sahibi olduğu VIOXX adlı ilacı kullanması sonucu kalp rahatsızlığının ortaya çıktığını ileri sürerek eldeki tazminat davasını açmıştır. Mahkemece davacının zarar ve faili 5.07.2004 tarihinde öğrendiği, bir yıllık sürede davanın açılmadığı gerekçeleri ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de operasyon sonrası 6 ay istirahate ilişkin raporun verildiği bu tarih zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabul edilemez.Mahkemece işin esası incelenerek davacının davaya konu zararının doğum tarihini öğrendiği tarih tespit edilerek zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, zararın doğduğu tarih bu tarih ise şimdiki gibi ,eğer zamanaşımı gerçekleşmemişse işin esası incelenerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir” denilerek bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2015 tarihli ve 2014/471 E., 2015/348 K. sayılı kararıyla; uyulan bozma ilamı içeriği, tüm dosya kapsamı, isticvap beyanı birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle yeniden davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.06.2019 tarihli ve 2017/8553 E., 2019/7812 K. sayılı bozma ilamı ile; Mahkemece ilaç üreticisinin sorumluluğunu BK’da öngörülen haksız fiil esaslarına göre dayandırdığına göre dava tarihine yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/1 inci maddesinde yer alan "...zarar ve ziyan yahut manevi zarar namıyla nakdi bir meblağ tedüyesinde müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunan..." hükmüne göre 1 ve 10 yıldır. BK'nın 60 ncı maddesindeki 10 yıllık süre genel zamanaşımı süresi olup, davanın zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir.

Mahkemece, Dairemizin bozma ilamından sonra VIOXX adlı ilacın zarara ne zaman yol açtığına ilişkin davacıya isticvap davetiyesi çıkartılmış. Davacı 02.07.2015 tarihli celsede söz konusu ilacın kalp rahatsızlığına yol açtığını 18.03.2008 tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir. Davacının zarara yol açtığına öğrendiğini belirttiği tarihten önce bu durumu öğrendiğinin aksi dosya kapsamıyla ispat edilememiştir.

Hal böyle olunca; somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının kullandığı ve davalının ruhsat sahibi olduğu Vioxx isimli ilaç nedeniyle kalp rahatsızlığı geçirdiği ve ilaçtan kaynaklı yaşamış olduğu sağlık sorunları nedeniyle pilotluk mesleğini yapamaması nedeniyle kazanç kaybı ve tedavi masraflarına ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin iş bu davayı açtığı, davalının davanın reddini talep ettiği, mahkememizce alınan ATK raporunda davacının 09.05.2004 tarihinde geçirdiği akut myokard infarktüsü üzerinde de söz konusu ilacı kullanmış olmanın etkisi olabileceği ancak davacıda aterosklerotik kalp damar hastalığı ve akut myokard infarktüsü olasılığını arttıran birden fazla risk faktörü (hipertansiyon, hiperlipidemi, sigara kullanımı öyküsü) bulunan kişinin akut myokard infarktüsü geçirmesindeki etki derecesinin bilinemeyeceğinin bildirildiği, yine mahkememizce kalp ve damar hastalıkları/kardiyolog uzmanlarından oluşan bilirkişi heyet raporunda davacıda gözlenen kalp hastalığının ortaya çıkmasında davacıda bulunan hastalıklar (hipertansiyon, kolesterol ve trigliserid yüksekliği, kan şekeri yüksekliği) ve risk faktörlerinin (yaş, erkek cinsiyet, sigara) esas olarak rol oynadığının, davacıda kalp hastalığının ortaya çıkmasında Vioxx isimli ilacın yanında Sulidin ve Tilcotil isimli ilaçların da etkisinin bulunabileceğini ancak bu etki derecesinin belirlenmesinin mümkün olmadığının, Vioxx isimli ilaç ile gelişen kalp hastalığı arasında neden-sonuç ilişkisini kanıtlayabilecek doğrudan bir illiyet bağından bahsetmenin mümkün olamayacağın bildirildiği, alınan bilirkişi heyet raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu ve bu kapsamda mahkememizce hükme esas alındığı, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebine dayandığı, haksız fiil bakımından hukuka aykırılık, kusur, zarar ve uygun illiyet bağının bir arada meydana gelmesi gerektiği, başka bir ifadeyle hukuka aykırı eylem dolayısıyla karşı tarafta bir zarar meydana gelmeli, meydana gelen zararla, hukuka aykırı eylem arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve zarar bu hukuka aykırı eylemin neticesinde meydana gelmiş olması gerektiği, ispat yükü başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesine göre, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, bu kapsamda davaya konu Vioxx isimli ilacın kalp hastalıklarını artırdığına yönelik bilgilerin ilaç kullanma talimatında bulunduğunu ve mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu da dikkate alınarak davacı tarafından davaya konu ilaç ile yaşadığı kalp rahatsızlığı arasında doğrudan ve uygun illiyet bağının ve davalının kusurunun ispat edilemediği anlaşılmakla davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, dosya kapsamına evvelce alınan tüm tıbbi belgeler, Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulu tarafından tanzim edilen 40968900-101.01.01/2019/130095-1 sayılı 24.12.2020 tarihli raporunda belirlenen illiyet bağı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve KlinikFarmakoloji Anabilim Dalında öğretim üyesi doktorun beyanları, dinlenen diğer tüm tanık anlatımları dikkate alındığında davalının ürettiği Vioxx isimli ilacın ciddi zararlı yan etkilerinin mevcut olduğunun ispatlandığını, buna rağmen illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı oluğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 187 ve 190 ıncı maddeleri,

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle yargılama aşamasında alınan her iki bilirkişi raporunda da davacının geçirmiş olduğu kalp hastalığının kullandığı ilaçtan kaynaklandığının kesin bir şekilde tespit edilemediği dolayısıyla uygun illiyet bağının bulunmadığının anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.